İnsanlar Hala Evrimleşiyor mu?

Evrim deyince aklımıza gelen ‘Doğal seleksiyon’ veya ‘en güçlü olanın hayatta kalması’ fikri, et için savaştığımız Taş Devri zamanlarında mantıklı görünüyordu ama şimdi hala geçerli olabilir mi?

Bir tür olarak biz insanlar dünyanın hemen her köşesine yerleştik. Yaşadığımız dünyayı şekillendiren teknolojiler ve kültürler geliştirdik. Peki hala evrimleşiyor muyuz?

Bir araştırma için insanların hala evrimleşip evrimleşmediği 12 uzmana soruldu. Uzmanların hepsi “Evet” yanıtını vermiştir. Fakat bilim adamları evrimin ne olduğunu bilmediğimizi, yanlış fikirlere sahip olduğumuzu söylüyor.

Evrim Doğal Seçilimle aynı şey değildir!

Evrim, genellikle ‘en güçlü olanın hayatta kalması’ veya ‘doğal seleksiyon’ ifadeleriyle tanımlanır. Aslında  bunlar tamamen aynı anlama gelmez . ‘Evrim’, basitçe bir popülasyonun zaman içinde kademeli olarak değişmesi anlamına gelir. ‘Doğal seleksiyon’ ise, evrimin gerçekleşebileceği bir mekanizmadır.

Örneğin; çocuk sahibi olma olasılıkları daha yüksek olan; daha hızlı koşan Taş Devri insanları, mamutlar tarafından ezilmekten kurtuldular. Bu “doğal seleksiyon” dur. Zamanla, insanlar daha hızlı koşar hale gelmeye başladı. Bu ise evrimdir.

Evrim, doğal seçilim olmadan gerçekleşebilir mi?

Taş Devri insanları için mantıklıydı, peki ya bugünlerde? Ne mamutlardan kaçmamıza gerek var, ne de et için savaşmamıza; hasta olduğumuz zamanlar için ilaçlarımız var ve yiyecek almak için de marketlerimiz.

Doğal seçilim bir ‘seçim baskısına’ ihtiyaç duyar. Örneğin, tehlikeli ezici mamutlar gibi, artık böyle tehlikeler yoksa bu evrimleşmeyi bıraktığımız anlamına mı geliyor?

Uzmanlar, evrimin hala başka mekanizmalarla gerçekleştiğini söylüyor. Illinois Üniversitesi’nden antropolog, Profesör Stanley Ambrose şöyle açıklıyor:  “Genlerdeki veya gen oranlarındaki herhangi bir değişiklik zamanla evrim olarak kabul edilir.”

Bazı genler doğal seçilimden etkilenirken (örneğin, daha hızlı koşmamıza yardımcı olan genler) DNA’mızdaki diğer değişikliklerin üzerimizde belirgin bir etkisi olmayabilir. ‘Nötr’ varyasyonlar, ‘genetik sürüklenme’ adı verilen farklı bir mekanizma ile bir popülasyona yayılır.

Genetik sürüklenme, bazı genlerin popülasyon içerisinde yok olmasına sebep olabilecekken, bazı genlerin oldukça sık görülmesini de sağlayabilir. Bu, oldukça rastlantısal ve önceden tahmin edilemez doğa koşullarına bağlıdır (bir takım türleşme tipleri gibi).

Bu yüzden, evrime rastlantısallık katan mekanizmalardan biri Genetik Sürüklenme’dir. Genetik sürüklenme herhangi bir seçim baskısına ihtiyaç duymaz ve bugün hala devam etmektedir.

İnsanlarda hala doğal seçilim oluyor.

Birmingham Üniversitesi’nden Dr. Benjamin Hunt’ın belirttiği gibi, “teknolojik ve kültürel değişimlerimiz çevremizdeki seçim baskılarının gücünü ve bileşimini değiştiriyor, ancak seçim baskıları hala var.”

İşleri kendimiz için ne kadar kolaylaştırmış olursak olalım, çevremizde hala seçilim baskıları var. Hatta, bazı seçilim baskılarını kendimiz oluşturuyoruz. Bu da doğal seçilimin hala devam ettiği anlamına geliyor.

Örneğin; tüm memeliler gibi insanlar da emzirmeyi bıraktıklarında sütü sindirme yeteneğini kaybederler. Bunun nedeni, laktaz adı verilen bir enzimi üretmeyi bırakmamızdır. Bazı ülkelerde, insanlar ‘laktaz kalıcılığı’ kazanmıştır, bu da insanların yaşamları boyunca laktaz ürettikleri anlamına gelir.

Avrupa ülkelerinde, ‘-13910*T’olarak adlandırılan spesifik bir gen varyasyonu sayesinde laktaz kalıcılığı oluşmuştur. Araştırmacılar, modern ve eski DNA örneklerinde bu spesifik gen varyasyonunu inceleyerek, insanların hayvanları evcilleştirmeye ve sağmaya başladıktan sonra yaygınlaştığını öne sürüyorlar.

Bu, seçilimin aslında kendimize baskı yaptığımız bir doğal seçilim örneğidir. Süt içmeye başladık, bu yüzden onu sindirmek için evrimleştik!

Bir yaşam tarzına uyum sağlamak için doğal seleksiyon geçiren insanların bir başka örneği ise, geleneksel olarak Güneydoğu Asya’nın sularında yüzen tekne evlerde yaşayan ve hayatlarının çoğunu balık avlamak veya kabuklu deniz hayvanları toplamak için dalış yapan Bajau insanlarıdır.

Ultrasonik görüntülemelerde, Bajau halkının komşularından daha büyük dalaklara sahip olduğu görüldü. Daha uzun süre su altında kalmalarını sağlayan bir adaptasyon geliştirmişlerdir.

Evrim durdurulamaz

Dolayısıyla evrim, doğal seleksiyon ve genetik sürüklenme gibi farklı mekanizmalarla gerçekleşmeye devam etmektedir. Çevremiz sürekli değişiyor, doğal seleksiyon her zaman gerçekleşiyor. Çevremizde tüm koşullar bizim için en ince ayrıntısına kadar uygun olsaydı bile, yine de evrimleşirdik!

Cambridge Üniversitesi’nden evrim ve genetik alanında uzmanlaşmış  Dr. Alywyn Scally göre, insan üremesi rastgelelik ve genetik mutasyonu içerdiği sürece (evrenin yasaları bunun her zaman bir seviyede olacağını garanti eder), bir nesilden diğerine farklılıklar olmaya devam edecektir, yani evrim süreci asla gerçekten durdurulamaz.

Yani evrim, popülasyondaki değişim anlamına gelir. Bu, çevreye uyum sağlamak için hem kolayca tespit edilebilen değişiklikleri hem de daha gizli genetik değişiklikleri içerir. İnsanlar hala evrim geçiriyor ve bunun durdurulması mümkün değildir.

Zozan Tatar

Nasıl İstediğiniz Kariyere Sahip Olup Hayalinizdeki Hayatı Yaşarsınız

Yüz Yaş Üstü Japonlara Ne Yedikleri Sorulduğunda Verdikleri Tuhaf Cevaplar