Yarım yüzyıldan fazla bir süredir, merhamet eksikliği, saldırganlık ve başkalarının iyiliğini umursamama gibi anti sosyal kişilik özellikleri akıl hastalığı ile ilişkilendirilmiştir.
Faydalı ve işlevsiz özellikler arasındaki çizgi biyolojide belirsizdir, şimdi arızalı olarak düşünülen bir özellik bir zamanlar doğal seçilim ile desteklenmiş olabilir. Evrimin anti sosyal insanlardan yararlandığını düşünmek karmaşık bulunabilir; fakat doğanın bizim gibi işbirliği yapan başka türler içerisinde az rastlanan bedavacılara yer vermekte sorunu yoktur.

Psikopatların hor görülmesine sebep olan bu alternatif özellikler, kaynaklar için rekabetin yoğun olduğu bir dünyada onlara muhtemel bir avantaj sağlayabilir.
Kanadalı araştırmacılardan oluşan bir ekip bu olasılığı araştırdı ve geçen yıl Evolutionary Psychology dergisinde yayınladıkları çalışmalarında psikopatinin bir hastalığın belirleyici özelliklerinden yoksun olduğunu ve bu nedenle daha çok planlandığı gibi çalışan bir işlev olarak düşünülmesi gerektiğini savundu.
Vardıkları sonuçlar kişinin hangi elini kullandığı ile ilgili ayrıntılarla birlikte geçerliliği kanıtlanmış psikopati ölçümlerini içeren mevcut araştırmaların bir analizine dayanmaktadır; fakat bu ilişki kriminal psikolojinin ilk günlerinden kalma modası geçmiş bilimi yansıtmaktadır.
Tarih boyunca solak olmak ile uğursuz kişilik arasında bir ilişki olduğu kabul edildi. Akıl hastalığı ve sosyalliğin ilk örneklerinde, kullanılan el tercihi bireysel yozlaşmanın uygun bir işareti olarak görüldü.
Bilim artık solak insanları talihsiz suçlular olarak görmüyor; fakat kullanılması tercih edilen elin diğer psikolojik ve fizyolojik özelliklerle nasıl eşleşebileceği sorusu hala araştırmalarda yaygınlığını koruyor.

Hepsinin merkezinde asırlık doğaya karşı yetiştirme sorusu vardır. Her ne kadar karmaşık olsa da, genetik kullanılan el tercihinde rol oynuyor gibi görünmektedir. Kültürel etkiler de bir kişinin bir elini diğerine ne kadar tercih ettiğini belirleyebilir. Örneğin bazı topluluklarda sağ el kullanımına izin verilir.
Ayrıca, kişinin el tercihi ile ilgili genetik mirasını bir yöne ve ya diğerine itebilecek stres, besin, anne karnında kirliliğe maruz kalmak gibi çok çeşitli çevresel dürtüler de vardır.
Bu çalışmadaki araştırmacılar psikopati vakalarında sağ elini kullananların daha az olduğu ile ilgili kesin bir sonuç bulamadıkları için gelişimlerinin çevrelerinden önemli ölçüde etkilenmesine gerek olmadığı varsayılabilir.
Bu, evrimsel seçilimin yürütülmesinde görev alan genlerin, araştırmacıların tanımladığı şekliyle, onları miras alanlar için “alternatif bir yaşam öyküsü stratejisi” sağladığı olasılığını açık bırakır.
Tartışmanın tamamından şu ya da bu şekilde bir hükme sahip olmak için pek çok neden vardır. Bu çalışmaya özel olarak, yaklaşık 2000 bireyin verileri birleştirilerek ve istatiksel olarak zayıf hale getirilerek neticede 16 çalışmanın sonucu bildirildi.

Vaka sayıları bir yana, bu gibi çalışmalarda değişkenleri sınırlamak zordur, bu da suyu bulandıran kafa karıştırıcı koşulların olasılığını dışlamayı imkansız hale getirir.
Bütün bunların ötesinde, ilk başta neyin biçim ve işlevimizdeki farklılıkları bir hastalık haline getirdiği ile ilgili daha felsefi bir soru vardır. Bütün kitaplar (biri de bu makalenin yazarına ait) sağlık ve hastalığın değişen tanımları üzerine yazılmıştır.
Psikopati, hastalık modellerine başvurmadan, bir dizi koşullar altında istenmeyen olurken, başka birinde değerli olabilir. Hem hayatta kalmak için alternatif bir strateji hem de bazı toplumsal bağlamlarda başka birinde hastalık olmadan önce yardımcı olabilir.
Biyolojideki birçok şey gibi, hastalık da karmaşık sistemleri sığdırmaya çalıştığımız uygun bir kutudur.

Psikopatinin klinik ikizi olan anti sosyal kişilik bozukluğuna (ASKB), resmi olarak 1968’de yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabının ikinci baskısında yer verildi.
Bir dizi düzeltmeden sonra bile, zaman içerisinde gözlenen ve daha objektif kontrol edilen kriterlerin düzenlenmesiyle ASKB kitaptaki yerini korumaya devam etmiştir.
Gelecekte psikopatiyi hastalık olarak görmeye devam edip etmeyeceğimiz çeşitli değerlendirmelere bağlıdır, özellikle bunun gibi çalışmaların sonuçlarına.
ASKB ve psikopati gibi hastalıkları nasıl değerlendirirsek değerlendirelim, bunlar birçok kişinin mutluluğunu bozan ve yok eden davranışlarda rol oynayabilir.
Nasıl çalıştığı ve buna sahip olan insanlara nasıl yardım edileceği ile ilgili daha fazla bilgi edinmek hepimizin yararlanabileceği bir cevaptır.
Bu araştırma Evolutionary Psychology dergisinde yayınlanmıştır.
Rozaçiy Çiçek