Hypatia Taşı Güneş Sisteminde Bulunmayan Bileşikleri İçeriyor

Hypatia taşında bulunan bileşikler dünyadan gelmiyor. Ancak bu taşın bileşenleri hiçbir meteroitte de yer almıyor. Ayrıca Güneş sisteminin herhangi bir yerinde bulunmayan mikro mineral içeriklere sahip.
Bu taşın keşfi güneş sistemi oluşumuyla ilgili bazı soruları ortaya çıkarıyor. 2013 yılında araştırmacılar tarafından güneybatı Mısır’da bulunan bu taşa 4 ile 5’inci yüzyıllarda yaşamış olan bilim insanı Hypatia’nın adı verildi. Bilim insanları bu taşın Dünya’ya ait olmadığını ilan etti.

Yapılan analizler, elmasla doldurulmuş olan taşın bilinen herhangi bir kuyruklu yıldız veya meteoritten gelmediğini ortaya koydu. Taşın bileşik özellikleri dünyada ve dünya dışında bilinen tüm materyallerden farklı bir yapıya sahip.

Bilim insanları tarafından ortaya atılan bir hipotezde taşın kuyruklu yıldız çekirdeğine bir darbe gelmesi sonucunda bir şok meydana geleceğini iddia ediyor.

Johannesburg Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, taşın karbonlu matrisini analiz etti ve onu, Dünya’ya düşen diğer gezegenler arası malzemeden ayıran bir silikat eksikliği buldu ve bu minerallerin güneşin varlığından daha önce var olduğunu keşfetti.

Metalik olmayan meteoritlere kondritler denir ve bileşimsel olarak, Dünya’ya benzeyen bu yapılar, az miktarda karbon ve çok sayıda silikon içerir. Hypatia’nınise tam tersi, çok miktarda karbon ve çok küçük miktarda silikon içeriyor.

Hypatia’da ilginç olan diğer bir unsur ise alüminyumun saf metalik formda olmasıdır ki bu durum güneş sisteminde oldukça nadir olarak görülür. Ayrıca silisyum karbür (moissanite olarak da bilinir) ve gümüş iyodür fosfid taşta çok beklenmedik bir formda bulunuyor.

Esasında fosfor ve nikelden oluşan demir içermeyen bir bileşik daha önce sadece dünyada değil, güneş sisteminde dahi görülmedi.

Tüm incelemeler neticesinde Hypatia’nın güneş oluşmadan önceki malzemelerden meydana geldiğini ancak taşın güneşten sonra oluştuğu ortaya kondu. Çünkü daha büyük nesnelerin oluşabilmesi için güneş bulutsusu benzeri yoğun bir buluta ihtiyaç duyuluyor. Araştırmacılar taşla ilgili daha geniş kapsamlı araştırmalar ve inceleme çalışmaları yürütecek.

Ekibin araştırması Geochimica et Cosmochimica Acta dergisinde yayınlandı.

Bir cevap yazın

Avatar photo

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bir yorum

    İşte, Görsel illüzyonlara Neden Kandığınızın Sebebi

    Bağışıklık Sistemimizi Neandertallere Borçluyuz