İnsanlık üstün gelecek ancak bizim çok farklı bir dünyaya uyum sağlamamız gerekecek.
Genel Bir Bakış
Manyetik kutupların yer değiştirmesi. Bu sadece bilim kurgu filmlerinde yaşanan bir şey gibi görünse bile gerçekten de dünyanın manyetik kutupları yer değiştiriyor. Kutuplar, her 200.000 ile 300.000 yıl arasında kuzeyi ile güneyinin yer değiştirmesiyle ters yüz oluyor.
Bu olayların öncesinde manyetik alan zayıflıyor ve bozuluyor. Kuzey ile güney manyetik kutupların yer değiştirmesi başladığında sürecin tamamlanması yaklaşık olarak 100 yıl sürüyor.
Aslında kutupların son kez yer değiştirmesinden bu yana 700.000 yıl geçti ve manyetik alanımızın son yirmi otuz yıldır giderek zayıfladığı gözlemlenmekte. Bilim insanları kutupların gelecek birkaç yüz bin yıl içerisinde ters yüz olacağını hesaplıyorlar. Peki bu gerçekleştiği zaman ne bekleyebiliriz?
Dünya’nın Manyetik Alanı
Manyetik alanımız Dünya’nın çekirdeğinden kaynaklanıyor ve gezegen yüzeyinin yaklaşık olarak 65.000 km üzerinden uzayın derinliklerine doğru uzanıyor. Referans olarak Uluslararası Uzay İstasyonu’nun yaklaşık olarak 400 km’de yörüngedeki dönüşünü gösterebiliriz.
Bu yapı kalkan görevi görerek bizleri güneş rüzgârının (solar wind) etkisinden koruyor. Manyetik alan olmasaydı, Dünya’nın atmosferi binlerce yıl önce gezegenden ayrılmış olacaktı. Bugünkü Dünya, yüzeyi yanıp kül olmuş, üzerinde yaşam barındırmayan kuru bir yer olacaktı.
Güneş Rüzgârı

Güneş Rüzgârı (solar wind), güneşin korona olarak bilinen üst atmosferinden salınan yüklü parçacık akışı olarak tanımlanabilir ve saniyede 750 km’lik hızlara ulaşabilir. Bu parçacık akışına plazma adı verilirken Güneş’teki nükleer füzyonun yan ürünleri olan elektronlar ve protonlardan oluşur.
Gezegen Üzerindeki Etkisi
Manyetik kutupların yer değiştirmesinden önce ve bu değişim boyunca yüksek düzeyde güneş rüzgarına maruz kalınmasından dolayı kanser oranlarında önemli ölçüde artış görülebilir. Daha zayıf bir manyetik alanla beraber Güneş’ten daha fazla sayıda yüksek enerjili parçacık Dünya yüzeyine ulaşarak tüm hayvan türlerinde genetik mutasyon riskini artıracak.
Manyetik alanın yardımını alamayan ozon tabakasının hasar görmesi ve daha az etkili olması nedeniyle bu zaman içinde şiddetini artırabilecek bir sorundur.

Atmosferimize ulaşan güneş rüzgârı miktarındaki bu artış Kuzey Işıkları’nın (Aurora Borealis) daha yaygın görülmesine ve ekvatora yakın bölgelerde her zamankinden daha fazla gerçekleşmesine neden olacak.
Üstelik manyetik alanı yön bulmak için kullanan köpek balıkları, yunuslar ve bazı kuşlar gibi hayvan türlerinin düzenleri bozulabilir; bu hayvan türlerinin davranışlarını önemli ölçüde değiştirmesi de muhtemelen daha geniş bir ekosistemi etkileyebilir.
Bununla birlikte, bu türler kutupların manyetik alanının ters yüz olduğu önceki dönemlerde hayatta kaldılar; bundan dolayı da gerçekleşecek değişimle nasıl basa çıkacaklarını tahmin etmek güç.
Elektronik Üzerine Etkisi
Manyetik kutupların yer değiştirmesinden önce ve bu değişim boyunca uydular, yüksek enerjili parçacıklari elektronik aksamlarını tahrip edebilecek güneş rüzgarına daha fazla maruz kalacak olmaları nedeniyle iletişimlerinde çok daha düzenli bir şekilde sorun yasayacak.
İnsanlık büyük ölçüde uydulara bağlı. Uydular olmadan GPS navigasyonu, hava tahmini veya telefon görüşmeleri gerçekleştirilemez.
Güneş rüzgârına daha fazla maruz kaldıkları için bütün elektronik şebekeleri çökebilir. Elektrik şebekelerinin birçok alanı birbirlerine çok bağlı olduğundan elektrik kesintilerinin ne ölçüde gerçekleşeceğini ve kesintilerin ne kadar sürebileceğini tahmin etmek zor. Ancak, süreç yıllar alabilir.

Belirgin olan şeyse tüm bilgisayarların süreçten bir şekilde etkileneceğidir. Dünyamız bugün olduğu haliyle faaliyet göstermeye devam edemez.
Kendimizi bilgisayarlara daha az bağımlı olacak şekilde yaşamaya uyarlamamız ve kullanmaya ihtiyaç duyduğumuz elektronik araçları artmış düzeydeki güneş radyasyonundan korumanın yollarını bulmamız gerekecek.
Nihayetinde medeniyet yirmi otuz yıl geriye gidebilir ancak biyolojik acıdan iyi durumda olacağız. Risk düzeyi artan bir dünyada yaşayabiliriz ancak bu, Dünya’daki yaşamın yok olacağı anlamına gelmez.
Çeviren: Hande Yurt