Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak hepimiz için çok önemlidir. Grip ve soğuk algınlığı mevsimi gelip çattığında veya ölümcül bir virüsle karşı karşıya kalındığında akla gelen ilk şey bağışıklık sistemimizin güçlü olup olmadığıdır. Peki ya bağışıklık sistemimizi güçlendirmede yediklerimizin etkisi olduğu bilgisi ne kadar doğru?
Cleveland Clinic’te kayıtlı diyetisyen Kristin Kirkpatrick, “ bağışıklık sistemini güçlendirme” yerine “ bağışıklık sistemi arttırılması” tabirinin kullanılmasının daha doğru olduğunu ifade ediyor.
Kristin Kirkpatrick
Bunun nedeni ise şöyle açıklanıyor: İnsanda temel olarak 2 tür bağışıklıktan söz edilebilir. Birincisi doğuştan gelen bağışıklık, ikincisi edinilmiş yani sonradan kazanılmış bağışıklıktır. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi doğduğunuz andan itibaren çalışmaya başlayan ebeveyn yaşam tarzınıza ayak uyduran ilk savunma hattıdır. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi enfeksiyonlara karşı doğum anında aktif hale gelip savaşmaya başlayan hücrelerdir.
Eğer doğuştan gelen sistem işini iyi yapmazsa kazanılmış bağışıklık sistemi harekete geçer ve beyaz kan hücreleri ve proteinler, enfeksiyonla savaşmaya başlar. İkinci aşamada hareket geçen bağışıklık sistemi, vücudun mikroorganizmalara karşı antikor üreterek kazandığı, edinilmiş bağışıklıktır. Yaşanan bu tepki vücutta iltihaplanmaya, ateşe ve diğer rahatsız edici reaksiyonlara yol açabilir.
Tabi ki her şey doğuştan sahip olduğumuz bağışıklık sistemimize bağlı değil. Doğru yiyecekleri tüketmek bağışıklık sistemimizi koruyabilir ve iyileştirebilir. Kirkpatrick, öncelikle sağlıklı bir diyet, uyku ve stres yönetimi gibi diğer etkenlerde güçlü bağışıklık sistemine katkıda bulunduğunu söylüyor. Yüzde sekseni organik yiyeceklerden oluşan bir diyet yapmanın ve bağışıklık sistemini yavaşlatan şekerden kaçmanın önemini hatırlatıyor. Kirkpatrick, organik olan gıdalardaki çeşitliliği, renk ve çeşit açısından zengin olan bitkileri tüketmemizi sağlıklı bir bağırsak için önemli olduğunu da belirtiyor.
Beslenme uzmanları, vücudu ve bağışıklık sistemini lüks bir otomobil ile benzin deposuna benzetir. Beslenme araştırmacısı ve Diyetetik ve Beslenme Ulusal Siyahlar Örgütü başkanı Alison Brown’a göre bazıları otomobillerine vücudundan daha iyi bakıyor. Brown ise “Lüks aracınıza orta kalite benzin yerine birinci sınıf benzin koymak istersiniz.” diyor. Aslında aynı şey vücudunuz için de geçerli. İhtiyacınız olan tek şey onu doğru şekilde beslemek.
A Vitamini
Araştırmalar, A vitamininin bağışıklık sisteminin tepkilerini artırdığını gösteriyor. A vitamini; Retinol (hayvansal gıda) ve karoten (bitkisel gıda) şeklinde ikiye ayrılıyor. A vitamini içinde bulunan ve retinoik asit doğuştan gelen bağışıklık sistemimizi destekliyor ve güçlendiriyor. Beta-karoten bulunan yiyeceklerden tüketen kişilerin, akciğer kanseri ya da prostat kanseri gibi belirli türden kanser risklerine yakalanma ihtimali daha düşük olduğu gözlemleniyor.
Dr Brown’a göre karotenoidler bitki bazlı yiyeceklerde bulunur. Retinoidler ise genelde ciğer ve yumurta sarısı gibi yiyeceklerde bulunur. Ayrıca patates, havuç, kavun, portakal, ıspanak, brokoli de A vitamini açısından zengindir. A vitamini kategorisine genellikle altın renkteki yiyecekler dahil edilebilir.
Folik Asit
Kirkpatrick, B9 olarak da bildiğimiz Folik asitin, bağışıklık tepkisi için kritik olan doğal öldürücü hücrelere sinyal gönderilmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Ayrıca DNA’nın oluşturulmasına ve onarılmasına yardımcı oluyor.
Bunun en iyi baklagiller; fasulye, bezelye ve mercimek gibi bitki tohumlarından alabiliyoruz. Bu besinlerin her biri, içerdiği miktarlar değişse de mükemmel birer folik asit kaynağıdır. Ayrıca brokoli, Brüksel lahanası ve pancar gibi yeşil yaprakları olan bitkiler, tavuk ciğeri ve sığır eti ile birlikte folik asit açısından zengindir.
C Vitamini
C vitamini, vücut için birçok yararı bulunan güçlü bir antioksidandır. 2017 yılında C vitaminin bağışıklık sistemine etkileri üzerine bir araştırmaya göre bu vitamin vücudumuzda koruyucu epitel hücrelerini ve öldürücü hücrelerin çalışmasını desteklediği açıklanıyor. Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi’nde C vitamini araştıran bir profesör olan Anitra Carr, C vitamini eksikliğinin nedenleri arasında bağışıklığın güçsüzleşmesi ve enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale gelmesini gösterdi. Çalışmaya göre C vitamini eksikliğini gidermek için iyi bir diyet programına sadık kalınması gerektiği belirtiliyor.
Bunun için limon, mandalina, portakal ve greyfurt gibi tüm turunçgiller C vitamini açısından zengin gıdaları sık sık tüketmek gerekiyor. Aynı zamanda brokoli, lahana, ıspanak ve dondurulmuş ya da konservesi yapılmış C vitamini açısından zengin sebzelerin de tüketilebileceğini vurguluyor.
D Vitamini
Kirkpatrick D vitaminin, yani güneş ışığının, bağışıklık için kritik bir öneme sahip olduğunu söylüyor. D vitamini, vücudumuzda virüs ve enfeksiyonlarla savaşan hücreler güçlendiriyor.Ancak yeterli miktarda alınan D vitamini solunum yolu rahatsızlıkları ve zatürenin önüne geçiyor.
Güney Carolina Tıp Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, şu anda D vitaminin vücutta artırılmasıyla COVID-19 enfeksiyonlarının şiddetini azaltıp azaltamayacağını inceliyorlar. Bakım evlerinde yaşayan Afrikalı Amerikalılar ve yaşlılar için hayatta kalma şansını artıracağını umuyorlar.
D vitaminini ise somon, bazı yağlı balıklar ve az miktarda yenilen yumurta sarısından alıyoruz.Aynı zamanda belli bir süre güneş altında kalmak da önemli miktarda D vitamini sağlamakta. Beslenme epidemiyoloğu Walter Willett ve Harvard Üniversitesi’nden T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu, d vitamini eksikliği hissediyorsanız günde 1000 veya 2000 IU takviyesi almanızı önerir.
E Vitamini
E vitamini, vücudun ihtiyaç duyduğu, en temel vitaminlerden biridir. Bir antioksidan görevi görür, hücreleri hasardan korur ve bağışıklık sistemi için önemli olan bir tür beyaz kan hücresi olan “T” hücrelerinin oluşumunu ve hareketini destekler. Tufts Üniversitesi’nin 2019 yılında yayınladığı bir makaleye göre, E vitamini takviyesinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve yaşlılarda enfeksiyonu azalttığı görülmektedir.
Fındık, badem, ceviz, ay çekirdeği gibi yağlı tohumlar E vitamini açısından zengindir. Ayrıca ıspanak, avokado, ıspanak, mango, balkabağı ve aspir gibi yiyeceklerde de E vitamininden bolca bulabilirsiniz.
Çinko
Çinko genelde boğaz spreylerinde yer alan bir besin türüdür. Bu, soğuk algınlığının daha çabuk kurtulmaları sağlar. Çinko pastilleri soğuk mevsimlerin erken döneminde alındığında ise üşüme hissi verebilir.
Çinko fasulyede, mercimek gibi baklagillerde ve badem ve yer fıstığından kabak çekirdeğine kadar çeşitli kuruyemişlerde doğal olarak bulunuyor. Aynı zamanda Dr Brown, somon ve uskumru balıklarının çinko açısından değerli olduğunu söylüyor.
Selenyum
Selenyum istilacı virüslere mikroplar ve virüslere karşı vücudumuzda bulunması gereken önemli bir mineraldir.
Kirkpatrick, selenyumun ana kaynağının Brezilya fıstığı olduğunu söylüyor. Aynı zamanda cevizde de selenyum olduğunu ekliyor. Balık, tavuk ve jambon da ise az miktarda da olsa selenyum bulunuyor.
SENA İNCİ