Mars’ı ziyaret etme fikri herkesi heyecanlandırıyor. Kırmızı gezegendeki yaşanabilirliği tespit etmek için uzaya roket fırlatma konusunda bu yıl üç farklı görevde karar kılındı. SpaceX’in CEO’su Elon Musk orada birkaç yıl içerisinde binlerce insandan oluşan bir koloni kurma niyetinde. Bazı insanlar geri dönüşü olmayan tek yönlü bir yolculuğa katılmayı dahi düşündü.
Fakat güneş sistemi çok büyük ve tek heyecan verici hedef noktası Mars değil. Merkür, Venüs veya asteroitlerdeki mağaralar, Diğer gezegenlerin uyduları, hatta Plüton?
İlginizi çekebilir: Güneş sistemimizdeki gezegenler ve gezegenler sıralaması
Bu tip düşünceler biraz fantastik gözükebilir. Fakat ilk olarak, Mars’ta yaşamanın bir sürü zorluklar getireceğini bilmeniz gerekiyor. Solunabilir hava yok. Hava basıncı çok düşük ve oldukça fazla radyasyon var. Güneş sisteminde herhangi bir yerde yaşamak biraz zor gibi. Sadece kendi zehrini seçmekle alakalı.
Titan’da macera sporları
Satürn’ün uydusu Titan’ı düşünün. Titan, Mars’ın sahip olmadığı bir özelliğe sahip: Hava basıncı. Titan’da devasa ve basınçlı kıyafetler giymeden dolaşabilirsiniz. Yerçekimi zayıf, yaklaşık 0.14G (G=Gravimetre, yerçekimi ölçü birimi) ve bu da yerçekimi 1G olan Dünya’nın yüzde 14’üne tekabül ediyor. (Mars’ın yerçekimi 0.38G) 0.14G insan sağlığı için uygun olmayabilir. Fakat düşük yerçekimi ve kalın atmosfer oldukça eğlenceli bir şeye olanak sağlıyor: uçmaya.
İlginizi çekebilir: Titan bizden neler gizliyor?
Doğru duydunuz. Suni kanatlar vasıtasıyla Titan’da kanat çırpabilirsiniz ya da benim uçsiklet deme cesareti göstereceğim uçan bir bisiklet sürebilirsiniz.
Titan’da her şey uçabilir, eviniz bile. Çünkü Titan’ın atmosferi yüzde 95 nitrojenden oluşur. Solumak için oksijenle dolan eviniz sizi çevreleyen havadan daha hafif ve sıcak olabilir ve bu durum sizi Dünya’da balon gibi yukarı çıkarabilir.
Dahası var. Titan; göller, nehirler, bulutlar ve yağmur gibi sıvı döngüsüne sahip olan Dünya dışında güneş sisteminde karasal alana sahip tek gezegendir. Sıvı su halinde değildir, aksine -180°Cetan ve metandır.
Bununla birlikte, bu maddelerin oluşturduğu devasa göller Titan’ı kaplar. Göllerde kayıkla dolaşabilir ve koruyucu eşyalarınızla birlikte yüzmeye gidebilirsiniz. Düşük yerçekimi gölün içerisinden adeta bir yunus gibi zıplayabileceğiniz anlamına geliyor.
Ziyaret etmek için farklı bir alem ancak ne yazık ki düşük yerçekimi uzun vadede insan yerleşimine engel olabilir. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 0 yerçekimi sebebiyle ortaya çıkan kemik ve kas kaybı, körlük gibi sayısız problemin olduğunu biliyoruz. Uzay aracıyla Titan’a ulaşmak birkaç yıl alıyor.
Venüs’te uçan şehirler

Dünya’ya en yakın gezegen olan Venüs’teki 0.9Glik yerçekimi Dünya ile neredeyse aynı ve dahası yalnızca üç veya dört hafta içerisinde oraya ulaşabiliyoruz. Bu da Mars’a kat edilen yolun yaklaşık yarısına denk geliyor. Tek sorun: Kavurucu sıcaklık yüzeyi yaklaşık 460°C.
Ancak bulutlarda yaşasaydık ne olurdu?
Yerden 50 kilometre yükseklikte sıcaklık idare edilebilir bir seviyede, 50°C olurdu. Neredeyse aynı hava basıncı ve yerçekimiyle dışarıdaki balon düzleminin üzerinde Dünya’da yaşayacağınız tecrübeye benzer bir şekilde yürüyebilirdiniz.
Ziyaret etmek için güzel bir yer daha. Ancak Venüs’ün üzerindeki balon şehirde belirsiz bir şekilde yaşamanın sınırlayıcı bir tarafı da var. Bulutlar kalınlaştıkça Venüs’ün yüzeyini görmek zor olacağı için albenisi kesinlikle kaybolacak.
Merkür’deki Trenler
Merkür, Güneş’e en yakın gezegendir. Venüs’ten daha yaşanabilir bir ortam sunabilir. Merkür de sıcaktır, 400°C’ye kadar ulaşabilir ancak Venüs gece gündüz sıcaktır.
Merkür ateşi yayacak ve hapsedecek bir atmosfere sahip olmadığı için gece vakti Güneş ışımadığı zamanlarda, Güneş Sistemi’ndeki en soğuk gezegenlerden bir tanesidir. Dayanılabilir sıcaklıklar şafakta ve alacakaranlıkta da olur ancak bulunduğunuz yer çok sıcaklaşmadan veya soğumadan önce.
İlginizi çekebilir: Güneş Kaybolursa Ne Olur?
İşte burası olayın ilginç bir hal aldığı yer. Merkür, ekseni etrafında oldukça yavaş döner. Tek bir rotayı yaklaşık 175 Dünya gününde (bir gün = 24 saat şeklinde) tamamlar. Bu da demek oluyor ki Merkür’de batıya doğru 3,5 km hızla hareket eden bir tren alacakaranlıkta ve şafakta, belli bir alanın içerisinde ebediyen kalabilir.
Rayların üzerindeki yerleşim alanı, yüksek güneş enerjisiyle çalışan karavanlar vasıtasıyla Merkür çevresinde düşük bir hızla ilerleyebilir.
Kendinizi radyasyondan ve yetersiz hava basıncından korumak şartıyla dışarı çıkıp tıpkı Ay’daki gibi etrafı keşfedebilirsiniz ve sıcaklık sorunteşkil etmez. Sadece trene zamanında dönün. Yoksa ya tost ya da buz olursunuz.
Yerçekimi de problem olmaz. Merkür, Ay kadar küçüktür ancak oldukça yoğundur ve Mars’ın çekimsel kuvvetinin aynısına, Dünya’nın yaklaşık %38 kadarına sahiptir.
Asteroitlerdeki mağaralar
Kendinize ait olan bir asteroidin içerisinde, kendi dünyanızda yaşamak sizi oldukça mutlu edebilir. Şimdi bizimle kalın. Çoğu asteroidin boyutu dağlar kadardır. Merkez noktasını oyarak, sizi radyasyondan koruyacak kalın bir örtü vasıtasıyla içerisinde yaşam alanı oluşturabilirsiniz.
Binlerce insan içerisinde yaşayabilir. Birçok asteroit yüksek miktarda buzlu suya ve insan yaşamını destekleyecek her çeşit kimyasala sahiptir.
Buradaki anahtar mesele insanların yakın bir gelecekte faydalanmayı nihayet öğreneceği buz suyundaki hidrojenin füzyon enerjisinin mevcut olmasıdır. Bu durum asteroid şehrinizi aydınlatmaya, bitki yetiştirmeye ve diğer asteroitlerdeki komşularınızı ziyaret edebilmek için uzay araçlarınıza güç sağlamaya yarayabilir.
Şapkanızı tutun. Bu benzer koruyucu asteroit yaşam alanı, füzyonla çalışan doğru bir itimle ve yüzde 10 ışık hızıyla sizleri uzay boşluğuna fırlatıp yıldızlara doğru yolculuk yaptırabilir.
Plüton’da kablo gezintileri

Bizleri Plüton’da yaşamaktan alıkoyan tek şey mesafedir. Şimdiye denk fırlatılan en hızlı uzay aracı New Horizons’ın oraya varması bile yaklaşık 10 yıl aldı. Oysa, daha hızlı seyahat etmeye başladıkça bizi kim durdurabilir? Diğer sorunlar da benzerlik taşır. İster Ay’da ister Mars’ta veya Plüton’da olun soğuk soğuktur, havasızlık havasızlıktır.
İlgili makale: Cüce Gezegen Plüton: Buz Gibi Gezegen Hakkında Gerçekler
Plüton için kötü olan tek yan kendi uydusu Charon ile eş zamanlı dönmeleri sebebiyle birbirlerinin hep aynı yüzünü görmeleridir. Birbirlerine her zaman aynı yüzleri gösterirler. Bu sebeple, koca bir kablo yardımıyla ikisini birbirine tutturabilir ve dönmekte olan yaşam alanları suni yerçekimi sağlayan bir kabloyla birbirlerine bağlı şekilde, ikisinin ortasında bir yerde yaşayabiliriz. Plüton ve Charon yalnızca gidip gelen bir asansör işlevi görür.
İlginizi çekebilir: İşte Astronotları Uzaya Taşıyan Uzay Gemileri
Günün birinde insanların yaşayabileceği yer tartışmasında Mars’ın olasılığı daha baskın gibi gözüküyor. Mars, coğrafi olarak Dünya’ya benzerliği, yaklaşık 24 saatlik gece ve gündüz döngüsü ve su dahil birçok yaşamsal kaynaklara sahip olması sebebiyle tartışmalı bir şekilde ikinci bir yuva olarak kabul ediliyor. Herhangi bir gezegen veya Güneş Sistemi’ndeki herhangi bir uydu tüm bunların hiçbirini bizlere sunamaz.
Ne kadar cazip gözükürse gözüksün Mars’taki uygun atmosfer basıncının eksikliği, koruyucu kubbelerin dışındaki bölgedeki birçok yaşamsal formu engelliyor. Yani, Mars’ta yaşam büyüleyici görüntüsüne rağmen alışveriş merkezinin içerisinde yaşamaya benziyor.
Bu durum bizleri diğer seçeneklere kıyasla oldukça mükemmel olan Dünya’ya tekrar geri getiriyor. Havamızı, suyumuzu ve ideal sıcaklığımızı kaybetmemek için akıllı olmamız gerekiyor. Merkür’deki trenler, Venüs’teki balonlar, Mars’taki kubbeler, asteroitlerin içindeki mağaralar… bunların hepsi muhtemel ancak tüm bunları macera olarak sürdürmek ve gereklilik haline getirmemek en iyisi olur.
Yasin Osman Kara