Bu İnsan Beyin Dokusu 2.600 Yıl boyunca Bοzυlmadan Hayatta Kaldı. Binlerce yıl önce, bugün bir İngiliz köyü olan Heslington’a yakın bir yerde, bir adamın cesedi çürümeye başladı. Et ve organlar çamur haline geldi, saçlar toza dönüştü. En sonunda, gizemli bir şekilde beyninin küçük bir p∂rçası ve kemikler kaldı.
Aylarca doku proteinlerini sabırla araştırdıktan sonra, uluslararası bir araştırmacılar ekibi nihayet bu olağanüstü koruma örneğini açıklayan ipuçları buldu ve bu, sağlıklı (ve sağlıksız) beyinlerin gerçekte nasıl çalıştığını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

İngiltere’de keşfedilen en eski insan sinir dokusu örneklerinden biri olan Heslington beyninin 2008 keşfi, araştırmacıların çözmesi için zor bir bulmaca bıraktı.
Tipik bir ölüm anlarında, beyin dokusu ayrışmaya başlar. Diğer vücut p∂rçaları ile karşılaştırıldığında, bu çürüme özellikle hızlıdır, çeşitli proteinler hücresel altyapıyı yıkmak için işe yarayacaktır.
Arkeologlar, Demir Çağı kazı alanından çekilen çamurla kaplı bir kafatasının içine baktığında, tanınan bir insan beyni gibi görünen solmuş kalıntıları gördüklerinde şok oldular.
Karbon tarihlemesine göre, orta yaşlı adam MÖ 673 ve 482 arasında son nefesini verdi , büyük olasılıkla omurgası kırıktı.
Tam olarak kim olduğu ya da neden öldüğü muhtemelen hiç bilinmeyecek. Ancak, tahmini olarak idamından bir süre sonra, kurbanın kopmuş başı bir çukura atıldı ve burada ince bir tahıl tortusuyla kaplandı.
Yumuşak dokular, kurutulursa, dondurulursa veya oksijensiz ve asidik ortamda tutulursa korunabilir.

Heslington kafatası durumunda özellikle garip olan şey, saç da dahil olmak üzere vücudun başka bir bölümünün korunmamasıdır.
Tofu benzeri bir malzeme, insan beyin zarının karamelize bir yığınına benziyor, bu sadece yetişkin bir insan beyninden yüzde 80 daha küçüktür.
Geri kalan organik materyali bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu bulmak için, araştırmacılar proteinlerinin doğasına daha yakından baktılar.
Çoğu organın aksine, beyin, nöronların karmaşık örgüsü içindeki bağlantıları koruyarak, hücresel düzeyde iyi bir şekilde desteklenmelidir.
Lif sıvısı (IF), bu görevi canlı beyinlerde gerçekleştirir ve doğru koşullar altında, hücreler moleküler küllere indirildikten çok sonra bir tür bütünlüğü koruyabilirler.

Çeşitli patolojik çalışmalara dayanarak bu IF’ler hakkında oldukça fazla şey biliyoruz. Farklı hücre tiplerinin kendi lif türleri vardır ve bu özgünlük nörolojik hastalıklar için biyobelirteçleri ortaya çıkarmak için araştırmalar ilgi çekicidir.
Heslington beyni durumunda, mikroskopi, yaşayan bir beyni oluşturan aksonların uzun dişlerine benzeyen IF’lerin örgülerini ortaya koydu.
Spesifik antikor belirteçleri ile yapılan başka analizler, yardımcı hücrelere ait orantısız miktarda sinir yapısını ortaya çıkardı. Dahası, sıcaklıklarda yapışan proteinler kararlı yapılar oluşturma eğilimindedir.
Bir yıl boyunca araştırmacılar, modern bir sinir dokusu örneğinde proteinlerin yavaş çözülmesini ve p∂rçaIanmasını sabırla ölçtüler ve Heslington beynindeki çürüme ile karşılaştırdılar.
Sonuçlar, ölümün yaklaştığı aylarda proteaz adı verilen yıkıcı enzimleri bloke eden ve proteinlerin daha yüksek sıcaklıklarda kalabilen stabil agregalara birleşmesine izin veren bir kimyasal üzerine spekülasyona davetiye çıkardı.
Araştırmacıların raporuna göre, “Birleştirilmiş veriler, eski beynin proteazlarının, beynin dışından daha derin yapılara yayılmış bilinmeyen bir bileşik tarafından inhibe edilmiş olabileceğini düşündürmektedir.”
Net görünen şu ki, bu yoksul Demir Çağı insanının beyninde özel bir şey yoktu. Tabii ki, çalışmak için sadece bu inanılmaz benzersiz örnekle, kesin sonuçlar çıkarmak zor.
Heslington’ın garip beyninin hala bize öğretecek birkaç şeyi var.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- İnsan Beyni Dokunma Hissini Vücudun Ötesinde Bile Bulabilir
- İnsan Beyni Hakkında Şimdiye Kadar Duymadığınız 4 Harika Gerçek!
- Endişe Verici Deney İle İnsan Beyni Genlerine Sahip Maymunlar Üretildi
- Çinli bilim insanları, insan beyni genlerini maymunlara nakletti
Çeviri: Ayhan Mete GÜNAY
Bir yorum