Yakın zamanda yayınlanan, 5G iletimlerinin insan hücrelerini koronavirüs oluşturmak için tetikleyebileceğini iddia eden rapora yapılan geri dönüşler birçok okuyucu tarafından raporun mantıksızlığı hakkındaki yorumlardı.
Bir araştırma ekibi, 5G milimetre dalgalarının “DNA kaynağının beşgen ya da altıgen bazlarının şekillerine benzer, çekirdek ve sıvılarda delikler ürettiğini” öne süren, ücretsiz bir biyomedikal tabanı olan Pubmed’de, bir makale yayınladı. Kanıları: “Bu bazlar birbiri ile birleşebilir ve koronavirüs gibi virüs benzeri yapılar oluşturabilir.” idi.
İlginizi çekebilir: 5G Nedir? 5G Teknolojisi Nasıl Çalışır, Tehlikeli midir?

Grubun etkileyici itimatnamelerine rağmen, kanıları ve herhangi bir araştırmanın bu kanıları desteklememesinden dolayı rapor kısa bir süre içerisinde kınandı.
Bilim etiğinde uzmanlaşmış eski Stanford Bilim Danışmanı Elisabeth Bik, makaledeki iddiaları kanıtlayan bir delil bulunmadığını ve bunun mutlak bir saçmalık olduğunu belirtti. Bik, grubun fantastik ve desteklenmeyen hipotezlerle tanındığını da ekledi. Öfkeli Bik, NCBI’yı (Pubmed ana şirketi) bu dergilerini yasaklamaları için dâhi ısrar etti.
Extremetech’ten Joel Hruska, “5G dalgalarının kullandığı gerçek bantları açıkça çarpıttıklarını” ve “Herhangi bir virüs dalgasının insan vücudunu kolonize etmesi” fikrinin alay edilesi olduğunu söyledi.
Makalenin yazarlarından birinin kısa bir süre önce Covid-19’un, tek bir asemptomatik hastanın sonuçlarına dayanarak, bir sedef hastalığı ilacı ile tedavi edilebilir olduğunu iddia eden oldukça şüpheli bir makale yayınladığını belirtti.
Hruska, “Bu yazarların hiçbiri, Covid-19’un nedenleri ile ilgili konuşma yetkisine sahip değildir ve bu makalenin Pubmed veritabanında yer alması onay sürecindeki ciddi yöntemsel kusurlardandır.
Bu bilim değil. Bu, çalışmalarında bilimsel metotları uygulamayan insanların bilim olduğunu sandıklarıdır. “
Makale üzerine yapılan tartışmalı yorumlardan sonra Pubmed, makaleyi veritabanından kaldırdı.
Böyle sahte bir raporun yayınlanması, özellikle bu zamanlarda ziyadesiyle rahatsız edici. Meşru haber kaynakları ile internetin kenarlarını dolduran düpedüz mantık dışı yayınlar yapan komplo siteleri arasında ayrım yapamayan insanları tanımlamak için kullanılan ve kullanımı giderek artan ‘düşük bilgili’ vatandaşlar arasında artan bir hareketi körüklemeye hizmet ediyor.
Bu tür siteler, meşru araştırmalarla ve yerleşik gerçeklerle ilgili şüphe uyandırıyor; haber olaylarının, bilimin ve sağlığın kötü niyetli çarpıtmalarını yayıyor ve gereksiz korku ile şüphe üretiyor.

5G telekomünikasyonda devrim yaşatacak. Mevcut hızların 50 katına kadar yıldırım hızlı internet bağlantı hızları, çok daha geniş kapsama alanı, düşük güç tüketimi ve akıllı cihazlar arasında daha fazla entegrasyon vaat ediyor lakin gerçek şu ki; 5G altyapısını kurmak için gerekli olan büyük ağın sağlığı etkilemeyeceğini doğrulayan hiçbir çalışma yok. Şu anda 4G LTE iletişimini destekleyen 200.000 hücresel kule var, 5G milyonlarca gerektirebilir.
EMF’ye Maruz kalmayı düzenleyen mevcut güvenlik düzenlemelerinin çoğu 1980’lerden kalma araştırmalara dayanmaktadır. Ancak Scientific American’a göre o zamandan beri 500’den fazla çalışma, radyasyonun en azından olası zararlı etkilerine işaret ediyor. Hiçbiri kesin değildir, ancak hiçbiri RF dalgalarını tamamen aklamaz.
UCLA’da bir epidemiyoloji profesörü olan Leeka Kheifets’in EMF hakkında söylediği gibi,
“Sağlık riskleri olduğu henüz aşikâr değil lakin risk olmadığı da henüz aşikâr değil.”
2011 yılında Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, radyo frekansı radyasyonunu insanlar için olası bir kanserojen olarak ilân etti. Ayrıca 250 bilim adamından oluşan bir grup geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nü tüketicilerin sağlığını korumak için EMF konusunda daha sıkı kurallar çıkarmaya çağırdı.
Özetle, absürt bir çalışmanın sorumsuzca yayınlanması, tehlikenin vahşi iddialarının gerekçeli şüphecilikle ele alınması gerektiğini hatırlatır; ve yeni, denenmemiş teknolojilerden kâr elde etmek isteyenler tarafından desteklenmeyen fayda ve güvenlik teminatlarının bulunması gerektiğine değinir.
Hümeyra DEMİRBAŞ