Tarihte travmaya ve istismara bakış açısı
1980’den önce, çocukluk çağı travması/ istismarı/ ihmali ile depresyon, anksiyete ve bağımlılık gibi yetişkin yaşamı sorunları arasındaki bağlantı çoğunlukla kabul görmüyordu. Terapistler de dahil çoğu insan, bir çocuk beslendiği ve korunduğu sürece çocuğun duygusal ve psikolojik gelişiminin iyi seyredeceğini düşünüyordu. Bakım verenin sorunlarının (depresyon, anksiyete, bağımlılık vb.) bir çocuğun gelişimini ve gelecekteki yaşamını etkileyebileceği düşünülmüyordu.
1950’lerde üzerinde çalışılmaya başlanmış ancak bu çalışmalar 80’lere kadar geniş çapta tanınmamış ve pek de talep görmemişti. Nihayet 1980’de aile yapılanmasının ciddiye alınmasıyla bu durum değişti. İlk kez yetişkin yaşamındaki psikolojik semptomların ve bozuklukların kişinin karakteri veya genetik yapısıdan ziyade geçmiş aile yaşantısından ve travmalardan kaynaklı olabileceği kabul edildi.
Başka bir deyişle, nihayetinde insanlara yaşadıkları karşısında yapılan yanlış yönlendirilmelerin duygusal, psikolojik sorunlara ve hatta davranış sorunlarına yol açabileceği anlaşıldı. Cesaret ve ahlaki bağ eksikliğinin bununla hiçbir ilgisi yoktu. Yani, danışanlarla iyi ilişki kurmak ve/veya onları sadece “hoş tutmak” -onlarca yıldır terapistlerin yaptığı ve başarılı olamadığı gibi- iyi bir yaklaşım değildi.
Travmanın Temelleri
Genel olarak konuşursak travma, fiziksel ve/ veya duygusal olarak yıkıcı olan herhangi bir olay (gerçek veya gerçek olarak algılanan) olabilir. Travma tek seferlik (saldırıya uğramak), kısa süreli (geçici bir sağlık sorunun yaşanması) veya tekrar tekrar (devam eden çocuk istismarı) meydana gelebilir.
Bazı şeyler hemen herkes için travmatiktir – fiziksel ve / veya cinsel saldırılar, silahlı saldırı vb- Bununla birlikte, potansiyel olarak travmatik deneyimlerin çoğu, doğası gereği özneldir. Örneğin, arabada çocukları olan bir anne için ufak çaplı bir trafik kazası, profesyonel bir yarış arabası sürücüsünün üzerindeki etkisinden daha travmatik olabilir.
Hemen hemen herkesi etkileme eğiliminde olan bir travma türü, özellikle aile içinde meydana geliyorsa, çocuk istismarıdır. Genel olarak, aile içi çocuk istismarı (duygusal/ psikolojik istismar, fiziksel veya cinsel istismar, fiziksel ya da duygusal ihmal, tutarsız ebeveynlik vb.) yaşamın getirdiği ratsgele ve kişisel olmayan bir dizi sıkıntıdan çok daha zararlıdır. Buna üç ana faktör neden olur:
- Çocuklar özellikle ebeveynlerine ve birincil bakım verenlerine bağlılık hissederler vardır ve onlara karşı savunmasızdır.
- Aile içindeki istismar, doğası gereği sürekli olma eğilimindedir.(özellikle çocuk istismarı)
- Sevilen biri tarafından istismar edilmek, önemli ölçüde ihaneti de barındırır.
Kronik çocukluk çağı travmasıyla başa çıkmak genellikle tek bir olay travmasından çok daha zordur. Çünkü kronik travmatizasyon karmaşık bir duygusal hasar tabakası yaratır ve her katman daha önceki zararları geliştirir ve güçlendirir. Zamanla, kronik travma geçiren çocuklar bakıcılarına/ebeveynlerine güvenemeyeceklerini öğrenirler.
Ancak bu, yaşamlarında yetişkin(ler)le sağlıklı bağlantı kurma ihtiyacının/ arzusunun ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir. Diğer insanlarla da ilişki kurmaya çalışırlar, zarar görürler/ başarısız olurlar ve geri çekilirler – ta ki çocukluklarının ihtiyaçları onları tekrar ilişki kurmaya zorlayana kadar.- Öyleyse bu bireylerin bazen tıpkı bir yetişkin gibi bu karmaşa ile mücadele etmeleri şaşırtıcı mıdır?
Vaka Geçmişi
Jamie, “hayatın her alanında” mücadele ettiğini söyleyen 28 yaşında bir ipotek komisyoncusu. Terapide, her iki ebeveyninin de alkolik olduğunu, babasının her gün içki içtiğinde annesine fiziksel tacizde bulunduğunu ve genellikle bu dayakları izlemeye zorlandığını söylüyor. Babası ona her zaman, eğer uslu olmazsa onu da döveceğini söylüyor. Babası ortalıkta yokken de hayat onun için daha iyi olmuyor . Annesi sürekli ona bağırıyor, ailesinin tüm sorunları için onu suçluyor ve bazen de fiziksel olarak da taciz ediyor.
Bugün, Jamie şu ana kadar kurduğu arkadaşlıklarda hep başarısız olduğunu ve hiç yakın arkadaşının olmadığını söylüyor. İleri derecede anksiyetesi var ve içki bağımlılığının önüne geçemiyor. Hem ilişkilerdeki başarısızlıklarından hem de alkol bağımlılığından dolayı giderek artan bir utanç duygusu hissediyor.
Jamie, yetişkin yaşamı sorunlarının – duygusal kopukluk, bağ kuramama, kronik ve zayıflatıcı anksiyete, kompülsif kendi kendine ilaç tedavisi (alkol yoluyla uyuşma) – onun doğasında var olan başarısızlıklardan kaynaklı olmadığının farkında değil. Bunun yerine, öğrenilmiş davranışlar ve başa çıkma mekanizmaları onu zamanla şekillendirmiş durumda. Yaşadığı ve asla çocukken işlemediği son derece karmaşık kronik travmaya tepki veriyor.
Bu yüzden, kendisini kötü yanlarının olabileceği iyi bir insan olarak görmek yerine kusurlu, değersiz ve büyük olasılıkla da düzeltilemez biri olarak görüyor. Çocukluk çağı travmalarıyla savaşan çoğu insan gibi Jamie de bu tacizlerle (çocuk istismarı) yetişkin yaşamı sorunları arasında mücadele veriyor.
Travma Gerçekleri
Çocukluk çağı travmaları, tipik olarak kişiye yetişkin yaşamı travmalarından daha fazla zarar verir. Araştırmalar, çocukların travmaya bağlı bozukluklar (Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), depresyon, anksiyete, bağımlılıklar vb.) geliştirmeye yetişkinlerden çok daha eğilimli olduğunu gösteriyor. (Özellikle travma kronikse ve destek alınmıyorsa)
Araştırma Sonuçlarına Göre;
Çocukların gelişimsel olarak olgunlaşmamış, fiziksel ve duygusal olarak bağımlı, kolay erişilebilir ve korunmasız olması onları travmatik bozukluklara daha savunmasız hale getiriyor. Hastalık kontrol ve önleme merkezleri tarafından yapılan bir çalışma, 12 ila 17 yaş arasındaki çocukların % 60’ının son bir yıl içinde en az bir önemli travmatik olay yaşadığını gösterdi. Bunlar, silahsız saldırı veya yaralanma (% 36,7); toplum içinde bir saldırıya tanık olma (% 19,2); silahlı saldırı veya yaralama (14.9); fiziksel, psikolojik veya duygusal istismar veya ihmal (% 10,2); evde bir saldırıya tanık olma (% 9,8); cinsel mağduriyet (% 6,1); flört şiddeti (% 1.4).
Diğer araştırmalar, bir çocuk ne kadar çok travma geçirirse, daha sonraki yaşamında olumsuz tepkiler ve sonuçlar yaşama olasılığının o kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Veriler 18 yaşından önce dört veya daha fazla önemli travmatik deneyime (çocuk istismarı gibi) sahip kişilerin:
- Sigara içme olasılığının 1.8 ,
- Obez olma olasılığının 1.9 ,
- Sürekli kaygı yaşama olasılığının 2.4,
- Panik bozukluğu olma olasığının 2.5 ,
- Depresyon olasılığı 3.6 ,
- Seçici olmayan ilişkiler yaşama olasılığının 3.6,
- Erken yaşta cinsel ilişkiye girme olasılığı 6.6,
- Alkolik olma olasılığının 7.2,
- Uyuşturucu bağımlısı olma olasılığının 11,1 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
Yani erken yaşta travma; yetişkin yaşamı anksiyete bozuklukları, depresif bozukluklar, bağlanma eksikliği bozuklukları, bağımlılıklar vb için itici bir faktör. Örneğin, yukarıda sunulan vakada Jamie duygusal olarak izole olmuş, romantik bağlanma sorunları yaşıyor, yüksek kaygı hissediyor, alkollü kullanıyor ve tüm bunlardan derin bir utanç duyuyor. Bunların hepsi çözülmemiş çocukluk çağı istismarının ortak yetişkin yaşam belirtileri olarak karşımıza çıkıyor.
Tedavi Aşaması
Yetişkin yaşamları erken dönem travmatik deneyimleriyle istila edilmiş insanlar için bir terapistin ofisinde, etkili olduğu kanıtlanmış yaklaşım/yaklaşımlar kullanılarak doğrudan ele alınabilir.
Ancak travma tedavisi (kullanılan belirli yaklaşıma bakılmaksızın) travma geçirenlerin ağrıyı yeniden deneyimlemesini ve yeniden hissetmesini gerektiriyor – kontrollü bir ortamda, sadece ne olduğunu değil, aynı zamanda işleyebilecekleri, bütünleştirebilecekleri ve anlayabilecekleri bir ortamda da yıllar içinde onları nasıl etkilediğini- Başka bir deyişle, travma tedavisinin özü, travmatik deneyimleri, güçlerini azaltmanın bir yolu olarak tekrar tekrar keşfetmeyi ve işlemeyi içeriyor.
Travma Tedavisinde Yoga,Meditasyon Gibi Alternatif Tedaviler Desteklenir
Çoğu zaman, travma tedavisi, stresi azaltmanın ve bireyin yeniden yaşamanın acısını tolere etmesine yardımcı olmak için yoga, meditasyon, hayvan terapisi ve benzeri gibi alternatif tedavilerle desteklenir. İlaçlar ayrıca yıkıcı duygusal tepkileri geçici olarak hafifletmenin bir yolu olarak da kullanılabilir. (İlaçlar travmayı iyileştirmez. Bunun yerine, semptomları ve olumsuz etkilerini azaltarak, hastaların yeniden acı verici tedavi deneyimini tolere etmesini kolaylaştırır.)
Basitçe ifade etmek gerekirse, erken yaştaki travmanın neden olduğu yetişkin yaşamı zorlukları üzerinde çalışmak, geçmiş travmatik olayları tekrar yaşıyormuş hissine kapılmak, ortaya çıkan duyguları tanımayı, kabul etmeyi ve öğrenmek için uzun ve tatsız bir süreçtir. Kişi, durumun gerçekliğini değerlendirmeyi, (gerçek bir tehditten ziyade geçmişe tepki verdiklerini anlamayı) hissettiklerini fark etmeyi, tanımlamayı, kabul etmeyi ve sağlıklı tepki vermeyi öğrenir.
Bununla birlikte, travmanın kesin “tedavisi” yoktur
Bununla birlikte, travmanın kesin “tedavisi” yoktur. Hiçbirimiz erken çocukluğun masumiyetini tekrar yakalayamayız. Ancak travma ve işlev bozukluğunun ötesinde yaşamayı öğrenebiliriz. Kısaca, travma tedavisinin çeşitli biçimlerinin yapabileceği şey, travma mağdurlarına, travmanın gücünü azaltmak için kullanabilecekleri bir beceri seti sağlamaktır.
Travmaların etkileri dereceye kadar devam edecek veya (kapsamlı tedaviden sonra bile) ara sıra tekrar edebilir. Ancak tetikleyici ve yıkıcı olmayacaktır. Daha çok normal hatıralar haline gelecek ve kişi çok daha sağlıklı şekillerde yanıt verecektir.
Deniz Göndelen