Arşimet’ten Galileo’ya, işte bu bilim adamları hakkında bilmediğiniz bazı eğlenceli gerçekler.
Muhtemelen bu tarihi bilimsel şahsiyetlerin isimlerini ve onların iyi bilinen keşiflerini biliyorsunuzdur. Ancak bu dahilerde ve bugün hâlâ geçerliliğini koruyan çalışmalarında ne kadar çok şey olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Başka neler yaptıklarına bir göz atalım.
Arşimet
Arşimet, Arşimet Prensibi olarak bilinen suyun yer değiştirmesinin keşfi ile bilinir: Bir nesne suya konulduğunda, yer açmak için suyu iter (yerini değiştirir). Bu itme, nesneye eşit miktarda hacimde yapılır. Ancak tüm zamanların en büyük bilim insanlarından biri olarak kabul edilen adamda çok daha fazlası var.
Sicilya’nın Syracuse şehrini deniz saldırılarından korumak için Arşimet Pençesini veya diğer adıyla “demir eli” icat etti. Onun “Arşimet Vidası”, bugün hala kullanımda olan bir tür su pompalama sistemiydi.
İlk kaldıracı veya kasnağı icat etmemiş olmasına rağmen, sistemi geliştirdi ve ünlü “Law of the Lever” (Kaldıraç yasası)‘da bunun hakkında yazdı. Ayrıca Pi’yi en yakın doğru değere hesapladı ve bir dairenin alanını hesaplamanın yolunu buldu. Çalışmaları hidrostatik ve hesap alanının ilerlemesine yol açtı.
Galileo
Galileo Galilei, astronomi, fizik, kozmoloji ve daha fazlasına yaptığı katkılardan dolayı birçok kişi tarafından modern bilimin babası olarak kabul edilir. Teleskopu icat etmemiş olsa da, dürbünün büyütmeyi artıran geliştirilmiş bir versiyonunu tasarladı. Onun bir teleskop versiyonu (1609’da yapıldı) o kadar etkiliydi ki, en büyük keşiflerine yol açtı.
Galileo, tarihte bir teleskop kullanarak gökyüzü gözlemlerini kaydeden ilk kişiydi. Jüpiter’in uyduları olduğunu keşfetti; Samanyolu’nun sadece bir ışık bandı olmadığını, tek tek yıldızlardan oluştuğunu; Venüs’ün evreleri, ve Ay’ın yüzeyinin pürüzsüz olmadığını – ama aslında kraterleri ve dağları olduğunu da keşfetti.
Keşifleri, Güneş Sisteminin merkezinin Dünya değil, Güneş olduğunu kanıtlamaya yardımcı oldu ve Heliosentrik modeli destekledi. Galileo ayrıca ilk sarkaçlı saati tasarlamakla da tanınır.
Da Vinci
Tabii ki, Leonardo da Vinci ‘nin Son Akşam Yemeği ve Mona Lisa’nın arkasındaki sanatçı olduğunu biliyoruz. Salvatore Mundi adlı tablosu 2000’li yılların ortalarında yeniden keşfedildi.
Resmin kimlik doğrulaması tartışmalı bir konuydu ve olmaya devam ediyor, ancak 2017’de 450 milyon dolara satıldığında dünyanın en pahalı sanat eseri rekorunu kırdı. Ancak bu Rönesans ressamı, onu bir bilge yapan çok çeşitli beceri ve yeteneklere sahipti. Mimar, teknik ressam, mühendis, mucit ve heykeltıraştı.
Buluşları, zamanlarının yüzyıllar ötesinde olduğu için, yaşamı boyunca meyvelerini vermediler – ancak onun mekanizmalarının birçoğu günümüz dünyasına yansıyor. Bunlara paraşüt, dalgıç giysisi, makineli tüfek ve zırhlı araç/tank dahildir. Fikirleri, eskizleri, notları ve bulguları ünlü defterlerinde tutuldu. Defterlerinden biri (1506-1510 yazılmıştır) yaklaşık 32 milyon dolara satın alınan Bill Gates’e aittir.
Fibonacci
Leonardo Fibonacci, Orta Çağ’ın en büyük Batılı matematikçisi olarak kabul edilir. Fibonacci dizisiyle tanınır – dizideki bir sonraki sayıyı belirlemek için önceki iki sayı birbirine eklenmesidir. Yarattığı sayısal desen, doğada yaygın olarak bulunur – çam kozalakları, petekler, çiçekler ve kasırgalar dahil. Yaygın olmayan bir bilgi ise, Hindu-Arap sayı sistemini Avrupa’ya tanıtan kişi olmasıdır.
0’dan 9’a kadar sayıları kullanan sistemi Cezayir’de okurken öğrendi. O zamanlar Avrupa, sistemi olarak Roma rakamlarını kullanıyordu ve hesaplamalar için abaküslere ihtiyaç duyuyordu.
Fibonacci, Hindu-Arap sisteminde ve ilgili ondalık sistemde üstün fayda görürken, İtalyanlar ve (Kilise) buna şüpheyle baktılar. Ama sonunda Avrupalılar bu fikre katıldı ve dünya çapında kullanılan yöntem haline geldi. Fibonacci, kesirlerde kullanılan yatay çubuğu da yarattı.
Pisagor
Pisagor, matematiğe büyük katkısıyla da bilinen eski bir Yunan filozofuydu: Yaygın olarak A2 + B2 = C3 olarak bilinen Pisagor teoremini bulan kişidir. Pisagor teoremi dik açılı bir üçgen olduğunda, hipotenüsün karesi diğer iki kenarın karelerinin toplamına eşit olmasıdır.
Pisagor, müzik de dahil olmak üzere matematiği her yerde gördü ve müzik akortunun temellerini geliştirmekten de sorumluydu. Harmonik seriler olarak bilinen kavramı keşfetti. Seri, frekanslar ve dalgalarla ilgili bir fizik unsurudur. Pisagor, enstrümanların bugün hala akort edilmesinden sorumludur.
Pisagor, zamanının oldukça etkileyici biriydi ve geniş bir takipçi kitlesine sahipti. Kroton’da adanmışlarının yaşadığı ve bilgeliği takip ettiği bir felsefi topluluk kurdu. Topluluk, o zamanlar yaygın olmayan kadın filozofları içeriyordu.
Çeviren:Gülcan Gören