Filler, Fildişi Avcılığı Sonrası Evrimleşerek Diş Çıkarmamaya Başladı

Filler kendilerini fildişi avcılarına karşı koruyan doğal seleksiyonla şaşırtıcı bir evrim gerçekleştirdi. Yeni doğan fillerin birçoğunda diş çıkmıyor. 1990’lara dek Mozambik’teki Gorongosa Ulusal Parkı’nda yaklaşık olarak 2 bin 500 fil yaşıyordu. Ancak 1977’den 1992’ye kadar süren 15 yıllık iç savaş esnasında fillerin yüzde 90’ı fildişi avcılığı sebebiyle öldürüldü. Bu fildişleri silahların finansmanı için kullanıldı.

Bilim insanları savaş sonrasında doğan dişi fillerin neredeyse üçte birinin diş çıkarmadığını fark etti. Normal şartlarda filler arasında dişsiz doğanların sayısı yüzde 4 civarındadır.

Fildişi sebebiyle öldürülmeyen bu dişsiz fillerin genlerini yeni doğan fillere geçirmesi sebebiyle fillerde diş çıkarma oranlarında ciddi düşüş meydana geldiği düşünülüyor. Kent Üniversitesi’nden bir ekip şimdi yeni özellikler hakkında daha fazla bilgi edinmek için genetik çalışmalar yürütüyor.

Yoğun kaçak avcılık sebebiyle hayatta kalanların küçük dişli ve dişsiz fillerin yavrularında da küçük dişler ya da dişsizlik baş gösterdi. Kenya’daki fillerin diş boyutları ciddi oranda küçülürken, Güney Afrika’da Addo Fil Milli Parkı’nda doğan dişi fillerin yüzde 98’i artık dişsiz. Gorongosa’daki araştırmacılar fillerin davranışlarında da değişmeler meydana geldiğini açıklıyor.

Dişi fillerde ‘saIdırganlık’ gelişmiş durumda. Dişi filler yoldan geçen taşıtlara ve insanlara karşı düşük toleranslı hale geldi. Yavrularını kaçak avcılara koruma içgüdüsünde kaynaklı olabileceği düşünülüyor.

Filler dişlerini suyu kazarak lifli gıdalara ulaşmak ve dişiler için rekabet etmek amacıyla kullanıyorlar. California Los Angeles Üniversitesi’ndeki evrimsel biyologlar, fillerin neden böyle bir sürece girdiği ve diş kaybının neden dişilerde oluştuğunu bulmak için araştırma yürütüyor.

Yeni Araştırmalar

Mozambik’teki Gorongosa Ulusal Parkı’ndaki dişilerin yaklaşık üçte biri artık dşsiz. KREDİ : Jennifer Guyton / CATERS NEWS

Science dergisinde 21 Ekim 2021’de yayınlanan yeni bir çalışmada , araştırmacılar, fil evriminin benzeri görülmemiş bir örneğini eylem halinde analiz edebildiler. Sadece 15 yıl içinde Mozambik’teki Gorongosa Ulusal Parkı’nda dişleri olmadan doğan fillerin sayısı iki katından fazla arttı.

Bu alışılmadık bir durumdu, çünkü dişler genellikle filler için avantajlıdır: Devasa hayvanlar, savunmadan ağaçların kabuklarını soymaya kadar her şey için dişlerini kullanır. Daha da tuhaf tarafı, doğan dişsiz fillerin neredeyse tamamı dişiydi.

Princeton Üniversitesi’nde biyomedikal veri bilimcisi ve çalışmanın baş yazarı Brian Arnold , “Bu dişsizliğin gizemlerinden biri” diyor ve “Neden büyük ölçüde kadınlarda var?”

Araştırmaya göre yanıt, kesinlikle doğal olmayan bir doğal seçilim biçimiyle birleştirilmiş nadir bir gen kalıtımı modelinde yatıyor olabilir.

Kuraklıktan hava kalitesine ve yaprakların rengine kadar her şey bir organizmanın uygunluğunu etkileyebilir. Buna seçici basınç denir ve bu, evrimin ana itici güçlerinden biridir. Gorongosa filleri söz konusu olduğunda, seçici baskı savaş şeklinde geldi.

1977 ve 1992 yılları arasında Mozambik acımasız bir iç savaşa sürüklendi. Çatışma, sadece 15 yılda 600.000 ila 1 milyon sivilin hayatına mal oldu. Ve kayιplar sadece insanlar değildi; çevresel zarar da yιkιcι derecede yüksekti.

Filler, fildişi dişlerini yüksek bir meblağ karşılığında satabilen ve elde ettiği parayı daha fazla mühimmat satın almak için kullanabilen kaçak avcıların favori hedefi haline geldi.

Arnold’a göre, bu süre zarfında, dişleri olan fillerin öldürülme olasılığı, dişleri olmayan fillere göre yaklaşık beş kat daha fazlaydı.

Neyse ki, 1994’ten beri Gorongosa’nın fil nüfusu güçlü bir toparlanma gösteriyor ve dişsizlik vakaları azalıyor.

Yoğun kaçak avlanma dişsizliğin neden birden bire avantaj haline geldiğini açıklıyor. Ama bu yine de başka bir gizem bıraktı: Dişsiz erkek filler neredeydi?

Bu araştırma Nature’da yayınlandı.

Bir cevap yazın

Avatar photo

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

simülasyon

Matrix: Bir Simülasyonda mı Yaşıyoruz ?

Kilo Kaybettiğinizde, Vücut Yağına Ne Oluyor? Nereye Gidiyor?