Ergenlik döneminde öz kontrol eksikliği, nadir görülen bir durum değil

Ergenlikte dürtüsellik sadece bir aşama değil, aslında biyolojik bir durumdur. Gençlik yıllarımızı tanımlayan tüm sosyal faktörlere rağmen, insan beyni ve diğer primatların beyinleri, özellikle kendi kendini kontrol etmeyi etkileyen alanlarda, oldukça benzer değişikliklerden geçmektedir.
İki araştırmacı, 20 Ağustos’ta yayınlanan NeurosciencesTrends dergisinde, türler arasında ergen beynini ve birbirlerinden farklılıklarını incelemişlerdir.

Wake Forest Tıp Fakültesi ‘nden Christos Constantinidis ile birlikte bu araştırmayı yazan Pittsburgh Üniversitesi ‘nden Luna Beatriz ’in dediğine göre “Yaygın olarak bilindiği gibi, ergenlik, sorgulanabilir seçimlere yol açan, artmış dürtüsellik ve duyum arayışı sürecidir.

Ancak, bu davranış eğilimi, yeni deneyimler kazanmaya dayanarak beynin kalıplanması için çok önemli olan uyarlanabilir bir nörobiyolojik sürece de dayanmaktadır.”

Makak maymunları ile aramızdaki yapısal, fonksiyonel ve nörofizyolojik karşılaştırmalar, tepkisel davranışları durdurmadaki bu zorluğun, primat eşleniklerimizde benzer olduğunu ve ergenlik döneminde, tepkisel davranışları durdurmaları gereken testlerde de kısıtlamaları olduğunu göstermektedir.

Constantinidis ’e göre “Maymun gerçekten insani şartlara en yakın olan en güçlü hayvan modelidir. Prefrontal kortekste gelişmişlerdir ve ergenlik ile yetişkinlik arasında aynı olgunlaşma biçimlerine sahip benzer bir yörüngeyi takip ediyorlar”

Ergenlik Döneminde Risk Almak ve Heyecan Verici Maceralar Yaşamak

Bu dönemde risk almak ve heyecan verici maceralar yaşamak elbette kötü bir şey değil. Luna “Ergenlikte bu mükemmel engelleyici kontrol sistemine sahip değilsiniz, ancak bu sistem bir nedenden ötürü gerçekleşiyor.

Çünkü aslında beynin en uygun şekilde uzmanlaşmasını sağlayan çevre hakkında bilgi sağlaması konusunda yeni deneyimlere izin veriyor.” diye belirtmektedir.

“Primat eşleniklerimizdeki bu geçiş döneminin altında yatan sinir mekanizmalarını anlamak, bize bu beyin ve bilişsel olgunlaşma dönemleri hakkında bilgi vermesi açısından kritik bir önem taşıyor.” Bu süre zarfındaki insan nörolojik gelişimi, yapısal anatomideki değişikliklerle karakterize edilir.
Ayrıca yedekli ve kullanılmamış sinir bağlantılarının aktif bir budaması ve yetişkin beyninin nasıl çalışacağının şablonunu belirleyecek olan beyindeki beyaz madde izlerinin güçlendirilmesi gerçekleştirilir.

Spesifik olarak, ergenlik nedeniyle, beyin organizasyonunun tüm temel yönleri yerindedir. Ve bu süre zarfında, kendi ortamlarının talepleriyle başa çıkmak için en uygun şekilde çalışmayı sağlayacak olan iyileştirmelere tabi tutulurlar.

Özellikle, bir cevabın hazırlanmasına izin veren sinirsel aktivite modellerinin gelişimi, bu gelişim aşamasının önemli bir unsuru gibi görünmektedir ve öz kontrol görevlerinde başarılı performans için şarttır.Tüm bunlar, kendi kendini kontrol etmenin, sadece şu an bir davranışı engelleme yeteneği ile ilgili olmadığını göstermektedir.

Constantinidis ’in dediğine göre; “Yürütme işlevi sadece refleks davranışları değil aynı zamanda uygun bir plan oluşturmak için vaktinden önce hazırlıklı olmayı da içerir. Bu, ergen ve yetişkin beyni arasındaki değişimdir ve hem insan verilerinde hem de hayvan verilerinde çarpıcı bir şekilde açıktır”

Sonuç

Sonuç olarak, araştırmacılar bu gelişim aşamasının yetişkin beyninin şekillendirilmesi için oldukça gerekli olduğuna inanmaktadırlar. Luna, “Hayvan ya da insanın aktif olarak araştırmaya teşvik edildiği bir dönemin olması önemlidir. Çünkü bu yeni deneyimleri kazanmak yetişkin yörüngelerinin ne olacağını anlamaya yardımcı olacaktır.

İnsan ve hayvan modelleri arasında bir karşılaştırma ve iletişim olmasıda önemlidir, böylece bu süre zarfında ergenlik döneminde ortaya çıkan zihinsel hastalık gibi olumsuz gelişmelere karşı gelişen savunmasızlığın altında yatan sinirsel mekanizmaları anlayabiliriz,ancak daha da önemlisi bu aşamaları düzeltmenin yollarını da bulmak için bu konuda daha ayrıntılı bir şekilde çalışmamız gerekmektedir. ”

Ayrıca bu çalışma, Ulusal Sağlık Enstitüleri Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü tarafından da desteklenmiştir.