Bilim insanları Antarktika deniz tabanında, ilk kez, aktif bir metan gazı sızıntısı keşfettiler. Bu durum, küresel ısınmayı hızlandıracak bir süreçtir. Metan, iklim değişikliğini hızlandıran ve gezegeni karbondioksitten daha fazla ısıtan güçlü bir sera gazıdır.
Buzun altından sızma riski; bazı mikroorganizmaların, o atmosfere salınmadan önce onu tüketmeye yardımcı olabileceğini söyleyen bilim insanlarını uzun süredir endişelendiriyordu lakin yeni bulgular, bu sürecin Antarktika’daki etkinliği için umutları yok ediyor gibi görünüyor.

Raporda, metan sızıntısının ilk olarak 2011’de keşfedildiği ve gazın filtrelenmesine yardımcı olan mikroorganizmaların bölgede gelişmesinin 5 yıl sürdüğü belirtildi. Araştırmacılar, mikroorganizmaların varlıklarına rağmen metanın hâlâ kaçtığını fark ettiler.
Oregon Eyalet Üniversitesi’nde bir denizbilimci olan ve aynı zamanda araştırmanın lideri Dr. Andrew Thurber, “Bu hiç iyi bir haber değil. Mikropların ortaya çıkmaya başlaması 5 yıldan fazla sürdü ve ondan sonra bile hâlâ deniz tabanından hızla kaçan metan vardı.
Bölgede yetişen ilk mikroplar beklenmedik bir türdü, bir topluluğun tamamen adapte olup metan tüketmeye başlaması 5 ila 10 yıl arası sürebiliyor.”
Metan Çok Büyük Bir İklimsel Risk Oluşturuyor
Deniz buzu altında yüksek miktarda metan depolanır. Antarktika’da tüm Dünya’nın %25’i kadar metan bulunduğu tahmin edilmektedir. Bilim insanları, metan sızıntılarının gezegen üzerindeki etkisi hakkında uzun süredir uyarıda bulunuyorlar. (Metan sızıntıları, küresel sıcaklıklar yükseldikçe buzun erimesinden kaynaklanan bir olaydır.)
Metanın buzdan sıyrılıp serbest kalması, yükselen sıcaklıkların tersine çevrilemeyeceği veya durdurulamayacağı bir iklim değişikliğindeki devrilme noktalarından biri olarak kabul edilir. Fakat şimdiye kadar Antarktika’da aktif bir metan sızıntısı keşfedilmedi.
Araştırmacılar, bu durumda gazın küresel ısınmanın bir sonucu olarak sızmadığını belirtti (Sızıntının gerçekleştiği Ross Denizi, önemli derecede ısınmadı). Bu metanın nihai kaynağının bilinmemekte olduğunu söylediler.

Ancak raporda, bulguların Antarktika’da önceden hakkında çok az bilgi sahibi olunan, metan gazının tüketilme ve serbest bırakılma şeklinin anlaşılmasına yardımcı olacağı belirtildi. Daha önce hiçbir sızıntının tespit edilmemesinin “Antarktika’daki metan salınımı süreçlerinin anlaşılmasını engellediği” söylendi.
Mikroorganizmaların çalışma şekillerini daha iyi anlamanın, metanın okyanuslarda salınımı hakkında bilgilendirici olacağını da eklediler. Araştırmaya göre, mikroorganizmaların değişimi ve gelişimi deniz metan rezervuarlarından kaynaklanan sera gazı emisyonunda etkiye sahip olabilir.
Ancak koronavirüs pandemisi nedeniyle Antarktika bölgesine seyahat planları bozulduğundan, daha fazla araştırma yapılması için uzun süre beklenmesi gerekiyor.
Hümeyra DEMİRBAŞ