Bill Gates, bağırsak mikrobiyomları ve obeziteye çare olabilecek araştırmalara yatırım yapıyor.
Bill Gates kendisinin tuhaf biri olduğunu kabul ediyor. Microsoft’un kurucusunu ilk olarak bilgisayarlara yönelten şeyin de bu tuhaflık olduğunu söylüyor. Ama bugünlerde Gates’in muhtemelen en belirgin tuhaflığı insan bağırsak yapısına olan tutkusu.
Gates kasım ayında, Pekin’de yapılan bir etkinlikte içinde trilyonlarca virüs partikülü, bakteri ve parazit solucan yumurtası olabileceğini göstermek için bir kavanoz insan dışkısı ile sahneye çıktı. Gates’in sindirime olan ilgisi, sistemimizdeki iğrenç ve zayıflatıcı bakteri türlerinin ötesine geçiyor.
Milyarder yatırımcı son günlerde içimizde yaşayan mikrobiyal kolonileri tohumlayarak bağırsaklarımızın iç işleyişini yenileyebileceğimizi düşündüğünü söyledi. Geçen hafta Newyork’ta yaptığı bir konuşma sırasında Gates, beslenmeyi anlama konusunda bir buluş yapacaklarına dair oldukça iyimser olduğunu belirtti. “İnsanların atılım olarak beklemeyeceği, benimse oldukça iyimser olduğum atılım, beslenmeyi anlamadır.”dedi.
Bunu yapmanın yolu da mikrobiyomunu engellemek olduğunu düşünüyor. Sağlam, çeşitli mikrobiyomlar sağlıklı gelişim için bizi hazırlar. Iyi beslenme hem zengin hem de fakir ülkelerde büyüyen bir problemdir.
Dünya çapında 5 yaşın altındaki çocukların yüzde 22.2si, yani yaklaşık 150 milyonu kısa boylu – bu da demektir ki yetersiz beslenme ve enfeksiyonlar nedeniyle sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmemekteler, diğer yüzde 5,6 ya da 38 milyonu ise fazla kilolu. Çocukların olması gerektiği gibi gelişmemelerinin bir nedeni mikrobiyomlarının sağlam olmamasıdır.
Bir kişinin mikrobiyomu, bağırsakta yaşayan bakteri, virüs ve mantarların karmaşık karışımıdır; 2 milyondan fazla geni vardır – insan genomundan daha fazla. Doğumdan başlayarak, bir bebeğin steril bağırsakları, annenin mikroplarına ilk maruz kaldığında, 300 ila 500 bakteri türü bu ortamı kolonize etmeye başlar.
Normal olarak, bu besin açısından zengin anne sütü ile birlikte, bebeklerin ağızlarına koydukları diğer şeylerin de yardımıyla olur. Ancak bir bebeğin mikrobiyomu doğru gelişmezse, gıdaların işlenme şekli için uzun vadeli ciddi sonuçlara yol açabilir, bu da bir tarafta yeterli büyüyememe veya diğerinde obezite ile sonuçlanabilir.
Yaklaşık bir yıl sonra bebeğin mikrobiyal kolonileri stabilize olur, yani yaşamın ilk ayları zengin bir mikrobiyom geliştirmek için gerekli zamandır. Mikrobiyomuz, yediğimiz gıdalardan ne kadar beslenebileceğimizi belirler.
Madagaskar’ı ele alacak olursak, ülkenin 5 yaşından küçük çocukların yarısı için boyun yeterince uzayamamasının bir sorun olduğunu görürüz. Birçok çocuk, demir, A vitamini, çinko ve iyot gibi sağlıklı gelişim için çok önemli olan yeterli besinleri alamıyor. Gates,onların,zihinsel ve fiziksel olarak gelişmediklerini söylüyor.
Benzer şekilde, Bangladeş’te, bilim insanları, ciddi şekilde yetersiz beslenen bebeklerin diğer bebeklere göre daha olgun olmayan mikrobiyomlara sahip olma eğiliminde olduğunu bulmuş, yaşamın ilk aylarının yaşamlarımız boyunca ne kadar beslenebileceğimiz için kritik olduğunu öne sürmüşlerdir.
Gates, bu çocukların yeterince yiyecek alsalar bile, bağırsaklarında iltihaplanma ile ilgili bir şeyler olduğunu, vücutlarının düzgün bir şekilde büyümesinin mümkün olmadığını söylüyor. Bunun ekonomi üzerinde uzun vadeli etkileri var.
Dünya Bankası, Madagaskar’ın vitamin ve mineral eksiklikleri nedeniyle her yıl gayri safi yurtiçi hasılada 720 milyon ABD doları kaybettiğini tahmin ediyor. Diğer taraftan, Almanya, Avustralya ve ABD gibi zengin ülkelerde yetersiz beslenme nedeniyle milyarlarca dolar eksik.
Obezitenin üç eyalette (Kaliforniya, Kuzey Carolina ve Massachusetts) etkilerini inceleyen bir çalışmada, bu ekonomilerin hastalık süresi, erken ölüm ve sigorta ödemeleri gibi dolaylı obezite maliyetlerinde yılda toplam 41 milyar ABD doları kaybettikleri tahmin edildi. Bir mikrobiyom tedavisi bağırsakların güçlü büyümesine yardımcı olabilir.
Gates, bir gün probiyotik bir toz, yiyecek veya başka tür bir mikrobiyal tedavinin, bazı bakterileri bağırsaklarımıza sokarak bu beslenme sorunlarını çözebileceğini düşündüğünü söyledi. Bill ve Melinda Gates Vakfı, bilim adamlarının ucuz bir mikrobiyom tedavisi bulabileceklerini umuyor.
Bu projeler için birinci aşamada finansman alan ekipler Gates Vakfı’ndan 100.000 ABD Dolar alacak.. Bu konuda başarılı olurlarsa, araştırmacılar yeni bağırsak tedavilerini geliştirmek için ikinci bir milyon dolar nakit para kazanabilirler.
Gates Vakfı, bebekler için, Evivo adı verilen, probiyotik bir toza yatırım yaptı. Toz, bebeklerin bağırsak mikrobiyomlarını onarmasına ve iyileştirmesine yardımcı olmak için anne sütüne karıştırılır. Kötü beslenen bebeklerin metabolizmalarını hızlandırmalarına ve daha sağlam bir bağışıklık sistemi geliştirmelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Evivo deneyleri,geçen yıl, Bangladeş’te, 6 ayın altındaki ciddi düzeyde yetersiz beslenmiş çocuklarda başladı.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi‘ndeki Gates Vakfı tarafından finanse edilen bir başka proje de Bangladeş’teki yetersiz beslenen çocukların özel “mikrobiyota yönelik gıdalar” ile beslemesi. Gates Vakfı , bunların bir gün dünya çapında doz başına 0,10 ABD dolarından daha düşük bir fiyata satılacağını söylüyor.
Bu olay, Gates Vakfının çalıştığı fakir yerlerde ve obezite salgınlarına maruz kalan zengin ülkelerde uzun vadeli diyet çözümleri sunabilir. Bağırsak bakterileri de şişmanlıkta rol oynar, çünkü beyine doyduğumuzu bize bildirmek için sinyal gönderirler.
“İştahımızı kontrol etmemizi sağlayan daha geniş bir yaklaşıma sahip olmak neden bu kadar kolay değil?” dedi Gates. “Mikrobiyom bize orada bir çözüm verecek gibi görünüyor.”
Beslenme uzmanları , her insanın vücudu (ve mikrobiyomu) farklı olduğu için, diyet konusunda herkes için geçerli olan hızlı ve zor kuralların olmadığını giderek daha fazla kabul ediyorlar.
Bir grup araştırmacı , Ocak ayında The Lancet’te yayınlanan bir makalede , “Artık herkes için, hatta yaşamları boyunca bir birey için doğru bir diyet veya diyet müdahalesi olmadığını biliyoruz” dedi . Ancak Gates, bağırsaklarımızdaki mikropları mutlu bir şekilde canlandırmaya devam edersek bunun iyi bir başlangıç olacağına inanıyor.
Editör / Yazar : Esra KAŞ
BUNLAR TÜRKİYEYİ HENÜZ KEŞFEDEMEMİŞLER. Biz 2017 yılında dünya probiyotik şampiyonu olduğumuzu tescil ettik.