Dünyada beş büyük nesil tükendi ve sayısız ufak türden. Dünyanın sadece kendi sakinleri tarafından yaratılan altıncı kitlesel bir yok oluş muhtemel görünüyor. Bu yüzden, toplu kitle iyileştirme ruhu adına, gelecekte sakınacağımızı umduğumuz kaos ve yaşamın sonu senaryolarına bir göz atmak için muhteşem zaman.
Dinozorların sahneye çıkmasından tutun, gökyüzünü karanlığa boğan, denizleri asitleyen ve mavi gezegenimizi bir cehennemden kaçışa dönüştüren sayısız afetlere değin, bu göz kamaştırıcı yıkım sahneleri ve yeniden doğuş Dünyamızı şekillendirdi.
10.Dinizorlar Yok Oluştan Payını Alıyor
Dinozorların evrim tarihine girmeleriyle ondan çıkmaları bir oldu – nesillerinin tükenmesiyle. Bu, 232 milyon yıl önce derin deniz yanardağları (günümüz Britanya Kolumbiyasındaki Wrangellia Bazaltları) iklim değişikliğine ve antik çağın kapanmasına etki ettiği Carnian Pluvial Dönemi esnasında meydana geldi. Bu Dünyayı kuru ve yağışlı bir süreçler serisine soktu.
Özellikle, bir milyon yıl içinde artarda gelen dört ısınma ve soğuma süreçleri, çeşitli bitki ve hayvan yaşamını yok eden çoklu nesil tükenmelerine yol açtı. Sonrasında ise dinozorların yer küreye birçoğu şu anda oyuk olan yerlere nüfuz olmaları sadece 2 milyon yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşti.
9. Chicxulub Asteroidi En İyi Atışını Yapıyor
Dinozorlarımızı 66 milyon yıl öncesine götüren 10 kilometre genişliğindeki (6 mil) asteroid, başka bir yere çarpsaydı dinozorları öldürmeyebilirdi diyebileceğimiz son derece iyi bir nokta atışıydı. Doğrusu, dünya yüzeyinin sadece yüzde 13ü, kitle yok oluş gerçekleştirecek yeryüzüne çıkmak için hazır olan gerekli materyalleri barındırıyordu.
Asteroid, Dünyanın fosil yakıtları, hidrokarbon ve sülfür bakımından zengin olan bir yüzeye çarptı. Çarpışmanın etkisiyle oluşan olağan üstü sıcaklıklar, bu zengin yakıt yataklarını tutuşturdu. Ortaya çıkan cehennem ateşi, güneşi kapatan ve yeryüzü sıcaklığını 10 C° (18 F°)ye kadar düşüren devasa yoğun dumanlar saldı.
Havaya süzülen sülfür asit yağmurları olarak yeryüzüne döndü tekrar. Araştırmacılar başka örnek sahneleri de ortaya koydu. Diğer yıkımsal fosil yakıt rezervlerinin; Kuzey Amerika’nın Doğu kıyısı dâhil olmak üzere, Orta Doğu ve Sibirya olduğunu buldular.
8. Gıda Yağmuru Derin Deniz Yaratıklarını Besliyor
Yaklaşık 66 milyon yıl önce, bir asteroid Yucatan Yarımadası’na çarptı ve dünyayı dinozorlardan kurtardı. Aynı zamanda büyük deniz sürüngenlerini de öldürüp, diğer hayvanları besleyen planktonlar gibi birçok mikroskobik okyanus canlılarının ani yok oluşlarına sebep oldu. Fakat derin okyanus canlıları gizemli yiyecek kaynaklarından beslenerek hayatta kaldı.
Araştırmacılar; yok olmaya direnen ve daha büyük yaratıkların gıda yağmuru olurcasına yavaş yavaş dibe çöken algler, bazı bakteriler ve fotosentez organizmaları sayesinde olduğunu söylemektedirler. Fakat yaşam hızla yenilendi. Yeni türler henüz boşalan oyukları doldurdukları için, okyanus yemek zinciri kendini sadece 1.7 milyon yılda restore etti.
7. Mağara adamları (Neanderthaller) Dışarıya Çıkmaya Zorlandı
Mağara adamları bizim gibiydiler: Ölülerini gömerler, aletler icatlar eder, ateşi kontrol eder, konuşur, muhtaç sahiplerine destek çıkar ve sanatla uğraşırlardı. Bu yüzden türlerin yetersizliği onların ölümüne izin vermemiş olabilir. Yeni bir örnekse bizim mağara adamlarını antik kanlı bir savaşta öldürmediğimizdir. Aksine, nüfusları hızla fırladı.
Bölgeleri sadece Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar uzandı. Diğer ilk insanlar(daha geniş doğal ortama sahip) akın etmeye devam ettikleri için, kaynaklar yeterli değildi. Fakat durum kolaylıkla tam tersine çevrilebilirdi. Aynı bölgede yaşadığımızdan ve Neandertal topluluklarının göçüne benzer bir duruma maruz kaldığımızdan, bizler de ıskartaya atılmış kişiler olabilirdik.
6. Dünya Tehlike Çanları Çalıyor
Dünyanın kabuğu on binlerce mil çatlaklardan ya da lavın tektonik tabakalar arasında püskürdüğü yer olan orta-okyanus volkanlarından oluşuyor. Dino-öldürücü asteroid çarptığı zaman, sismik şok dalgaları 11 büyüklüğünde depremler olarak gezegen boyunca yayılarak dünyayı tam olarak yerinden oynattı. Şok dalgaları en aza indiğinde, gezegeni bir soda şişesi gibi sarsıyordu ve zatendaha fazla ısınmış olan orta-okyanus volkanlarını tetikliyordu.
Kanıt mı?
İki devasa magma tümseği ya da yığınları bilim adamları tarafından, Pasifik ve Hint Okyanusunda artan yerçekimi sayesinde yerleri saptandı. Onlar, bir milyon yıl içerisinde bir çarpmanın oluşturabileceği 96000-1000000 metreküp büyüklüğünde magmadan oluşuyordu. Patlamalar, bütün zamanların doğa olaylarındaki patlamalara denk olduğu ve artan volkanik aktivitenin çarpmadan sonra yüz bin yıl boyunca devam ettiğini gösterdi.
5. Birkaç Neslin Yok Olması Daha Büyük Ölümlerin Olmasına Yol Açtı
252 milyon yıl önce Permian Döneminin sonlarına doğru meydana gelen neslin yok oluşu dünyanın beş kitlesel yok oluşundan biriydi. Karada yaşayan canlı türlerinin yüzde 70-75 ini ve deniz canlılarının yüzde 95ini (ki bazıları 80 olduğunu iddia eder) yok etti. Bu yok oluş aynı zamanda Büyük Ölüm olarak bilinir.
Fakat yeni araştırmalar bunun daha çok büyük ölümler olduğunu gösteriyor. Nesil, çift çatallı jeolojik bir saldırı tarafından tükendi. İlkin, volkanlar yer küreyi kontrol altında aldı ve okyanusları asitleştirdi. Daha sonra bir anoksi dalgası (kanda oksijen azlığı) denizlerden oksijeni süzdü.
Sibirya Tuzakları, Alaska’dan daha büyük bir alanı kaplayacak derecede lav püskürttükten sonra, iki küçük çapta yok oluşlar takip etti. Volkanlar yine suçlanıyor. Karbon izotopları, yenilenmesi 10 milyon yılı bulan bir yıkım sonrası olan Büyük Ölüm’den sonra yarım milyon- 1,5 milyon yıl süre zarfında gerçekleşen iki büyük olayı açığa çıkarttı.
4. Saklı Patlamalar Daha Ölümcül
Yoğun volkanizma daima kötüdür, fakat konum her zaman sürekliliği ve büyüklüğünden daha fazla önem taşır. Daha önce de bahsedilen Büyük Ölüm süresince, yer altı patlamaları daha büyük kaosa yol açtı. Sibirya Tuzakları patladığında, bütün lav dışarı sızmadı. Birazı dünya kabuğu altında 1.6 milyon kilometre (1 milyon mil) boyunca dağıldı.
Büyük şans gibi geliyor çünkü yer altı zaten lavanın ait olduğu yer. Fakat bu yeryüzünü kaplamaya başladığında, karbon yoğunluklu tortu tabakalarını yaktı ve atmosfere Sera gazı bulutlarını gönderdi.
Sonuç; okyanus asitlenmesi, sıcaklıklarda artış ve yaşamı büyük ölçüde sekteye uğratan apokaliptik bir sis… Neticede lava, ABD büyüklüğünde 1 kilometre(0.6 mil) kadar derinliğe kadar yayılmıştı artık.
3. Dinozorlar Asteroid Çarpmadan Çok Önce Yavaş Yavaş Ortadan Kayboldu
İstatiksel analizler, asteroid çarpmasından 66 milyon yıl önce dinozorların soy ağacında belirgin bir düşüş olduğunu açıkladı. Sıkıntılı dönem 140 milyon yıl önce başladı. Öncesinde, yeni türler yok olanlara oranla daha hızlı ortaya çıktı.
Fakat 90 milyon yıl öncesinde kadar, E-Günü’nden 24 milyon yıl önce, çeşitlilik iyi bir konumda değildi. İklim değişikliği, kıtaların ayrılması gibi faktörler; büyük önem arz eden dinozorları (T.rex vb. gibi theropodlar, Stegosaurus ailesi gibi ornithischianlar ve Brontosaurus grubu gibi sauropodlar) tüketmeye başladı.
Bir taraftan da, boynuzlu ve ördekgagalı dinozorlar varlıklarını güvence altına alıyorlardı ki bu da muhtemelen yeni bir yiyecek grubu olan çiçek veren bitkilerin artışı sayesindeydi. Bu gidişatları düşününce, bazı araştırmacılar dinozorların bir yıkımsal kozmik müdahale olmaksızın havlu atmış olabilecekleri yönünde.
2. Uzay Bizi Öldürmeye Çalışıyor
Yok oluşların karanlık madde denilen gizli kozmik suikastçısı olabilir. Dünya ve güneş sistemimiz saatte 800bin kilometreyi aşkın (500bin mph) hızla galaksi içinde çarpmaya devam ediyor. Her 30 milyon yılı ve sonrasında, bunlar; geçmişteki nesil tükenmelerini görüldüğü gibi sıralayan bölümlerdeki galaktik diskin içerisinden geçerler. Karanlık madde genellikle Samanyolu Galaksisi gibi galaksiler etrafında ışık halkalarında bulunur.
Fakat bu aynı zamanda galaktik diskin merkez düzleminde toplanır. Bu yüzden, güneş sistemi bu kısımdan geçtiğinde, karanlık madde kütleçekimsel bir şekilde uzay boşluğundaki kayaları yerinden edip birkaçının dünyaya düşmesine sebep olur. Dünya bu görülmez kümeler içerisinde hareket ettiğinden, çekirdeğinde karanlık madde biriktirir.
Parçacıklar birbirlerine çarparak normal çekirdek sıcaklığından bin kat daha sıcak olan enerjilerin salınmasına sebep olur. Bu, volkanizmayı, ters manyetik alanı ve deniz seviyesinde değişikliği tetikleyecek yeryüzüne fokurdayan madde gönderir.
1. Tohum Yiyiciler Ön Plana Çıkıyor
Yaklaşık 66 milyon yıl önce, büyük bir asteroid dünyaya çarptı ve dinozorların çoğunu öldürdü. Yine de, kuşa benzeyen maniraptoranlar hayatta kaldı. Kuşa benzeyen Dinolar, dişleri olan ve dişleri olmayan diye ikiye ayrılıyordu.
Onlar çeşitli besinleri tükettiler, fakat dişi olmayanlar kısa ve güçlü gagalarıyla aynı zamanda tohumları da yemeye başladılar. Bu yüzden dişli kardeşleri hayatta kalamazken onlar Kretase çağındaki yok oluşun sonuna doğru hayatta kalmayı başardılar.
Asit yağmurları na, karanlık gökyüzüne, yeryüzü şekillerini tüketen ateşlere ve birçok yiyecek kaynağının yok olmasına rağmen, maniraptoranlar midelerini tok tuttular.
Nasıl mı?
Tohumlarını yerin altına sokarak Kretase çağı boyunca tomurcuklanan çiçekler dediğimiz bu yeni muazzam şeylerin ortaya çıkmalarına vesile olarak…
Editör / Yazar: Ümit AKAY