Yaşayan mantar bir zemin üzerinde yataktan kalktığınızı hayal edin. Tüm apartman ve hatta elektrik ve su tesisatı bile mantardan yapılmış. Ahşap ve beton, uzak geçmişin kalıntıları haline gelmiş; tüm şehir, sürekli büyüyen, ölen ve kendini yenileyen canlı mantarlardan yapılmıştır.
Avrupalı akademisyenlerden oluşan bir ekip, futuristik bir hammedde olarak canlı mantarların potansiyelini ilk kez keşfettiklerini söylüyor. İnşaat sektöründeki ve ekonomideki bu devrim onların deyimiyle çevre dostu ‘’tek parça / monolitik yapılardır.’’
İklim değişikliği

‘’Canlı mantar miselyumu kullanarak yapısal (organik) bir substrat geliştirmeyi planlıyoruz. Mantar binalar kendi kendine büyüyecek, kendi kendini inşa edecek ve onaracak.’’ Diyor. Bu fikir, yıkıcı iklim değişikliğine bir yanıt niteliğindedir.
(Miselyum, genellikle yeraltında bulunan mantarın bölümüdür. İp ya da kök gibi gözüken hiflerin (hif: ipliksi bir mantar yapısıdır.) toplanmış biçimiyle oluşur.)
(Substrat, biyokimyada enzimlerin tepkimelerinde işlenen maddelere verilen addır.)
Yapı materyallerini biyolojik malzemeden geliştiren teori, inşaatı fosil yakıtlara ve çevreye zarar veren madencilik işlemlerine daha az bağımlı hale getirecek.
‘’Mantar materyali polimer, ahşap, köpük, elastomer benzeri gibi çok çeşitli özelliklere sahip olabilir’’ diyor Hollanda’nın Utrecht Üniversitesi’nde Mikrobiyolog olan Han Wösten.
Diğer canlı türleri ile mantar mimarisi yeni bir fikir değildir. Örneğin NASA, şu anda mantarın Mars topraklarında büyüyüp büyümeyeceğini test ediyor. Bu da uzay ajansına uzay yaşam alanlarını büyütmek için daha düşük maliyet sunuyor. Ama bu projelerin hepsi mantarı büyüdükten sonra öldürmeyi içinde barındırıyor.

Şimdiye kadar, hiç kimse canlı mantardan monolitik yapılar inşa etme olasılığını keşfetmedi.
‘’Mantar yapı materyali olarak kullanıldığında bozulmamalıdır. Biz ahşabı bozulmaya karşı korumak için yağlı boya ile kaplıyoruz.
Preslemeye gerek kalmadan ahşap benzeri materyaller oluşturan mantar bulabiliriz. Amaç mantar mimarisini canlı tutmaktır.
Böylece onu gençleştirebilir, onarım veya değişiklik gerektiğinde daha fazla büyümeyi tetikleyebiliriz. Malzemelerimizin biyolojik olması döngüsel bir ekonomi oluşturmaya yardımcı olabilir.’’ diyor H. Wösten.
(öngüsel ekonomi veya Döngüsel iktisat; endüstriyel iktisatta üretim, kullanım ve imha süreci yerine dönüşümü ve yeniden dönüşümü esas almayı ifade eden endüstriyel bir terimdir.)
Dikkat edilmesi geren nokta; bu fikirler oldukça spekülatiftir.
İngiltere Batı Üniversitesi’nde makaleyi de yazan bir bilgisayar bilimcisi olan Andrew Adamatzky, nöromorfik devrelerin ve elektronik cihazların mantar versiyonlarını oluşturmak için çalışıyor.
(insan beyninin bilgi işleme yöntemlerinin taklit edilmesine nöromorfik bilgisayar teknolojisi adı veriliyor. Nöromorfik Çipler, Beyin Gibi Çalışan Sinir Ağları Sunuyor … işleme devrelerine beslenecek verileri getirme anlamına geliyor.)
Adamatzky, geleneksel tellerin daha ucuz ve daha kolay çalıştığını kabul ediyor ancak hiçbir geleneksel tel kendi kendini onaramaz ve kendi kendine büyüyemez diye de ekliyor. ‘’ Bu gerçekten zordur. Ama hedefimiz inşaat için döngüsel bir ekonomi’’dedi Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi gazetesinin ortak yazarı Phil Ayres.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Büyük Şehirler Kendi Bulutlarını Üretiyor
- 2020’de Göreceğimiz Bilim Etkinlikleri – Mars, iklim, İnsan-hayvan melezleri
- Korkutan Ama Aynı Zamanda Umut Veren İklim Raporu
Çeviri: Nurhatun ÇETİN