Göbeklitepe: Araştırmacılar, dünyanın bilinen en eski tapınağı olarak kabul edilen genişleyen yapının, onu, inşa ettiği düşünülen avcı-toplayıcı kültürler için alışılmadık bir şekilde geometrik ilkeleri gözeterek tasarlandığını söylüyor. Şimdiye kadar keşfedilen en eski ibadet yeri olarak görülen Göbekli Tepe, 11.000 yıl öncesine dayanan geniş bir Neolitik kompleksdir. Ancak bu dev taş devri kalıntılarının geçmişine 1990’larda rastladı.
Mısır Piramitleri ve Stonehenge gibi diğer megalitik mucizelerden (her ikisi de birkaç bin yıl önce) önce çıkan Göbekli Tepe, bulunduğundan beri yoğun bir şekilde incelenmiştir. Ve araştırmacılar, uzun süredir yok olan kültürü kimin inşa ettiği hakkında, sitenin bize ne söyleyebileceğini öğrenmek istiyorlar.
İlginizi çekebilir: 40.000 yıl önce dünya üzerinde kullanılmış bir takım geometrik işaretler keşfedildi
Geometrik planlanmada sandığımızdan çok daha deneyimliydiler

Yapının inanılmaz yaşına rağmen, yeni bir analiz Göbekli Tepe’nin gizemli sütunları ve duvarlarının düzenini öngören mimarların geometrik planlanmada sandığımızdan çok daha deneyimli olduğunu gösteriyor. Tel Aviv Üniversitesi’nden arkeolog Avi Gopher, “Göbekli Tepe arkeolojik bir harikadır” diyerek şöyle devam etti:
“O zamanlar çiftçilik veya hayvan evcilleştirmesi olduğuna dair bir kanıt olmadığından, alanın avcı-toplayıcılar tarafından inşa edildiğine inanılıyor. Bununla birlikte, mimari karmaşıklığı onlar için oldukça sıra dışı.”
Göbekli Tepe’nin mimari yapısını ölçmek ve analiz etmek için uzamsal bir algoritma kullanan araştırmacılara göre, kompleks, ayrı, ilgisiz yapılardan değil, tek bir plana göre birlikte tasarlanmış ve daha önceki düşüncenin aksine aynı zamanda inşa edilmiş olabilecek bağlantılı duvarlar ve sütunlardan oluşur.
En dikkat çekici olarak, Göbekli Tepe’nin B, C ve D duvarları olarak bilinen en önemli üç alanının merkez noktalarının, neredeyse mükemmel bir şekilde oluşturulmuş eşkenar üçgenin altında yatan desen etrafında geometrik olarak birbirine bağlı olduğu görülmektedir. Araştırmacılar, muhafazalar arasında hiyerarşik bir ilişki ve düzen olduğunu ileri sürüyor.
Tesadüfen bir eşkenar üçgen oluşturma olasılıkları çok düşük

Arkeolog ve çalışmanın ortak yazarı Gil Haklay Haaretz “Bunu kesinlikle beklemiyordum. Muhafazaların hepsinin farklı boyutları ve şekilleri var. Bu nedenle merkez noktalarının tesadüfen bir eşkenar üçgen oluşturma olasılıkları çok düşük” dedi.
Araştırmacılar, böyle bir ön planlama düzeyi, (özellikle de kabul edilen yazının ortaya çıkmasından binlerce yıl önce) derme çatma bir haritayı çizmek için yere yerleştirilmiş sazlar gibi diğer işaretleyicilerin kullanımını ve sayılmasını gerektireceğini belirtti.
Bulgular, ayrıca bu iddialı yapıları gerçekleştirmek için gereken kas miktarının bildiğimizden çok daha fazla olabileceği gösteriyor.
İlginizi çekebilir: Arkeoloji Nedir? Arkeolojinin Diğer Bilimlerle İlişkisi
Yazar şunları dile getirdi:
“Göbekli Tepe’deki megalitik mimarinin inşası için gereken organizasyon ve insan gücü, Göbekli Tepe’deki tek bir projenin potansiyel büyüklüğü üç muhafaza içerdiğinden, önceki tahminlerle karşılaştırıldığında üç ile çarpılmalıdır.
Tabii ki, bu karmaşık, geometrik taslakların basitçe uzun zaman dilimleri içinde inşa edilmiş olması da mümkündür hatta belki yüzyıllar boyunca. Böylelikle iş gücündeki ölçek daha az baskıya uğrar.”

Göbekli Tepe’nin sadece bir kısmı (belki de yüzde 5’i kadar) kazılmıştır. Ve hala Türk topraklarının altında daha birçok muhafazalar ve diğer yapılar beklemededir.
Ne kadar unutulmuş olursa olsun, araştırmacılar, bu özel sit alanının, insanlık tarihindeki anıtsal bir dönüm noktasını yansıttığını düşünüyor. Sadece mimari anlamda değil, aynı zamanda bu harika şeyleri tasarlayabilen ve yapabilecek bir toplumun evriminde de.
Kübra DELİ