Uzaylıların biz insanlara ulaşmayı nasıl denemiş olabileceğine ilişkin ortaya atılan fikirlerden bir tanesi bunun matematiğin evrensel dili olabileceği yönündedir. Ortaya atılan bu iddia ileri düzey matematik ve fraktallerden müteşekkil konseptin bünyesinde gözlemlendiği gizemli tarlalardaki Geometrik Hasat Daire Formasyonları fenomeni için de geçerlidir.
Peki ya (bahsedilen bu) ileri düzey matematik farklı yerlerde de, yani bugünlerde halen daha kullanmakta olduğumuz ilk matematik sisteminde, hemen burnumuzun dibinde, gizlenmiş haldeyse?
2010 senesinde, WILTSHIRE, Birleşik Krallık ‘ta bir tarlada 300 ft ‘lık bi alanda çizgi ve dairelerde oluşan şekiller tespit edildi. Hasat Daireleri alanında uzmanlaşmış araştırmacı LUCY PRINGLE söz konusu şekillerin bir matematiksel teori olan ve (e ^ (i * Pi) + 1 = 0) şeklinde ifade edilebilecek olan EURLER Kimliğini muhteva ettiğini keşfetmiştir. The Independent bu denklemin “tüm dünyadaki en güzel ve anlamlı matematiksel denklem olduğu yönünde genel bir kanı olduğunu” belirtmiştir.

Elbette, bu gibi hasat dairelerinin sinsi düzenbaz insanların eseri olduğu açıkça ispatlanmıştır. Yine de, asıl niyetleri her ne olursa olsun, bu insanlar birşey söylemek istiyor olabilirler. Eğer uzaylılar bizimle iletişime geçmek istiyorlarsa, bu iletişim matematik kanalıyla olmalıdır.
Aşağıdaki videoda Anonymous Official akıllı varlıkların matematik kanalıyla bizimle iletişime geçtiği gerçeğini incelemektedir. Ancak bu defa, bahsi geçen iletişimin belki de hemen burnumuzun dibinde, günlük yaşantımızın bir parşası olarak önümüze sürüldüğünü öne sürmektedirler.
Her bir saniye, dakika, saat, gün, saat, ve saat üzerinde tıkırdayan her bir zaman dilimi antik deha ile işlenmiş arka plan matematiği kullanılmak suretiyle kasıtlı olarak inşa edilmiştir.
Günlük yaşantımız tıpkı 60 dakikada olduğu gibi 60 sayısı baz alınmak sureti ile şekillendirilmiştir. Daire şeklindeki bir saat 360 derecedir; diğer bir deyişle 30 kere on iki. Ölçü birimlerimizde 12 sayısı tekrar tekrar kendini göstermektedir: bir ft içerisindeki inch adedi, bir yıl içerisinde on iki ay olması, bu aylarla ilintili oniki Zodyak Burcu, düzine ifadesinin kendisi.
Her ne kadar biz kıymetlerini pek bilmiyor olsak da tekrar tekrar kendilerini gösteren bu rakamlar nedir?
Nereden geldiler?
İlk yazı ve matematiksel sistem 5000 yıl önce antik Mezopotamya’da gelişti
İlk yazı ve matematiksel sistem 5000 yıl önce antik Mezopotamya ‘da gelişti. Medeniyet matematik ve yazı alanında hatrı sayılır sıçramalar kaydetti. Bilgiyi gökten gelen tanrılarından, nam-ı diğer Anunnaki ‘lerden ödünç aldılar.
En başından beri kullanılagelen matematik 12 ve 60 sayılarını esas almaktaydı ve bu sayılar günümüzde halen daha kullanılmaktadır.
Frekans, Enerji ve Titreşimler
Matematik ayrıca titreşimlerle, ışık dalgalarıyla ve ses frekanslarıyla da ifade edilebilir.
Bir defasında Nikola Tesla şöyle demiştir: “Eğer evrenin sırlarını çözmek istiyorsanız, enerji, frekans ve titreşim üzerinden düşünmelisiniz.”
“Titreşimlere bakacak olursak, antik bir müzik ölçüsü olan armonik beşlik sayısal oranlarını esas alan ilk belgelenmiş akort sistemini oluşturmuş olan kişi (Miladtan önce 569 ila 475 yıllarında yaşamış olan) Pisagor ‘dur.
O zamanlarda her ne kadar Pisagor bunu bilmiyor olsa da, (bilmeden) müzik enstrümanlarını ideal bir oran olan saniye başına 432 Hertz ya da Dalga oranına erişecek şekilde ayarlamıştır (akort etmiştir). Bu titreşim oranı, tıpkı iyileştirici armonik frekanslar yaydığına inanılan Tibet Çanağı gibi, antik müzikal enstrümanların akort edilme oranıydı.
432 Sayısı
Tüm dünya üzerinde, Mayalar dünyanın yörüngesinin bütününü tamamlandığı 2160 dünya yılının on iki ayını hesaplamak adına -dünyanın yalpalamalarını da hesaba katmak sureti ile- açıklanamayacak derecede hassas bir takvim oluşturmayı başarmıştır.
Rastlantı şu ki, ayın çevresi 2160 mildir. 2160 sayısını beşe böldüğümüzde elde ettiğimiz sayı 432 olup altıya böldüğümüzde elde ettiğimiz sayı 360 ‘tır; ki bu da bir dairedeki derecelerdir. Diğer tarafta, güneşin çapı 864.000 mildir. İki kere 432 864 eder.
Diğer tuhaf rastlantı ise bir gün içerisindeki saniye sayısıdır: 86400. İkiye bölecek olursak 432.000 elde ederiz.
186,624 saniyede ışığın katettiği mesafedir (ışığın hızı). Bu da tam olarak 432 ‘nin kareköküdür.
Anonymous sorar:
“Burada neler oluyor? Ortada farklı farklı şeyler var: Dünya döngüleri, zaman ve göksel ölçümler, geometri, ve frekans. Zira, hepsi tekrar tekrar aynı sayılarla kendini göstermekte.
Bütün bunların hepsi ölçü anlamındaki standartları (ortak yönleri) ile anti Mezopotamya ‘da başlayan matematiğe mi dayanmakta? 432 yoksa üst bir bilinci deşifre etmekte baz almamız gereken bir sırdan mı ibaret?
“Sanki, Gök Tanrılar, Sümerlilerin deyimiyle Anunnakiler, bu tevafukları keşfetmelerini sağlayacak bir sayma sistemini insanlığa bahşetmişler.”
“Kim bilir, belki de 432 sayısı gerçekten de belli bir üst bilinç dilini deşifre eden kozmik bir anahtardır? Ve, eğer böyle ise, bu gökten gelen ziyaretçiler 432 bilmecesinin önemini gözden kaçırıp kaçırmadığımızdan emin olmak için hiç geri gelmişler midir?”
“Geçen hafta bir pilot olan George Van Tassel hakkında bir makale yayınladık. Kendisi sakin bir dille 1950 ‘li yıllarda sıradan insanlara benzeyen uzaylılarla muntazaman buluştuğunu iddia etmiştir. Uzaylılardan öğrendiği şeylerden bir tanesi de zamanda yolculuğu mümkün kılacak matematiksel denklemdi.
f =1/t, diğer bir deyişle: frekans = 1/zaman
Bu yeni videoda, Anonymous da bu denklemi incelemiştir. Birin yerine, Mayalılar tarafından büyük yıl olarak tanımlanan 25,920 yılı girilmiştir. Sonrasında da zamanın yerine 60 girilmiştir.
Bir kez daha elde edilen sonuç 432.
Dünya genelinde 432 sayısı ayrıca Hindistan ‘daki 432,000 yıllık bir ölçüm şekli olan Hindu KaliYuga ‘da da görülmektedir.
Şunu biliyoruz ki ses frekanslarının madde üzerinde direkt etkisi vardır ve bu durum da simatik bilimi ve rezonans deneyleriyle ispatlanmıştır. Partiküller (parçacıklar) farklı frekanslardaki ses dalgalarıyla etkileşim durumunda farklı geometrik şekillerde organize olmaktadır. 432 Hertz frekansın tek başına bir ehemmiyeti olabilir mi?
Aşağıda bir damla suyun titreşimi halinde 432 Hertz ‘in neye benzediği görülmektedir.
Bu şekiller güzel olmasına güzeller; acaba bu şekillerde gözden kaçırdığımız derin anlamlar da var mı?
Bir defasında Douglas Adams Bir Otostopçunun Galaksi Rehberinde (TheHitchhiker’s Guide totheGalaxy) 42 rakamı hakkında espri yapmıştır.
“Yaşamın en önemli sorusuna yanıt, evrenin kendisi ve her şey 42 rakamıdır”
Belki de, öyle görünüyor ki, bir sayıyla tutturamamıştır …
Daha fazlası için Anonymous Official tarafından yayınlanmış anlamlı videoya bakınız ve ön yargılı olmayınız. Belki de en başından beri basit gibi görünen sırlar hakkında daha fazla şey öğrenmenin eşiğinde olabilir miyiz?
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Anunnakiler, Görmezden Gelinen Tarih
Sümer Metinlerinde İnsanlığın Yaratıcısı Olarak Gösterilen Enki’nin Sırları Ne?
Sümerler Dünyanın Sonu ‘nu Tahmin Etti mi? Anunnakiler, Nibiru
Çevirmen: SELİM TEPE
uzaylılar yesin seni sene 95 ten beri araştırıyorum ben bunları sen yenimi uyandın git ilmiye çığ’ ın kitaplarından başla araştırmaya sonra yabancılara sonra göbekli tepe bağlantılarına suriye deki piramitlere falana filana kadar araştır öyle yaz yazılarını…
Kuranı kerim de 432. sayfa 40 be 41. Ayetler
Sebe süresi
40. ayet
O gün Allah, onların hepsini toplayacak; sonra meleklere: Size tapanlar bunlar mıydı? diyecek.
41. ayet
(Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
İlişkili gibi…