Hücrelerin sağlığı, bir dereceye kadar, kendi nükleolilerinin( Hücre çekirdeği içinde, ribozomal ribonükleik asit (rRNA) sentezinin gerçekleştiği oluşum; çekirdecik; çekirdekçik; nükleolus) iki tür hareketi ile korunmaktadır ve bir bilim insanı ekibi bu iki tür hareketi bulmuştur.
Hazırlanan rapora göre, etrafını çevreleyen akışkan sıvı içindeki bu ikili hareket, sağlıklı hücresel fonksiyona neyin katkıda bulunduğunu anladığımızı ve bozulmasının da insan sağlığını nasıl etkileyebileceğine dikkat çekmektedir.
Araştırmanın Temel Yapısı

New York Üniversitesi Fizik Bölümünde yardımcı doçent ve aynı zamanda bu araştırmanın kıdemli araştırmacısı olan Alexandra Zidovska “Nükleolardaki işlev bozukluğu kanser dahil olmak üzere birçok hastalığa neden olabilir.
Bu nedenle, nükleolilerin şekil ve hareketlerinin korunmasından sorumlu süreçleri anlamak, bazı insan rahatsızlıkları için yeni teşhis ve tedavilerin oluşturulmasına yardımcı olabilir” diyerek önemlerini açıklamıştır. Yapılan son keşifler, bazı hücresel bölmelerin, daha önce bir hücreyi bir arada tutmak için gerekli görülen zarlara sahip olmadığını göstermiştir. Araştırmacılar o zamandan beri, bu yapı taşlarının bütünlüğünü koruyan güçlerin bu zarlar olup olmadığı anlamaya çalışmışlardır.
Gözlenen, bu davranışın karakteri, cinsi olmuştur. Spesifik olarak bu bölmeler, yağ ve suya benzer şekilde etraflarındaki sıvıyla karışmayan bir malzemeden yapılmış sıvı damlacıkları olarak işlev görmektedir. Sıvı-sıvı faz ayrılması olarak bilinen bu işlem, artık hücresel organizasyon ilkelerinden biri haline gelmiştir.

Araştırmacılar,araştırmalarında, bu tür hücresel sıvı damlacıklarının en iyi bilinen örneğine odaklanmışlardır; hücre çekirdeğinde bulunan ve hücrenin protein sentezi için hayati önem taşıyan nükleolusa yani çekirdekçiğe.
Christina Caragine ve Shannon Haley ile birlikte bu çalışmayı yazan Zidovska, şu açıklamayı yapmıştır:
“Nükleolusun (çekirdekçik) sıvı benzeri doğası daha önce de incelenmesine rağmen, etrafındaki sıvı ile ilişkisi bilinmemektedir. Bu ilişki, çevresindeki sıvının yani nükleoplazmanın tüm insan genomunu içerdiği göz önüne alındığında daha da ilgi çekici hale gelerek merak uyandırmaktadır.”
Ancak, iki sıvının birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği henüz tam olarak net değildir. Bu dinamiği daha iyi anlamak için bilim insanları, canlı insan hücrelerinde insan nükleolinin hareketini ve füzyonunu inceleyerek yüzeylerinin şekillerini, boyutlarını ve pürüzsüzlüklerini incelemişlerdir. Bu inceleme yöntemi yine aynı ekip tarafından 2018 yılında oluşturulmuştur.
Neden Önemli?
Son çalışmalarında iki tür nükleoların çift hareketini veya tabiri uygun iseyaptıkları “dansları” gösterilerek şu açıklama yapılmıştır: füzyonlarından önce beklenmeyen bir ilişkili hareket ve ayrı bağımsız hareket(devinim). Ayrıca, nükleolar ara yüzünün pürüzsüzlüğünün hem gen ekspresyonundaki değişikliklere hem de nükleoliyi çevreleyen genomun paketleme durumuna karşı duyarlı olduğunu bulmuşlardır.
Zidovska’nın açıklamasına göre,”Hücre çekirdeğinin içinde bulunan en büyük damlacık olan nükleolus (çekirdekçik), insan yaşlanmasında, strese bağlı tepkilerde ve genel protein sentezinde çok önemli bir rol oynamaktadır.
Nükleoliler, genomumuzu içeren sıvı ile çevrili olduğundan, hareketleri etraflarındaki genleri harekete geçirir.
Sonuç olarak, çevreleyen sıvıdaki ve nükleolideki genom, hassas bir dengede bulunduğundan, birindeki değişiklik diğerini de etkileyebilmektedir. Bu var olan dengeyi bozmak da potansiyel olarak farklı hastalıklara neden olabilmektedir. ”
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- İnsan Hücreleri ve Nötron Yıldızları Arasında Tuhaf Bir Benzerlik Bulundu!
- Vücudun İçinde Hareket Eden Bir Hücrenin İlk HD Görüntüsü!
- Aşırı Stres Hücrelerimizin Enerji Üretme Kabiliyetine Zarar Verebilir
- Zamanı Saklayan Beyin Hücreleri Sonunda Keşfedilmiş Olabilir
Editör / Yazar: Zeynep Erva ŞAHİN