Şehirlerin yaygın kirliliklerinden ırak, Almanya ’nın uzak bir orman laboratuvarında bilim insanları insan beyninin dilimlerini inceliyor. Münih’e 50 mil (80 km) uzaklıkta bulunan laboratuvarın izole konumu, araştırmacılara beynin şöyle beklenmedik bir acayipliğini incelemeleri için fırsat veriyor: Beynimizin derin dokularında bulunan manyetik partiküller.

Bilim insanları beynin bu parçacıkları içerdiğini 1990′ lardan beri biliyorlardı fakat nedenini bilmiyorlardı. Bazı uzmanlar bunların bir takım biyolojik amaçları olabileceğini söylerken, diğer araştırmacılar da bu manyetik parçaların çevresel kirlilikten gelmiş olabileceği öne sürüyordu.
Şimdi ise Alman bilim insanları eski açıklamalar için delillere sahip. Araştırmacılar ölümü gerçekleşmiş 7 insan beyninde yapılan yeni, küçük bir çalışmada, beynin bazı bölümlerinin diğer kısımlara göre daha manyetik olduğunu buldu.
Yani daha fazla manyetik parçacık içerdiğini. Dahası, ekibin 27 Temmuz ’da Scientific Reports ’ta yayınladığı çalışmaya göre, bu parçacıkların çevresel emilimle gelmesinden ziyade, bazı biyolojik amaçlara hizmet edecek şekilde, 7 beyinde de benzer dağılımda oldukları görüldü.
Araştırmacılar ölmüş 7 kişinin beyin dilimlerini inceledi
Bu çalışmada yer almayan, Caltech’te jeobiyoloji profesörü olan Joseph Kirschvink bu yeni çalışmanın “Parçacıkların dışardaki kirlilikten bulaşmasına dair kaynakları reddettiği için çok önemli bir ilerleme” olduğunu söyledi. Bulaşma her zaman mümkün olduğunu “fakat birden fazla bireyde aynı şekilde dağılım olamayacağını” LiveScience’a bir e-mail ile söyledi.
Araştırmacılar bu çalışmada, 1990′ ların başlarında 54 ila 87 yaş aralığında ölmüş 7 kişinin beyin dilimlerini inceledi. Yaygın manyetik kirlilik kaynakları olan araba egzozu, sigara külü ya da manyetik parçacıkları emdiği bilinen ağaç yapraklarından bile korumalı, bu uzak orman laboratuvarında, bilim insanları beyin dilimlerini manyetik kuvvetlerini ölçmek için bir cihaza yerleştirdi.
Ölçüm cihazlarıyla belli kontrol değerleri okunduktan sonra, araştırmacılar örnekleri manyetize etmek için dilimlerin yanı başına güçlü mıknatıslar yerleştirdi ve tekrar ölçüm değerlerine baktı. Eğer dilimler manyetik partiküller içeriyorsa, bu ölçümlerde gözükecekti.

(Münih Ludwig-Maximilian Üniversitesi ’nde jeofizik profesörü ve bu çalışmanın baş yazarı olan Stuart Gilder, beynimizin günlük yaşamda manyetize olmasından endişe etmememiz gerektiğini, zaten bu deneyde kullanılan mıknatısların, doğada karşılaşabileceğimiz her şeyden daha güçlü oldğunusöylüyor.
Bir MR cihazı 1-3 Tesla kuvvetinde, yani 50 mikro Tesla civarında olan Dünya ’nın manyetik alanından en az 20 bin kat daha güçlü. Kirschvink’e göre bu şiddet parçacıkları manyetize edebilir fakat “size zarar verebilmesi için parçacıkların hücre zarını bile parçalayacak şekilde etkilenmesi” gerektiğini söylüyor ve ekliyor; “Şimdiye kadar yapılan hiçbir çalışmada MR cihazının statik manyetik alanının böyle bir zarar verdiği görülmedi”.)
Beynin çoğu bölümü manyetik parçacıklar içeriyor
Bilim insanları beynin çoğu bölümünün mıknatıslanabileceğini buldu, yani diğer bir deyişle bu bölümlerin tümü manyetik parçacıklar içeriyor. 7 beyinde de, beyin sapında ve beyincikteki manyetizmanın, daha yukarda olan beyin zarından daha fazla olduğu gözlendi. Beynin arka aşağısında bulunan beyin sapı ve beyincik evrimsel olarak beyin zarına göre daha eski yapılardır.
Bilim insanlarına göre parçacıkların neden bu dağılım kalıbında olduğu net değil. Ama incelenen tüm beyinlerin aynı kalıpta olmasından dolayı, Gilder “muhtemelen bir çeşit biyolojik önemi var veya vardı” diyor.
Gilder’ın söylediğine göre, bu partiküllerin beynin arka ve aşağı kısmında yoğunlaşıp yukarıya doğru seyrelmesi, muhtemelen omurgadan beyne giden elektrik sinyallerinin taşınmasında rol oynuyor. Ancak bulguların yoruma açık olduğunu da vurguluyor.

Ayrıca, Gilder parçacıkların koku alma soğanına yakında yoğunluk bulunmadığı için -ki çevreden emilse yoğun olması gerekirdi- kirlenmeden dolayı gelemeyeceğini söylüyor. (Burada çıkış noktası, burundan solunumla partiküllerin alınıp beynin koku alma soğanına geçeceğidir.)
Araştırmacılar, bu beyin bölgelerinde bulunan manyetik partikül tipinin, bu partikülü insan beyninde bulan önceki çalışmalara dayanarak, manyetit (Fe3O4) adı verilen bir bileşik olduğunu varsaydılar. Gilder, bununla birlikte beyinde manyetit dışında başka tür manyetik parçacıkların da bulunmasının mümkün olduğunu belirtti.
Birçok hayvan beyninde de manyetik parçacıklar bulunur. Geçmişte yapılan bazı araştırmalar yılan balığı veya deniz kaplumbağası gibi hayvanların yollarını bulmak için bu parçacıkları kullandıklarını ileri sürdü.
Ancak Gilder, yalnızca bir grup yaratığın, kendilerini boşlukta yönlendirmek için manyetit parçacıkları kullandığının kesin olarak bilindiğini söyledi: manyetotaktik bakteri (MTB). Bu bakteriler, Dünya’nın manyetik alanının manyetik alan çizgileri boyunca göç eder.
Gilder, “Öte yandan insanlar muhtemelen bunu yapmazlar” dedi.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
İnsanlar Manyetik Alanı Hissedebilir mi?
Güneşten Bize Her Gün Karanlık Yarı Manyetik Akış Oluyor!
Işık ile manyetik olmayan metaller mıknatıslanabilir mi?
Çeviri: Ömer Çelik
Kaynak: https://www.livescience.com/63281-magnets-human-brain-mapped.html
Manyetizma güzel konu ben yön bulmada çok iyiyim yalnız ve dikkatimi dagilmasa her yerde yönünü bulurum ilk gittiğim şehirlerde de beyin ile ilişkisi hakkında daha çok bilgi okumak isterdim