Kalp Nakli Sonrası Kişilik Değişimi Yaşanır Mı?

Organ bağışına daha önce hiç bu açıdan bakmış mıydınız? Herkesin kişiliği birbirinden farklıyken  nasıl oluyorda organ nakli bazı insanların kişiliğine etki edebiliyor? Kalp nakli, artık işlev görmeyen bir organı değiştirme meselesi değildir. Kalp genellikle sevginin, duyguların kaynağı ve kişilik özelliklerinin odak noktası olarak görülür.

Yapılan bazı çalışmaların yazarları; kalp nakli yaşayan hastalarıyla, düzenli olarak iletişim halindeydi. Hastaların birkaçı, karşı cinsten gelen kalpleri reddetti.

Diğer hastalar ise kalp nakli yapıldıktan sonra benlik hisleri konusunda endişe duyduklarını bildirdiler.

Bu fenomeni daha iyi ele almak için araştırmacılar; kalp nakli alıcılarının, kişiliklerinin değişip değişmediğini anlamak için alıcılara ameliyattan sonra anket yaptılar.

Bu 3 hastadan birinin verdiği yanıt şöyleydi : “Kulaklık takmayı ve yüksek sesle müzik dinlemeyi seviyorum, daha önce hiç yapmadığım bir şey. Farklı bir araba, iyi bir müzik seti … bunlar artık benim hayallerim. Ve şuan daha önce hiç sahip olmadığım düşüncelerim var.” (not: hasta: 45 yaşında erkek, donör: 17 yaşında erkek çocuk).

Kalbi değiştirmek kişiliğin değişmesi anlamına mı geliyor? 47 kalp nakli olmuş hastayla geriye dönük bir araştırma!

Bu sorunun cevabını öğrenmek için Avusturya’nın Viyana kentinde 2 yıllık bir süre içinde nakledilen 47 hastayla tek tek görüşüldü.

Hastaların düşünceleri 3 gruba ayrıldı: % 79’u postoperatif* kişiliğinin hiç değişmediğini belirtti. Bu grupta hastalar, esas olarak konuyu hızla değiştirerek ya da soruyu gülünç hale getirerek yoğun savunma ve inkar tepkileri gösterdiler. %15’İ kişiliklerinin gerçekten değiştiğini; ancak organ naklinden dolayı değil, yaşamı tehdit eden olay nedeniyle değiştiğini belirtti. %6’sı (üç hasta), yeni kalplerinden dolayı belirgin bir kişilik değişikliği yaşadıklarını söylediler.

Bu araştırmanın sonucu, yüzlerce çalışmadan sadece bir tanesini temsil etmektedir. Şuana kadar bilim dünyası, insanların kafasına takılan bu soruya kesin bir cevap verememiştir.

Journal of Near-Death Studies Dergisi’nin bu konu hakkında yayımladığı birkaç vaka örneğine gelin birlikte bakalım!

Vaka 1:

Donör(Paul): Otomobil kazasında ölen 18 yaşında bir çocuktu.

Alıcı: Endokardit* teşhisi konuldu,sonrasında kalp yetmezliği görülmeye başlandı. 18 yaşında bir kız çocuğuydu .

Donörün psikiyatrist olan babası şunları bildirdi:

Oğlum, müzikle çok ilgiliydi ayrıca hep şiir yazardı. Odasını temizlemek için 1 yıl bekledik, bu şiirler o zaman odasından çıktı. Sözleri kendisine ait olan bir şarkı bulduk. Şarkının ismi şuydu: “Danny, Kalbim Senin.”

Şarkının sözlerini okurken şöyle düşündüm: ‘Oğlum, kalbini birine vereceğini, sanki daha önceden biliyordu.’

Alıcı(Danielle) bildirdi:

Bana oğullarının resimlerini gösterdiklerinde, onu hemen tanımıştım. O içimdeydi, onun içimde olduğunu biliyorum. Ölmeden yıllar önce nasıl bilebilirdi ki ölüp kalbini bana vereceğini ? İsmimin nereden bilebilirdi? Aklım almıyor…

Bana onun müziğinin bir kısmını çaldıklarında, şarkının cümlelerini tamamladım. Müziği sevmeye başladım, bunu kalbimde hissediyordum. Anneme gitar dersi almak istediğimi söyledim, aynı enstrümanı Paul [bağışçı] çalıyordu. Onun şarkısı içimde, hissediyorum.

VAKA 2:

Donör(Jerry): Küvette boğulan 16 aylık bir erkek çocuktu.

Alıcı(Carter): Fallot tetralojisi* teşhisi konulan 7 aylık bir erkek çocuğuydu.

Bir doktor olan bağışçının annesi şunları bildirdi:

Carter [alıcı], beni ilk gördüğünde; bana koştu, burnunu bana doğru itti ve ovuşturdu. Tam da Jerry ile yaptığımız şeydi. Bana sarıldığında oğlumu hissedebiliyordum, oradaydı. Onun enerjisini alabiliyordum. Ben bir doktorum. Keskin bir gözlemci olmak için eğitildim ve olaylara her zaman doğuştan şüpheci olarak yaklaştım.

Ama bu gerçekti. O gece alıcı aile ile kaldık. Gecenin ortasında, bir anda Carter geldi. Kocam ve benimle yatmak istedi. Tıpkı Jerry’nin yaptığı gibi aramızda bize sarılarak yattı. Biz ağlamaya başladık, Carter bize ağlamamamızı söyledi. Çünkü Jerry, ona her şeyin yolunda gittiğini söylüyormuş.

Alıcının annesi şunları bildirdi: Carter, çok utangaç bir çocuktu. Bana koştuğu gibi donörün annesine koşarak gittiğini görünce çok şaşırdım. Bilmenizi istediğim bir şey daha var. Kilisede Carter, Jerry’nin babasıyla ilk defa karşılaşmıştı.

Jerry’nin babası ortada bir grup insanla oturuyordu. Carter elimi bıraktı ve ona doğru koştu. Adamın kucağına tırmandı, ona sarıldı ve “Baba” dedi. Onu nasıl bilebilirdi? Neden ona Baba demişti? Hiç böyle şeyler yapmazdı. Daha önce elimi bırakıp bir yabancıya koşmamıştı. Ona neden yaptığını sorduğumda : “Ben yapmadım. Jerry yaptı ben de onunla birlikte gittim.” dedi.

Vaka 3:

Donör: 24 yaşında bir kadın otomobil kazası kurbanıydı.

Alıcı: 25 yaşında bir erkekti.

Donörün kız kardeşi bildirildi: Çok duygusal bir insandı. Tek aşkı resim yapmaktı ve bu konuda yetenekliydi. Eşcinsel sanatçıları destekleyen bir sanat mağazası vardı. Ablam, lezbiyendi ama bundan dolayı hiç dışlanmamıştı.

Alıcı bildirdi: Bir kadının kalbine sahip olmak beni eşcinsel yapar mı diye çok düşündüm. Ama ameliyatımdan sonra kadınlara karşı her zamankinden daha azgındım.

Alıcının kız arkadaşı şunları bildirdi: Artık çok daha iyi bir aşık. O artık vücudumu benim kadar iyi tanıyordu. Her zaman sarılmak ve alışverişe gitmek istiyor. Tanrım! Eskiden asla alışveriş yapmak istemezdi. Ve ne var biliyor musun?Bunu söylememden nefret ediyor ama onunla alışveriş merkezine gitmek kız arkadaşlarımdan biriyle gitmek gibi. Son olarak, müzelere gitmeyi seviyor. (eskiden bundan da nefret ederdi.)

SON SÖZ

Yayınlanan bu çalışmaları incelerken; kuvvetli bir şekilde, organ naklinin insan kişiliğini etkilediğini düşünmeye başladım. Cevabı ne olursa olsun; organ nakli yaşayan insanlar, diğer insanlara göre farklı bir deneyimin içinde buluyorlar kendilerini. Sizde öldükten sonra organlarınızın bağışlanmasını ister miydiniz? Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Postoperatif: Ameliyat sonrası

Endokardit: Kalpte oluşan, enfeksiyonla gelişen bir kalp hastalığıdır ve kalp kapakçığı iltihabı olarak da adlandırılır.

Fallot Tetralojisi: 4 ayrı kalp anomalisini birden içeren, sık görülen bir doğumsal kalp hastalığıdır.

ECEM SENA ÇELİK

Geçmişte Yaşanan Pandemiler Nasıl Sona Erdi, Ne Kadar Sürdü?

Kitlesel Yok oluş

Bir Sonraki Kitlesel Yok Oluş 2100’e Kadar Gerçekleşebilir