Bu denli fosiller, bir grup organizmanın evrimine olağanüstü bir bakış sağlayan çok nadir durumlarda ortaya çıkar.
Bu fosilin, arka bacakları var ve bilimsel adı Najash rionegrina olan, güzel korunmuş bir kafatası. (Najash, Patagonya’nın Geç Kretase Candeleros Formasyonundan soyu tükenmiş bir bazal yılan cinsidir. Wikipedi)
Bu fosille ilgili çalışma Science Advances dergisinde yayınlandı.
Bu ve diğer yeni fosiller, yılanların uzuvlarını nasıl kaybettikleri ve kafataslarını nasıl evrimleştirdikleri gibi, yılanların kökenleri hakkında uzun süredir devam eden soruları yanıtlamaya yardımcı oluyor.
Fosil Tarihi

Najash rionegrina ismini, İncil’de geçen bacaklı yılan ve fosillerin keşfedildiği Arjantin’deki Río Negro Eyaletinden almıştır. Najash’ın fosilleri yaklaşık 95 milyon yaşındadır. Bu tür ilk olarak Nature’da dergisinde yayımlanan sağlam arka uzuvları koruyan parçalanmış bir kafatası ve kısmi vücut iskeletinden tanımlanmıştır.
Yılanların kademeli olarak azalmasıyla giderek artan şekilde uzuv kaybına uğradıkları düşünülmüştür.
Bu arka bacaklı yılanı benzersiz kılan şey, okyanusta yaşayan bir su yılanı değil, çölde yaşayan bir kara yılanı olmasıydı.
Yılanların kertenkelelerden evrimleştiğini ortak anatomilerinden biliyoruz. Ayrıca yılanların kafataslarının, onların başarılı ve son derece uzmanlaşmış beslenme uyarlamalarının anahtarı olduğunu da biliyoruz. Yeni Najash fosil kafatasları, yılan kafatası evrimi modeli hakkında oldukça bilgilendirici olacaktır.
Kafatası Evrimi

Uzun süredir yaygın olarak devam eden bir hipotez, yılanların kör, çukur kazan bir kertenkele atasından evrimleştiğidir. Yaygın olarak kör yılanlar veya iplik yılanları olarak bilinen Scolecophidia, uzun zamandır yaşayan en ilkel yılanlar olarak kabul edilmiştir.
Yeni Najash fosil materyali, bu eski yılan soyunun kafataslarının, diğer yılanlarının kafataslarına hiç benzemediğini gösteriyor. Bunun yerine, Najash ve türünün keskin dişleri olan büyük ağızlı ve çoğu modern yılanda görülen hareketli kafatası eklemlerinden bazıları vardı. Bununla birlikte, tipik kertenkelelerin bazı kemikli kafatası özelliklerini de korudular.
Evrimsel terimlerle, Najash bize, yılanların, birçok modern yılanın önemli bir özelliği olan, oldukça büyük av öğelerini yutmak için gerekli olan kafatası hareketliliğine doğru evrimleştiğini gösteriyor.
Bilimsel Tahmin
Najash’ın bu yeni fosillerinde korunan kemik ilik ayrıntılarında da kritik bilgiler barındırmaktadır. Örneğin, çok uzun bir süre, modern yılanların gözünün arkasında bulunan ve jugal adı verilen çubuk benzeri kemiğin, kertenkele atalarının kemiğine eşdeğer olduğu düşünülüyordu.
Bu fikir, jugalın fosil ve modern tüm yılanlarda bulunmadığını konusunda devam etti. (Jugal: Kısaca sürüngen kafatasındaki elmacık kemiği gibi düşünebilirsiniz)
Najash’ın yeni kafatası bunun doğru olmadığını kesin olarak gösteriyor. Najash’ta göz çukurunun altındaki kemik, daha tipik kertenkelelerin L şeklindeki çukur ile aynı şekle, konuma ve bağlantılara sahiptir.

Bu, modern yılanlarda jugalın alt çubuğunun yılan evrimi yoluyla kaybolduğunu ve geriye sadece çubuk benzeri bir jugal bıraktığını göstermektedir. Kaybedilen jugal değil, postorbital kemiktir. (Postorbital, göz çukuru etrafında bir halka oluşturan kemiklerden biridir)
Najash’ın bu yeni örnekleri, bilimin tahmin gücünün mükemmel bir örneğidir. Yılanlarda bir jugalın varlığı gibi hipotezler, bu tahminleri karşılayan yeni verilerin keşfedilmesiyle desteklenebilir. Sonuç olarak, eski bir hipotez çūrūtūlūr ve yenisi doğrulanır.
Kısacası, Najash’ın kafatası bize bu yılan atalarının, Komodo ejderleri gibi büyük gövdeli, büyük başlı kertenkeleler gibi bazı yakın kertenkele akrabalarına çok benzediğini söylüyor. Bu, yılanların küçük, kör, solucan benzeri, küçük ağızlı atalardan evrimleşmiş olabileceği fikrinden gerçekten çok uzaktır; Yani bilinen hiçbir eski yılan fosili, sözde ilkel, küçük ağızlı yılanlara benzemez.