Nanolazerin nörolojik hastalıkları tedavi etme veya hastalık biyo-göstergelerini algılama potansiyeli vardır.
Araştırmacılar canlı hücrelerin içinde onlara zarar vermeden işlev yapabilecek minik bir nanolazer geliştirdiler.

Bu lazer yalnızca 50 ila 150 nanolazer kalınlığında ve bu tek bir insan saç telinin 1000’de biri kadar ediyor. Bu lazer bu boyutuyla hastalık bio-göstergelerini algılama ve epilepsi gibi derin beyin nörolojik hastalıklarını potansiyeli ile canlı hücrelere uyum sağlayabilir ve işlevde bulunabilir.
Northwestern ve Kolombiya Üniversiteleri araştırmacıları tarafından geliştirilen nanolazer canlı hücreleri görüntülemede önemli şeyler vadediyor.
Nanolazer çoğunlukla doğal olarak biyo-uyumlu camdan yapılmakla kalmıyor ayrıca daha uzun ışık dalga boyutlarıyla uyarılabilip ve daha kısa dalga boyutları da yayabiliyor.
Northwestern’den Teri Odom (araştırmanın eş-lideri) biyo-görüntüleme için daha uzun ışık dalgalarına ihtiyaç duyduklarını çünkü dokulara görülebilir foton dalgalarından daha iyi nüfuz ettiklerini söylüyor. Ve ekliyor ‘’fakat kısa ışık dalgaları bu ve benzeri derin alanlarda daha makbul görülürür.
Nanolazer kuantum devrelerinde de işlev görebilir
Daha uzun dalga boylarına erişilebilen penetrasyon derinliklerinde görünür lazer ışığı etkili bir şekilde iletebilen optik olarak temiz bir sistem geliştirdik.’’
Ayrıca, nanolazer kuantum devreleri ve ultra hızlı ve düşük güçlü elektronikler için olan mikroişlemciler de dahil olmak üzere son derece sınırlı alanlarda da işlevini sürdürebilir.
Bu akademik bildiri 23 eylül tarihinde Odom ve Kolombiya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden P. James Schuck iş birliği ile ‘Nature Materials’ dergisinde yayınlandı.
Birçok uygulama gittikçe küçülen lazerler gerektirse de, araştırmacılar istikrarlı bir şekilde aynı engel üzerinde çalışıyorlar. Nanolazerler, makroskopik benzerlerine göre daha az etkilidirler ve bu lazerler tipik olarak onlara güç vermeleri için morötesi ışınları gibi daha kısa dalga boyu olan ışınlara ihtiyaç duyarlar.

Çalışmada yer alan Mekanik Mühendisliği Profesörü Schuck bunun kötü bir şey olduğunu çünkü insanların küçük lazerleri kullanmak istedikleri alışılmamış ortamlarda UV ışınlarından ve yetersiz işlemden kaynaklanan aşırı ısıdan zarar görme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söylüyor.
Odom, Schuck ve ekipleri bu problemleri foton üst değişimlerini kullanarak çözen bir nanolazer sahanlığı oluşturmayı başarabildiler.
Üst değişimlerde düşük enerjili fotonlar emildi ve yüksek enerjili bir fotona dönüştürüldü.
Bu projede, ekip önce düşük enerjili kızılötesi fotonlarıyla başladı. Ve onları görülebilir lazer ışınlarına dönüştürdü. Ortaya çıkan lazer düşük güç altında işlev yapabilir ve diklik olarak ışığın dalga boyundan daha küçük.
Odom
‘’ oluşturduğumuz nanolazer şeffaf fakat optik olarak ışıkla birleştiğinde gözümüzle göremediğimiz görülebilen fotonlar üretebiliyor’’
‘’kesintisiz dalga, düşük güç özellikleriyle biyolojik görüntülemede başı çekmek üzere birçok uygulamanın önünü açacak.’’ dedi.
Schuck
‘’minik lazerlerimiz mevcut lazerlerde gözlemlenenden daha küçük boyutlardaki güçlerde çalışabiliyorlar ve bu da bizi heyecanlandırıyor’’ dedi.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Bilim İnsanları Dünyanın En Ölümcül Zehrinin Panzehirini Keşfetti
- ilk kez bir soğuk algınlığı virüsü bir hastada mesane kanserini yok etti
- Hücre Sıcaklığını Ölçen Yeni “Nano-Termometre”
Çeviren: Hacer Sezgin