Bilim insanları Vezüv tarafından yakılmış papirüs tomarlarının sırrını ‘çözmek’ üzere.

İnce bir papirüs tomarının volkanik patlamadan nasıl sağ çıkabildiğini hayal etmek oldukça zor. Daha zoru ise, böylesi bir insan yapıtının 2,000 yıl sonra üstelik açılmaksızın nasıl okunabildiğini hayal etmek.

Uluslararası bir araştırma ekibi şimdi; klasik dünyaya ait keşfedilen el değmemiş tek arşivi ‘neredeyse’ çözmeye ve okumaya hiç olmadığımız kadar yakın olduğumuzu iddia ediyor.

İlgili: Pompeii’deki patlamadan Hayatta Kalanlar Nereye Gittiler?

Bilim insanları Vezüv tarafından yakılmış papirüs tomarlarının sırrını ‘çözmek’ üzere.1,800’den fazla metinden oluşan Herculaneum tomarları, bugüne kadar keşfedilmiş en ünlü insan eserlerinden bazıları. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu tomarların içeriklerini okumak oldukça zorlu bir iş.

MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın ünlü püskürmesi patlak verdiğinde, bu eşi benzeri olmayan kütüphane çabucak sıcak bir gaz ve kül heyelanında karbonlaşmıştı ki bu da kütüphanenin parşömenlerini yanmış kömür yığınlarına çevirmişti.

İki yüzyıldan fazla bir süredir bilginler, geriye kalanları dikkatlice okumaya çalıştılar. Fakat kömürleşmiş papirüs bir kelebeğin kanatları kadar kırılgan olduğundan, en küçük bir hareket bile geri dönüşü olmayan hasara, kağıdın tahribine veya mürekkebin anlaşılmayacak biçimde solmasına neden olabilir.

Yeni bir teknik bu metinleri yok etme riski olmaksızın, okumamıza izin verebilir.

Bilim insanları Vezüv tarafından yakılmış papirüs tomarlarının sırrını ‘çözmek’ üzere.

Yıllar boyunca tomarları açmak için yapılan birçok başarısız girişimin ardından, nihayet yeni bir teknik bu metinleri yok etme riski olmaksızın, okumamıza izin verebilir.

Bu fikir, yüksek çözünürlüklü tarayıcı ve makine öğrenme algoritmasını birleştirerek, X ışınlarının bile bize gösteremediği bir şeyi, karbonize olmuş kağıt üzerindeki karbon bazlı mürekkebi görünür hale getiriyor.

Onlarca yıllık çabadan sonra, ünlü antik eser şifre çözücüsü Brent Seales, bu çift yönlü yaklaşımın şu anda ekibinin en uygun şansı olduğunu düşünüyor.

Herculaneum parşömenlerinin şifresini çözmek Seales için uzun vadeli bir hedef. Ve şimdi İngiltere’de, iki bozulmamış parşömene ek olarak L’Instut de France’dan dört küçük parçayı, parçacık hızlandırıcı kullanarak incelemeye hazırlanıyor.

Elmas Işık Kaynağı olarak bilinen, sanat senkrotonunun bu hali Güneş’ten 100 milyar kat daha parlak ışık huzmesi üretiyor. Ve ekibin tomarı 360 derece döndürerek görüntüleme yapmasına olanak sağlıyor. Bozulmamış bir tomarın Elmas Işık Kaynağı’nda böylesine detaylı incelenmesi bir ilk olacak.

Seale, “Önümüzdeki taramalardan gelen metni hemen görmeyi beklemiyoruz, ancak bu görselleştirmeyi etkinleştirmek için gerekli önemli yapı taşlarını sağlayacaklar” diyor.

“İlk olarak, tomarların iç yapısını her zaman mümkün olandan daha net bir şekilde hemen görebileceğiz ve metinlerin bulunduğu yüksek oranda sıkıştırılmış katmanları kaldırabilmek için bu derece detaya ihtiyacımız var”.

Otomatik-öğrenme aracı kullanabilir

Yüksek çözünürlüklü bu verilerle donanmış olan ekip, taramalardaki ince farklılıkları yakalamak için otomatik-öğrenme aracı kullanabilir.

Önceden açılmış olan parşömenlerin fotoğraflarını derleyen yazılıma, antik papirüs üzerindeki mürekkebi belirlemek için, işaretlerin tam olarak nerede bulunması gerektiği piksel piksel tanımlanarak öğretildi.

Bilim insanları Vezüv tarafından yakılmış papirüs tomarlarının sırrını ‘çözmek’ üzere.

Seales ve ekibi, bu dijital yöntemin Herculaneum tomarlarının katmanlarını ‘soymalarına’ yardımcı olacağını ve yazılarını invazif olmayan bir şekilde ortaya çıkaracaklarını umuyor.

Daha da iyisi, teknik daha kolay deşifre edilen diğer metalik mürekkeplerde zaten başarı sağladı. Seales ve ekibi bu ustaca fikri ilk kez 2015 yılında, fiziksel olarak hiç açmadan antik bir metni okumak için kullandı.

Aynı şey karbon bazlı mürekkepler için de yapılabilirse, kayıp bilgi arşivinin bütünü ansızın modern dünyaya açılabilir.

Seales, “Geçmiş dönemde feci fiziksel yöntemlere feda edilen parşömenlerin, hayatta kalan fakat okunamayan metinleri kurtarmada anahtar işlev görmesi ironik ve biraz da şiirseldir” diyor.

“ Deşifre edilmesi en zor ve saygın olan bu metinleri dijital olarak yeniden canlandırma ve okumayla,
zarar görmüş herhangi bir kültürel eserin; türündeki, alt tabakasındaki, herhangi bir mürekkebi ortaya çıkarmak için bir yol oluşturacağız.”

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Çeviri: Duygu Ardıç

Bir cevap yazın

Avatar photo

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

    Astronomlar Galaksimizin Merkezinde Bulunan Kara Deliğin Filmini Çekecek!

    Bilim İnsanları, John Milton’un ‘Kayıp Cennet’inde Başka Bir Gizli Mesaj Buldular!