Jüpiter’in uydusu Ganymede oldukça özel bir kaya parçasıdır. Güneş Sistemi’ndeki en büyük ve en devasa uydudur. Kendi manyetik alanını oluşturabilen tek uydu olmanın yanı sıra Güneş Sistemi’nde en fazla sıvı barındıran uydudur.
Güneş Sistemi’nde şu ana kadar onaylanan en büyük çarpışma kaynaklı krater
Şimdilerde bilim insanları şu zamana kadar keşfedilen en büyük çarpışma kaynaklı kraterini tespit etmiş olabilir. Astronomlar, kertik olarak da bilinen, Ganymede’deki en eski jeolojik yapı olan, boyutları yaklaşık 7.800 kilometreye ulaşan tektonik tepecikler keşfetti.
Bu keşfin onaylanması için yeterince gözlemin yapılması gerekiyor. Kraterler gerçekten de bir darbe sonucu oluştuysa bu yapı Güneş Sistemi’nde şu ana kadar onaylanan en büyük çarpışma kaynaklı krater olacak.
Ganymede’nin kertikleri keskin ve kabarık köşeli tepeciklerden oluşuyor. Bu tepeciklerin Ganymede’nin erken tarihlerinde, litosferin ince ve zayıf olduğu zamanlarda gerçekleşen çarpmalar sonucu meydana geldiği uzun zamandır düşünülüyordu. Ancak, Kobe Üniversitesi Bilim Enstitüsü gezegen bilimcilerinden Naoyuki Hirata’nın Ganymede’den toplayıp tekrar analiz ettiği veriler biraz farklı bir hikayeyi gözler önüne seriyor.
Ganymede’nin tarihini daha iyi anlayabilmek için Hirata ve meslektaşları 1979 yılında Jüpiter’e fırlatılan Voyager uzay aracından ve 1995 – 2003 yılları arasında Jüpiter ve uyduları üzerinde çalışan Galileo uzay aracından elde edilen görüntüleri daha yakından incelediler.
Bu görüntüler Ganymede’nin karmaşık bir jeolojik geçmişe sahip olduğunu gösterdi.
Uydu, “Karanlık Bölge” ve “Parlak Bölge” olmak üzere iki farklı arazi tipine bölündü. “Parlak Bölge” açık renkli ve görece olarak daha az kratere sahip ki bu da Parlak Bölge’nin yoğun olarak krater yaralarına sahip diğer bölgeden daha genç olduğunu gösteriyor.
Yaşlı Karanlık Bölge ise çukurlarla ve kraterlerle dolu ve bu kraterler bir önceki çarpmadan kaynaklanıyor. Ekip kertikleri dikkatli bir şekilde kategorize etti ve Ganymede’nin yüzeyi boyunca haritalarını çıkardı. Bu yapıların neredeyse tamamının birçok çarpma noktasının çevresinde rastgele oluşmadığı, aksine eş merkezli olarak belli bir noktada meydana geldiği tespit edildi.
Dahası, 7,800 kilometreye varan çukurlar uyduyu çevrelemektedir. Ganymede’nin çapının 5,268 kilometre olduğu düşünülürse çukurlar oldukça büyüktür.
Araştırmanın bir sonraki aşaması böyle bir yapının nasıl oluştuğu yönünde. Araştırma ekibi, çeşitli senaryoların yer aldığı simülasyonlar gerçekleştirdi. Simülasyonlar sonucu ihtimaller dahilindeki en büyük suçlunun 150 kilometre (93 mil) büyüklüğünde bir göktaşı olduğu, saniyede 20 kilometre hızla uyduya çarptığı keşfedildi.
Bu durum yaklaşık 4 bin yıl önce, Ganymede’nin oldukça genç olduğu bir dönemde meydana gelmiş olabilir. O dönemde, Jupiter’deki yer çekimsel odaklanma yüzünden uydunun mutlak bir kuyruklu yıldız darbesine maruz kaldığı düşünülüyor. Bu sebepten ötürü devasa bir çarpma oldukça olası gözüküyor.
Bu duruma ek olarak benzer bir yapıda . Jüpiter’in uydusu Callisto’da bulunan “Valhalla Krateri” çapı ortalama 3,800 kilometreye ulaşan, 2 ile 4 milyar yıl yaşında olduğu düşünülen çok halkalı çarpma krateridir.
“Valhalla Krateri”,Mars’taki Ütopya Planitia çarpma havuzunun (3,300 kilometre) ardından Güneş Sistemi’nde şu ana kadar tespit edilebilen en büyük çarpma krateridir.
Yeni keşif onay almayı bekliyor ancak sonuca varmak için çok beklememize gerek kalmayabilir. Kertikler büyük bir çarpma sonucu oluştuysa çarpma bölgesinde yer çekimsel bir anomalinin meydana çıkması gerekiyor.
Şu an elimizde olan şey bekleyip görmek. Belki de Jüpiter uzay aracı Juno bu anomalinin araştırılmasında kullanılabilir. Ayrıca, Avrupa Uzay Ajansı’nın uzay aracı JUICE 2022 yılında uzaya fırlatılabilir. Bu fırlatma Jüpiter’in uydularına yönelik ilk uzay görevi olacak. Hatta JUICE bu gizemli yapıların nedenini aydınlatmada Juno’dan fazla etkili olabilir.
Araştırma Icarus’ta yayınlandı.
Yasin Osman Kara