Yeni bir araştırmaya göre; balık tutma, avlanma, keşif olsun herhangi şekilde açık havada yalnız vakit geçirmek, çocuğun doğa ile bağını güçlendirmesine yardımcı olur.
Doğadaki bu düşündürücü anları kamp yapmak veya izcilik gibi açık hava sosyal aktiviteleri ile birleştirin. Böylece doğal dünya ile aranızdaki bu hayat dolu bağlantı potansiyel olarak bir ömür boyu sürebilir. Araştırmacılar, bunun sadece kişinin uzun vadeli zihinsel ve fiziksel sağlığı için değil, gezegenimizin geleceği için de yararlı olduğunu belirtiyorlar.
İlginizi çekebilir: 45 Yıllık Bir Araştırmaya Göre, Akıllı Çocuklar Yetiştirmek İçin Gerekenler

Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi, Rekreasyon ve Turizm Yönetimi Bölümü’nden bir çevre eğitimi araştırmacısı Kathryn Stevenson:
“Doğa ile bağlantı kurmanın her türlü yararı vardır. Vurguladığımız faydalardan biri, doğa ile güçlü bir bağlantıya sahip olan çocukların gelecekte çevreye dikkat etme olasılıklarının daha yüksek olmasıdır.”
Yeni çalışma, bir çocuk olarak açık havada olmanın kişisel refahı ve kişinin doğayla olan yakınlığını güçlendirebileceğini kanıtlıyor. Şehir parklarına ve ağaçlarına erişim bile büyük bir fark oluşturabilir.
Stevenson’ın en yeni araştırması; bu alanlardaki yalnız anların, özellikle çocukların doğayla özdeşleşmeleri ve kendilerini rahat hissetmeleri söz konusu olduğunda önemli olduğunu gösteriyor. Bu da yaşları ilerledikçe doğayı korumak istemelerini sağlayacaktır. Tabii ki, bu yetişkinlerin çocuklarının güvende olduklarından emin olmak için denetlememesi gerektiği anlamına gelmez. Araştırmalar, direkt olarak müdahil olmaktansa birkaç adım geride durmanın ve çocukları gözlemlemenin fayda sağlayabileceğini gösteriyor.
İlginizi çekebilir: Ekran başında geçirilen zamanın çocukların sosyalleşmesi üzerindeki etkisinin az olduğu ortaya çıktı
Doğa ile güçlü bir bağ kurma

Çalışmada araştırmacılar, Kuzey Carolina’daki 1285 çocuktan, 9 ilâ 12 yaşları arasında, açık havada geçirdikleri samanlarla ilgili bir dizi soruyu cevaplamalarını istedi. Bu çocukların avlanmak, balık tutmak, yürüyüş yapmak, kamp yapmak ya da dışarıda spor yapmak için zaman harcayıp harcamadıklarını ve genel olarak doğal dünya hakkında nasıl hissettiklerini bilmek istediler.
- Vahşi doğada rahat mıydılar?
- Dışarıda olmaktan hoşlanıyorlar mıydı?
- Çevrelerindeki farklı bitki ve hayvanlara hiç dikkat ettiler mi?
Stevenson: “Doğa ile güçlü bir bağ kurmak için belirli farklı aktivite kombinasyonları olduğunu gördük ancak önemli başlangıç noktası, daha yalnız bir etkinlikte dışarıda olmaktı.”
Balık tutarken, avlanırken ya da yürüyüş yaparken açık havada düşünmek için zaman harcayan çocuklar doğa ile daha güçlü bağlantılar sergilediler. Bu, açık havada geçirilen sosyal zamanın önemsiz olduğu anlamına gelmez ancak çocuklukta, kendi kendine düşünmek için biraz zamana sahip olmak düşündüğümüzden daha büyük bir etkiye sahip olabilir.
Balık Tutmak ve Avcılık Oldukça Önemli

Önceki araştırmalar da doğada yalnızlığın önemini vurgulamıştır, ancak geçmişte balıkçılık ve avcılık bu denklemin dışında kalmıştır. Ancak yazarlar, bu faaliyetlerin aynı zamanda doğal dünyanın belirli yönlerine yoğun bir odaklanma gerektirdiğini savunuyorlar. Birçok çocuğun yerli yaban hayatından daha fazla Pokémon bildiği bir zamanda, biyoçeşitlilik bilgisi ve hatta koruma davranışları için önemli bir yol olabilir.
Bir çalışma, kuş gözlemcileri hariç, avcıların yetişkin açık hava etkinliklerine katılan insanların arasından en aktif korumacılardan olduğunu buldu.
Çocukluk Deneyimleri İleriye Motive Edici
Stevenson: “Çevre odaklı bir kariyere giren insanlar hayatlarına baktıklarında, çocukluk dönemlerinde sevdikleri bir patikada yürümek veya evlerinin yanındaki bir dereyi keşfetmek gibi oluşumsal deneyimler yaşadıklarını anlatıyorlar. Bu tür anlamlı yaşam deneyimlerinin ileriye motive edici olduğunu biliyoruz.”
Çocukları, en biçimlenen yıllarında bu tür faaliyetlerle ilgilenmesini sağlarsak, çevreye her zamankinden daha fazla uyum sağlayan yeni bir nesil yetiştirmeye yardımcı olabiliriz.
Ayrıca çalışma, cinsiyet veya etnik köken gibi demografik değişkenlerin çocuğun doğayla olan bağlantısını etkilemediğini buldu. Açık hava etkinliklerine daha az maruz kalma dolaylı bir etki olsa da, katılım hesaba katıldıktan sonra, cinsiyetler veya farklı ırklar ve etnik gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu.
Hümeyra DEMİRBAŞ