Bir Zamanlar, Okyanuslarda Avlanan, İnsanlardan Büyük, Dev Deniz Akrepleri

Zamanı geri çevirelim. Yok oluş, dinozorları yok etmeden önce,”Büyük Yok Oluş” tüm organizmaların yüzde 95’ini silip süpürmeden önce Paleozoik Dönem vardı. Dünya tarihinde 541 milyon ila 252 milyon yıl önce, eklembacaklılar bir uçtan bir uca dolaşıyordu.

Aslında, bazı Paleozoik eklembacaklılar o zamanlar Dünya üzerindeki en büyük hayvanları temsil etmekte. Paleozoik okyanuslarda yüzecek olsaydınız, bu soyu tükenmiş eklembacaklılardan en korkutucu olanı bulacak kadar şanslı (veya talihsiz) olabilirsiniz: deniz akrepleri, Eurypterida.

Gondwana Research’te yayınlanan yeni araştırmamız, bir zamanlar Avustralya sularında dolaşan bu büyüleyici yaratıklar hakkında en kapsamlı bilgi koleksiyonudur.

400 milyon yıllık Eurypterus fosil. (H. Zell / Wikimedia / CC BY-SA )

Görülmeye Değer Bir Manzara

Eurypterida açık bir şekilde akrepler gibi görünse de, aslında öyle değillerdi. Daha çok modern akreplerin kuzenleri gibiydiler.

Deniz akrepleri, 2,5 metre uzunluğunda (8 feet) olduğu düşünülen bir tür olan Jaekelopterus rhenaniae dahil olmak üzere fosil kayıtlarında ortaya çıkan en büyük deniz avcılarını kapsar. O zamanlar, bu devlerden bazıları, modern büyük beyaz köpekbalığı ile besin ağında aynı yerdeydi.

Muhtemelen bu çevik yüzücüler, avlarını kavramak için pençelerle donatılmış büyük ön bacaklarını kullanıp, daha sonra bacaklarındaki diş benzeri yapılar arasında  eziyorlardı.

Bu büyük hayvanların tam olarak ne yediğinden emin olmasak da, muhtemelen balık ve daha küçük eklembacaklılar menüde olurdu. Ve eğer insanlar denizde yüzüyor olsaydı, belki biz de!

Bir insana göre en büyük soyu tükenmiş deniz akreplerinin büyüklüğü. (Slate Weasel/Wikimedia/Modified)

Büyüleyici (Ama Karanlık) Bir Tarih

Avustralya, ornitorenk gibi eşsiz modern türler de dahil olmak üzere birçok meraklı hayvanla ünlüdür. Ve bu eşsizlik fosil kayıtlarına kadar uzanır, deniz akrepleri de bunun bir örneğidir.

Ancak Avustralya deniz akreplerinin bilimsel kaydı ve çalışması düzensizdi. 1899’da yayınlanan ilk belgelenmiş örnek, Melbourne’da bulunan parçalara ayrılmış bir dış iskelet bölümünden oluşuyordu.

Avustralya’daki grubun bütünlüğünü inceleyen yeni araştırmamızdan önce, yaklaşık on kayıt vardı ve her şeyi bir araya toplamaya yönelik sadece bir girişim daha vardı. Bu nedenle, bu fosillerin çeşitliliği ve yayılması oldukça belirsizdi.

Bizim için bu muhteşem fosillerin yeniden ziyaret edilmesi, farklı Avustralya müzelerine birkaç geziyle sonuçlandı. Ayrıca bizzat incelemek için New England Üniversitesi’nde bize gönderilen örnekler de vardı.

Bu paleontolojik keşif yolculuğu, daha önce belirtilmemiş olan birçok deniz akrebi fosilini ortaya çıkardı. Sonuç olarak, şimdi, Avustralya’da yaşamış altı farklı grubun var olduğuna dair kanıtlarımız var.

Bu örnekleri en son yayınımızda bir araya getirerek, grubun Avustralya fosil kayıtlarına hakim olan pterygotidae’yi (2.5 metre uzunluğa ulaşan deniz Akrepleri ailesi) gösteriyoruz. Her ne kadar bu daha önce belirtilmiş olsa da, özellikle Victoria’dan olmak üzere farklı konumlardan ve zaman periyotlarından gelen malzemenin bolluğu beklenmedikti.

Mavi Pterygotidae deniz akrepleri ve turuncu Adelophthalmidae örnekleri ve zaman çizelgesi. (Bricknell et al., Gondwana Researcher, 2020)

Kökene Dönüş

Çok fazla sayıda Avustralya deniz akrebini sergilemenin yanı sıra, makalemiz bu hayvanlar hakkında genel bilgi eksikliğini de özetlemektedir.

Birçok parçalanmış malzeme olmasına rağmen, sadece 5,7 cm uzunluğunda, sadece bir (neredeyse) tam numune, Adelophthalmus waterstoni vardır.

Gelecekteki araştırmalar, daha eksiksiz örnekler bulma umuduyla, bu örneklerin orijinal olarak toplandığı yerlerin yeniden gözden geçirilmesini içerecektir. Bu sadece Avustralya deniz akrep türlerinin daha iyi belgelenmesine yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda yaşadıkları çevrenin daha eksiksiz bir şekilde anlaşılmasını sağlayacaktır.

Nihayetinde, bir şey açık – Avustralya’nın tarih öncesi okyanuslarında yüzen bu devler hakkında ortaya çıkacak çok şey var.

Ayhan Mete GÜNAY

Depresyondaki Biriyle Mi Yaşıyorsun? Psikologlardan Tavsiyeler

İlk Kez Mitokondriyal DNA’da Hassas Gen Düzenlemeleri Yapıldı