GSM Nedir? Cep Telefonlarının İcadı

GSM Nedir? : 1987’de kabul edilen ortak standarda GSM denildi. Başlangıçta, anlaşmanın şartları yerine getiren bu grup için; “Groupe Spécial Mobile” açılımı, daha sonra “Mobil İletişim için Global Sistem” olarak değişti. Analog sinyalleri kullanan ilk hücresel şebekelerin aksine, GSM sistemleri dijital olarak iletir: “ikinci nesil” veya 2G sistemleri olarak biliniyorlardı.

Başlangıçta, Avrupa genelinde 900 MHz’lik tek bir radyo frekansı bandını kullanıldı ve kullanıcıların nerede olursanız olun bir sinyal alabilmesini sağlandı. SMS (kısa mesaj servisi veya mesajlaşma) için provizyon içerecek ve güvenlik özelliklerini arttırmış olacaklardı.

Diğer ülkelerin GSM standardını benimseme kararı vermesi çok uzun sürmedi. Bugün dünyadaki on kişiden dokuzu karasal bir GSM şebekesine ulaşmaktadır. Ancak akıllı telefon teknolojisinin yükselişi iletişim ortamını yeniden değiştirdi. Bakalım bir sonraki mobil devrim nasıl olacak?

Mobil Telefonların Kısa Tarihi

1960’ların sonunda başlayan Star Trek serisinde Kaptan Kirk ve Bay Spock’un kullandığı gibi, el tipi iki yönlü bir iletişim cihazı kavramı, 1970’lerde dünyanın dört bir yanına yayılıyordu. 1980’lerin şafağında ise, mühendisler bir cep telefonu ağı kurmak için yarışarak sonsuza kadar iletişim kurma biçimimizi değiştirdiler.

Gerçek, bu idealden uzaktı. Çünkü iki yönlü telsizler, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri polis ve askeri personelin hızla değişen durumlarda iletişim halinde kalmasına yardım ediyordu. Ancak bu küçük özel ağlar, büyüktü ve taşınması ayrı bir iş ve teknik donanım gerektiriyordu. Dolayısı ile günlük kullanıma indirilememişti ve halka erişilemiyordu.

Gsm Mobil Ağ Yapısı

1970’lerde, ABD’deki Bell Labs araştırmacıları cep telefonu şebekesi kavramını denemeye başladı. Buradaki düşünce ülkeyi, her biri bir baz istasyonu içerecek altıgen hücre ağıyla kaplamaktı. Bu baz istasyonları minik el cihazları ile radyo frekansları üzerinden mesaj gönderip alacakları şekilde tasarlanıyordu.

İki bitişik hücre farklı frekanslarda çalışacaktı, bu yüzden parazit tehlikesi yoktu.İstasyonların çalışma prensibi; telsiz sinyallerini ana telekomünikasyon şebekesine bağlayıp ve el cihazında, bir hücre ve bir başkası arasında hareket ederken frekansları sorunsuz bir şekilde değiştirmesi üzerine kurulmuştu.
1970’lerin sonunda Bell Laboratuarları Gelişmiş Cep Telefonu Sistemi (AMPS) küçük çapta çalışıyordu.

Bu arada, ABD’deki Motorola şirketinde bir mühendis olan Martin Cooper, televizyonda ilk gördüğünden beri onu büyüleyen Star Trek iletişimcisine yakın olan bir şey geliştiriyordu. Bu, Bell’in AMPS’sini bağlayabilecek ilk el telefonunu idi. “İnsanların arabalarla, evlerle ya da ofislerle konuşmak istemediklerini biliyorduk; diğer insanlarla konuşmak istiyorlar… İnandığımız şey telefon numarasının konumdan ziyade insan olması gerektiği…”

Motorola, DynaTAC’ı 1984’te piyasaya sürdü. Bir kilogramın üzerinde bir ağırlığa sahipti ve sevgiyle The Brick olarak biliniyordu. The Brick, hızla varlıklı finansörler ve girişimciler için olmazsa olmaz bir aksesuar haline geldi.Bugünün fiyatlarında neredeyse 10.000$’dı ve normal telefon aboneliği için değildi.

1987 filmi Wall Street, Michael Douglas tarafından oynanan Gordon Gekko’yu, DynaTAC cihazından konuşup bir plaj boyunca yürürken, acımasız bir finansör olarakgösterdiğinde, servet ve açgözlülük simgesi olarak The Brick’i güçlendirdi ve ilgiyi üzerine çekti.

Telefon Mobil Ağ Kurucuları 

Bu yeni mobil teknoloji için, ABD yönetimi; AT&T’nin hakimiyetini sınırlandırmak ve Margaret Thatcher’in hükümetinin İngiliz Telekom’un telekomünikasyon üzerindeki devlet tekelinden uzaklaşmak istediği için İngiltere ile farklı yaklaşımlar sergiledi.

ABD yönetimi, her şehirdeki iki şirkete sözleşmeler sundu ve bu da ağların uyumsuz ve kafa karıştırıcı olmasına ve iletişimin daha zor kurulmasına neden oldu. İngiliz hükümeti ise (1982 yılında) ülkenin ilk cep telefonu şebekelerini işletmek üzere iki şirket olan Cellnet ve Vodafone’a lisans verdi.

İlk Çağrılar İçin İngiliz Mobil Ağı

Baz istasyonları arası uzaklık arttığında kapsama alanında delikler açacaklardı ve uzaklık azaldığında ise sinyaller birbirine karışacaktır. Bu birincil sorunu çözmek için İngiliz mühendisler, cep telefonu şebekesinin baz istasyonları için en uygun düzenlemeyi tasarladılar. Bu düzenleme, topografyanın yanı sıra mesafeleri haritalayan “radyo planlayıcıları” olarak da geliştirildi.

Büyük ve ağır kit parçaları olan ilk baz istasyonları 1984’te kuruldu. Deneme süresi boyunca mühendisler, ülke çapında bu istasyonları taşıdılar ve bağlantı gücünü test etmek için gönüllüler çağırdılar. Vodafone, ağını 1985’te Yeni Yıl Günü’nde başlattı. (Cellnet de kısa bir süre sonra başlattı) Her birinin on yıl içinde 20.000 aboneye ulaşması bekleniyordu. Ama şaşırtıcı bir şekilde, üç yıl sonra yarım milyondan fazla aboneleri vardı ve ağ kapsama alanı nüfusun yüzde 90’ına ulaşmıştı.

Gsm Değişen Pazar Yönü

Pazarlamanın gücü, Mobil telefonların her cebe girebilene dek daha küçük ve daha ucuz olmasını sağladı. Her zaman kültürel yeniliklerin parçası olan, (OMG!) gibi yepyeni bir kısaltmalar, baş harfleri ve ifadeler dili geliştiren gençler için, kısa mesajlar göndermek 1990’larda sosyal etkileşiminin ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Bu gelişmede hiç kimse, cep telefonu şebekelerine ilk yatırım yapan şirketlerden daha fazla şaşırmazdı. Çünkü bu şirketler, en son çıkan marifetli küçük aleti edinmeye istekli zengin iş adamları arasında bir pazarın olabileceğini düşünüyordu. Ama pazar bambaşka bir yön almıştı.

Uluslararası Arama Yapmak 

İngiltere ve ABD dışındaki ülkeler de kendi ağlarını geliştirdiler ve sınırlarında çağrılar durdu. Liderliğini ağ geliştirmek için işbirliği yapan İskandinav ülkelerinin yaptığı bir grup Avrupa hükümeti ve endüstri teknokratı 1980 yılında ortak bir standarda ulaşmak için bir araya geldi.

Önde gelenlerden biri, İngiltere Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın (DTI) Stephen Tapınağı idi. 1987’de Avrupalı liderler, cep telefonu kullanıcılarının bir ülkeden diğerine, ağdan ağa dolaşmalarını sağlayacak anlaşmayı imzalamak için Bonn’da bir araya geldi.

 

Editör / Yazar: Esra KELEŞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bir yorum

uyku sorunu

Uyku Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz 5 İlginç Bilgi

Halüsinasyonlara ne neden olur?