Müziğe verilen değer evrensel ve zamandan bağımsızdır. Bulgular, müziğin öneminin Üst Paleolitik dönemde (yaklaşık MÖ 50.000-10.000) yaygın olduğunu göstermektedir. Daha ileri uygarlıklara bakıldığında, dünyanın en eski müzik aletlerinden bazılarının izleri Mısır’da görülmektedir. Birçok Eski Mısır duvar resmi ve oyması, şarkı söyleyen ve dans eden insanları tasvir ediyor. Böylece Eski Mısır’ın eğlenceli aktivitelerde rol oynamış olduğunu tekrar belirtmeye gerek yoktur.
Mısır tarihinde “Eski Krallık” olarak bilinen bir dönem olan MÖ 2575 – MÖ 2134 yılları arasında tarihlenen mezar resimlerini inceleyen bilim insanları, insanların flüt, klarnet benzeri kamış gibi hem tek hem de çift boru lavta ve harp çalmayı sevdiğini keşfetti.
En ünlü ve kutsal Eski Mısır enstrümanlarından biri neşe, kadınsı aşk ve annelik ilkelerini kişileştiren bir tanrıça olan Hathor ile ilişkili bir nesne olan “sistrum”du. Kil, ahşap ve metalden yapılan enstrüman, dini törenlerde diğer enstrümanlara ritmik olarak eşlik ediyordu.
Sekhem tarzı bir sistrum
Firavun Tutankhamun arkeologları on sekizinci hanedanlığın mezarında iki trompet ve çeşitli vurmalı çalgılar keşfetti.
Biri som gümüş ve diğeri bronz ya da bakır olan trompetler, dünyadaki en eski operasyonel trompettir. Ve Eski Mısır’dan günümüze kalan tek örnektir. Mısır sanatı üzerine yapılan araştırmalar, Eski Krallık’ta müzisyenlerin neredeyse hepsinin erkek, Yeni Krallık zamanında ise çoğunlukla kadın olduğunu ortaya koyuyor. Müziğin bir kişiye öbür dünyaya yolculuğunda yardımcı olabileceğine inanırlardı.
‘Eski ve Orta Krallık mezarlarında, ölüleri anmak için bir arp eşliğinde şarkı yazıtları ve ilahiler söylendi.’ Müzik, Eski Mısırlıların günlük yaşamının bir parçasıydı ancak özel günler bazen daha ayrıntılı performans gerektiriyordu.
2.Ramesses’in karısı Nefertari, elinde bir sistrumla.
‘Festivaller ve kutsal günler müzik ve şarkılarla kutlandı. Müzisyen gruplar bazen binlerce insanı eğlendirmek zorunda kalırdı. Bu tür festivaller sık görülürdü. Fayum bölgesindeki bir köy, her yıl 150 gününü tanrılar adına ziyafet vermeye adadı.
Çok çeşitli vurmalı çalgılar çaldılar. Yaylı çalgılar arasında lir (bir tür ud) ve arp vardı. Bunlar Asya’dan tanıtılan versiyonlara benziyordu. Nefesli çalgılar, sazlardan ve daha sonra bronzdan yapılan tahta borular ve erken flütlerdi. Bugle benzeri trompetler dini törenlerde ve savaşta kullanıldı.’
Eski Mısır’da müzik cinsiyetle sınırlı değildi. Ancak bazı enstrümanlar erkekler tarafından çalınırken bazıları ise sadece kadınlar tarafından çalınabilirdi.
Eski Mısır müziğinin neye benzediğini asla bilemeyebiliriz. Ancak birkaç müzik aletinin köklerinin Firavun dönemine ait olduğuna şüphe yoktur. Görülen o ki çeşitli sesleri dinlemek o zamanlar da bugün olduğu kadar popülerdi.
Editör: Aksel Deniz Günal