Psikedelik deneyim, (halüsinatif, hayal gördüren) kişinin benliği için biraz yıpratıcı olabilir. Sihirli mantar olarak bilinen Psilosibin ve LSD deneyenler genellikle kişilik kaybı veya kişilik-parçalanması yaşarlar.
Bazıları için bu deneyimler hayatlarını tümden değiştirirken, kimileri için tastamam korkutucudur. Yine de “güzel tribe sokar” veya “kötü tribe sokar” gibi hikaye üstüne hikayelere rağmen bu uyuşturucuların bizim benlik algımıza tam olarak ne yaptığını hiç kimse bilmiyor.
İlginizi çekebilir: Psikoloji Nedir? Psikoloji Hakkında Bilinmesi Gereken Bilgiler
İnsan beyninin korteksi öz farkındalığımızın temellerinin yattığı yer olarak kabul edilir. Giderek artan çalışmalar da gösteriyor ki biri “tribe girdiğinde” bu bölgede glutamat artışı gözlenmektedir.
Ama bu konuda şimdiye kadar elimizde sadece gözlemsel kanıtlarımız vardı. İlk kez araştırmacılar, psilosibin kullanmanın beyindeki glutamat aktivitesini nasıl etkilediğini doğrudan araştırdılar. Kanıtlar ise; iyi ya da kötü tribe girme eğilimimizin glutamat ile doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir.
İlginizi çekebilir: “Bağlantısız Psikoloji” Psikolojiyi Geliştirmenin Yeni Bir Yolu
Sinir bilimciler plasebo kontrollü çift kör deneyinde, aktif maddesi psilosibin olan sihirli mantar verdikleri deneklerin glutamat seviyelerini ve kişilik değişimlerini dikkatlice analiz ettiler. Ekip altmış tane sağlıklı gönüllünün beynini Manyetik Resonans Görüntüleme (MRI) ile monitorize ettiler. Psilosibin kullananların Korteks ve Hipokampusünde belirgin aktivite değişimi buldular. (Çift kör deneyi: Klinik çalışmalarda kullanılan ve çalışmanın bilimsel olarak değerini artıran bir yöntemdir. Deneyde kullanılan ilacın ne olduğunu hasta da, hastayı izleyen hekim de bilmez. (Yani ikisi de çalışılan ilaca karşı kördür, bilemezler).

İlginizi çekebilir: Psikolojiyle İlgili 10 Genel Yanılgı
Psilosibin Kullanımının Beyindeki Glutamat Aktivitesi için Önemi
Glutamat beyindeki en yaygın nörotransmitterdir. Özellikle öz güven duygusunda büyük rol oynadığı düşünülen korteks ve hipokampuste hızlı sinyal yollama ve bilgi kaydetme açısından kritik derecede önemli olduğu bilinmektedir. Anlaşılan o ki psikedelik ilaçlar (hayal gördüren ilaç ya da uyuşturucular) bu sisteme girmenin bir yolunu bulmuşlar gibi görünüyor.
Enteresan bir şekilde, yeni klinik çalışmada araştırmacılar, beynin bu iki bölgesinin psilosibine verdiği glutamat tepkisinin birbirinden çok farklı olduğunu buldular. Çalışmada “trip” sırasında prefrontal korteksde yüksek glutamat seviyesi tespit edilirken, hipokampuste bu seviyenin düşük olduğunu fark ettiler. Bu durumun kişinin karakterinin ve tecrübelerinin kötü veya iyi olmasıyla alakası olabileceğini düşünmektedirler.
Araştırmacı: “Analizler gösteriyor ki, glutamattaki bölgeye bağlı değişiklikler, benlik çözülmesinin farklı boyutlarıyla ilişkili.” ve ekliyor: “Glutamattaki değişiklikler olumsuz benlik çözülmesi deneyiminin en güçlü göstergesi, hipokampal glutamattaki değişiklikler ise olumlu benlik çözülmesi deneyiminin en güçlü göstergesi.” diyor.
Pratik olarak, beyindeki bu aktivitenin benliğimizle nasıl bağlantılı olduğunu, öyle olsa bile hala anlamış değiliz. Yine de, psikedeliklerin beynin bölgelerini ayrıştırdığı, bu nedenle olgusal veya otobiyografik bilgilerin anlık olarak kişisel kimlik duygusundan ayrıldığı öne sürülmektedir.
Araştırmacı ayrıca “Verilerimiz bu hipoteze, özellikle hipokampal glutamat modülasyonlarının, olumlu ego çözülmesinin altında yatan duyguların ayrıştırılmasında anahtar niteliğinde bir aracı olabileceği bilgisini eklemiş oldu.” açıklamasını yapıyor.

Onlarca yıllık sınırlı araştırmadan sonra, psilosibin, LSD ve DMT gibi ilaçlar nihayet terapötik yararlılıkları için ele alınıyor. Bu ilaçların nörokimyasal olarak nasıl çalıştığını anlamak, bilim insanlarının depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunları olanlara yönelik daha iyi tedaviler geliştirmelerine yardımcı olabilecek.
Bu maddeleri anksiyete, depresyon ve bağımlılık gibi zihinsel sağlık sorunlarını tedavi etmek için kullanacak olsak da, ilaçların benliğimizle nasıl “oynadığını” anlamamız gerekecek , umuyoruz bunu kötü “tribe” girmeden yapabiliriz.
Belkıs ÖZTÜRK