Dünyadaki en eski yaşam izlerini ararken, gerçek bir fosile mi yoksa kayanın kendisindeki kıvrımlarına mı baktığınızı söylemek zor olabilir.
1980’lerde Avustralya çölündeki 3,5 milyar yıllık fosillerin keşfi böyle şüpheleri uzun süredir gölgede bıraktı. Şimdi, bilim insanları en sonunda bu konuyu ele alacaklarını düşünüyorlar. Stromatolit denilen eski fosilleşmiş mikrop oluşumları Pilbara bölgesinin Dresser oluşumunda bulundu.

Avustralya’daki Yeni Galler Üniversitesi’nden jeolog Raphael Baumgartner ‘bu çok heyecan verici bir keşif. Ve bu stromatolitler dünyanın en eski yaşamın kesin kanıtı olduğunu gösterebiliriz’ diyor.
Grönland’ta bilim insanlarının 3,5 milyar yıllık eski bir fosil bulduğu zamanı hatırlayabilirsiniz. Daha sonra araştırmalar bu fosillerin sadece düz eski bir kaya olduğunu tespit etmişti ve taç Pilbara fosillerine iade edildi.
Fakat, herkes Pilbara fosillerin gerçek olduğundan oldukça emin olmasına rağmen aslında kesin olarak kanıtlanmamış.
Onlar mikrobiyal stromatolitlerin¹ şekil ve yapısına sahipti ama bunu destekleyen organik hiçbir madde kanıtı yoktu. ”En eski fosiller” başlığını okuduğumuzda bir tacda ve bir kuşakta bundan daha fazlasını bulabiliriz.
Bu bizim varoluşumuzun temel sorunlarından biriyle derinden bağlantılıdır;
Peki bu çamurlu mavi mermerde yaşam ne zaman ve nasıl gelişti ?

Baumgartner ve onun ekibi kazı çalışmasına gittiler. Yeraltı derinliklerinden alınan bir çekirdek örneğini analiz etmelerine rağmen, kayaların alt kısımları hava şartlarından etkilenmemişti.
Bu örneklerin yüzeyden çok daha iyi korunduğu anlamına gelir. Makalelerinde, ekip koruma olağanüstü olduğunu söyledi.
Araştırmacılar taramalı elektron mikroskobu, taramalı iletim elektron mikroskobu, enerji dağıtıcı X-ışını spektroskopisi ve Raman spektroskopisi, nano ölçekli ikincil iyon kütle spektrometresi ve karalı karbon izotop analizini içeren çoklu teknikler kullanarak örnekleri analiz ettiler.
Bu örnekler aşırı yüklü gibi görünüyorsa, onların gerçek olması imkansızdır ve bu incelemelerden biri olumlu sonuç verdiyse ve gerisi yoksa, bir sonuç çıkarmak çok daha zor olduğu anlamına gelir.
Ekibin analizleri stromatolitlerin ağırlıklı olarak nanoskip gözeneklerle dolu, pirit denilen bir minarelden oluştuğunu ortaya koydu. Ve bu pirit’te azot taşıyan organik maddelerin yanı sıra mikrop kolonileri tarafından oluşturulan biyofilm kalıntılarına benzeyen organik madde telleri ve filamentleride bulunuyor.

Baumgartner organik madde stramotolitlerin¹ pirit² içinde korunmuş olduklarını bulduk ve tipik olarak mikrobiyal biyofilm kalıntılarının korunmuş filomentlere ve tellerine bakıyoruz, diyor ve ekliyor” Oldukça heyecanlıydım çünkü bu projeye başlamadan önce bu seviyede kanıtlar bulacağımızı hiç beklemiyorduk.
Önceden, Birleşmiş milletler geçici yürütme makamı araştırmacıları Pilbara’da ılıca tortularında 3,48 milyar yaşında mikropların kanıtlarını buldu.
Bu tortular neredeyse Marsın kabuğuyla aynı yaşta olduğundan, Marstaki potansiyel fossileri nasıl bulabileceğimizi söyleyebilecekleri düşünüldü- özellikle kızıl gezegenin de bir zamanlar kaplıcaları olduğu kanıtı için.
Gerçekten de Nasa, Pilbara’yı stromatolitlerin varlığını gösterebilecek muhtemel jeolojik izleri öğrenmek için çalışıyor.
Baumgartner:” yaşamın nerelerde ortaya çıkabileceğini anlamak atalarımızı anlamak için çok önemlidir ve hayatın nerede oluştuğunu anlamamıza yardımcı olabilir örneğin diğer gezegenlerde nerede başladığı… “
Sözlük:
- stramotolit: Stromatolitler, özellikle daha çok mavi-yeşil algler olarak bilinen siyanobakteri gibi mikroorganizmaların biyofilmlerinin tortu tanelerinin bir araya gelip yapışması, birikmesi ve donması ile sığ sularda oluşan genişleme eğilimli katmanlı yapılardır.
- Pirit, formülü FeS₂ olan, kübik sistemde billurlaşan demir sülfür.
- Spektroskopi en çok tanınan hali ile maddenin özelliklerinin, soğrulan ve salınan parçacıklar, ışık, veya ses aracılığı ile incelenmesidir.
Araştırma Geology dergisinde yayınlandı.
Çeviren: Sena Özcan