Bir süpernova olamayacak kadar hızlı ancak bir nötron yıldızı olamayacak kadar da yavaş yanıp sönen uzaydaki o gizemli şey de ne?
Bilim insanları, Samanyolu Galaksisi’nde saatte üç kez devasa miktarda enerjiyi Dünya’ya doğru püskürten, Güneş’ten yaklaşık 4000 ışıkyılı uzaklıkta bulunan gizemli bir cisim keşfettiler. Araştırmacılar, Nature dergisinde 26 Ocak’ta yayınlanan bir çalışmada, yakın zamanda Samanyolu Galaksisi üzerinde sürdürülen bir radyo dalgası araştırmasında beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan GLEAM-X J162759.5-523504.3 (kısaca GLEAM diyelim) adlı söz konusu cismin şimdiye kadar gözlemlenen hiçbir kozmik yapıya benzemediğini belirttiler.
Araştırmacıların ifadelerine göre, GLEAM yaklaşık 60 saniyelik bir zaman dilimi içerisinde hızla parladı, kısa sürede tüm gökyüzündeki en parlak cisimlerden biri haline geldi ve sonra aniden karanlıkta kayboldu. Bundan yaklaşık 20 dakika sonra ise, cisim yeniden ortaya çıktı ve 60 sn sonra tekrar kararmadan önce, istikrarlı bir biçimde tekrardan en yüksek parlaklığına ulaştı.
Astronomide teleskop lenslerimizin önünde belirip ardından kaybolan bu tür cisimlere geçici olaylar (geçici astronomik olaylar) denir. Geçici astronomik olaylar temelde yavaş geçişler ve hızlı geçişler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Yavaş geçişler birkaç gün içinde ortaya çıkabilir ve birkaç ay sonra kaybolabilir.
Bunlara örnek; ölmekteyken dış atmosferlerini şiddetli patlamalarla uzaya saçıp muazzam bir şekilde parlayan, ardından yıldız artıklarının sıcaklıkları düştükçe yavaş yavaş sönen süpernovalardır. Hızlı geçişlere ise parlak radyo dalgaları yayarak inanılmaz derecede hızla dönen ölü bir tür olan nötron yıldızları örnek verilebilir.
Fakat, araştımacılar yapılan bu yeni çalışmada keşfedilen cismin davranışlarının, geçici astronomik olaylar kapsamında bilindik gök cisimlerinin davranışlarından hiçbiriyle tam olarak örtüşmediğini söylediler.
Ölen bir yıldızın son ışığı
Gizemli cismin, şimdiye kadar sadece teorize edilmiş yeni bir yıldız türünün kanıtı olması mümkün, hatta belki de bilim insanlarının henüz hayal edemediği bir şeydir, kim bilir?

Yeni çalışmanın araştırmacıları, GLEAM’i keşfettiklerinde Avustralya taşrasında Murchison Widefield Array (MWA) radyo teleskobunu kullanarak bunun gibi geçici olayları arıyorlardı. Fakat keşfettikleri cismin benzersiz yanıp sönme tarzı bir süpernova olamayacak kadar hızlıyken, bir nötron yıldızı olamayacak kadar da yavaştı.
Natasha Hurley-Walker -Avustralya, Bentley’deki Curtin Üniversitesi’nde bir gök bilimci ve aynı zamanda çalışmanın başyazarı- yaptığı bir açıklamada “Bu cisim, yaptığımız gözlemler sırasında birkaç saatlik zaman diliminde ortaya çıkıyor ve gözden kayboluyordu. Bu kesinlikle beklemediğimiz bir şeydi.’’ diyor ve ekliyor “Bir gök bilimci için biraz ürkütücüydü çünkü gökyüzünde bunu yaptığını bildiğimiz bir gök cismi yok.”
Yapılan analizler, cismin inanılmaz derecede parlak olduğunu, Güneş’ten daha küçük olduğunu, son derece polarize radyo dalgaları yaydığını ve cismin son derece güçlü bir manyetik alana sahip olduğunu gösterdi
Araştırmacılar, gözlemlerin oldukça manyetize bir nötron yıldızı olan ultra uzun periyotlu magnetar adı verilen teorik bir astrofiziksel cisimle eşleştiğini söyledi, var olduğu tahmin edilmesine rağmen, bu cismin daha önce uzayda hiç gözlemlenmediğini eklediler.

Hurley-Walker, “Kimse böyle birşeyi doğrudan tespit etmeyi beklemiyordu çünkü bu kadar parlak olmalarını beklemiyorduk.’’… ‘’Bir şekilde manyetik enerjiyi daha önce gördüğümüz her şeyden çok daha etkili bir biçimde radyo dalgalarına dönüştürüyor.” dedi ve GLEAM için yapılabilecek başka açıklamalar da olabileceğini ekledi.
Nadir bir tür beyaz cüce (bir nötron yıldızı olarak çökecek kadar büyük olmayan ölü bir yıldızın buruşmuş kabuğu) olabilir ve çok nadiren bir çift yıldız kümesinde bulunup yoldaş yıldızından malzeme emerek radyo dalgaları yayabilir. Gök bilimci, ancak böyle bir yıldızın tam olarak doğru hızda dönmesi halinde GLEAM gibi titreşiyor olarak görünebileceğini belirtti.
GLEAM in keşfiyle birlikte araştırmacılar benzer cisimlerin daha önce de ortaya çıkıp çıkmadığını görmek adına MWA’dan gelen gözlem arşivlerini elden geçiriyorlar. Fakat bu yıldızın gizemini tam olarak açıklığa kavuşturabilmek için elektromanyetik spektrumun diğer bantlarında daha fazla gözlem yapılması gerekiyor.
Çeviren: Selin Vurguncu