Kara delikleri duymuşsunuzdur, peki beyaz delikleri duydunuz mu?

Kara delikler belki de evrenin keşfedilmesi en zor gizemi. Ölen yıldızların çekirdeklerinin birleşmesiyle oluştuğu düşünülen kara delikler hakkında bilinmeyen çok şey var fakat kesin olarak bilinen bir özelliği mevcut; maddeler içeri girer ama çıkan hiç bir şey olmaz.

Bildiğimiz kadarıyla, kara delikler o kadar yoğun ki olay ufkundan hiç bir şey kaçamaz. Fakat uzaydaki tek “delik” onlar değildir. Bir kara deliğin çevresinde uzay-zamanı incelerken sayılarla uğraşmakta olduğunuzu varsayalım.

Ölen yıldızı (yani tüm o cisim ve kütleyi) hesaplarınızdan çıkarıyorsunuz ve sonuçta beyaz delik elde ediyorsunuz, kütlesiz bir karadelik tekilliği…

İsminden de anlaşılacağı gibi beyaz delik, kara deliğin tam tersi. Astrofizikçiler 1970lerden beri bu kavramla çalışıyorlar.

Kara deliklerin olay ufkundan ışık bile kaçamazken beyaz deliklerin olay ufku içeri hiç bir şeyin girmesine izin vermemektedir.

Kara delikten kaçamazsınız ama beyaz deliğe de giremezsiniz. Yani kara delik maddeleri yutarken beyaz delik onları geri tükürür.

Beyaz delikler, inanılmaz derece parlaktır ve uzaya inanılmaz derecede radyasyon yayarlar.

Varsayımsal olarak, beyaz delikler, kara deliklerin “rewind” (geri sarma) butonuna basılmış halidir. Stanford Felsefe Ansiklopedisi yazarı Erik Curiel şöyle diyor: “ Genel izafiyetin alan denklemleri istenilen zaman yönetimini vermediğinden eğer kara deliklerin oluşumu uzay zaman ve kütle çekim yasaları tarafından açıklanabiliyorsa, beyaz delikler de öyle olmalı.”

Bildiğimiz kadarıyla, şu ana kadar hiç beyaz delik gözlemleyemedik. Fizikçiler, Evrende beyaz deliklerin olabileceklerine olanak vermiyorlar ve bunu destekleyen bir kaç neden var.

En büyük soru: Nasıl oluşurlardı?

beyaz delik
Kara delikleri duymuşsunuzdur, peki ya aklınızı uçuracak beyaz delikleri duydunuz mu?

Kara deliklerin oluşmasından üretilen bir kaç akla yatkın model olsa da kanıtlayamıyoruz çünkü Evreni geri sarıp tüm kara delikleri beyaz deliklere dönüştüremeyiz sonuçta.

Önce tekillik üzerine çalışıp sonra geri sarmalıyız, nesne tüm maddeleri kusar ta ki… Bum! Kendini bir yıldıza dönüştürene kadar. Bu entropinin düşmesi demektir, bu da termodinamiğin ikinci yasasının ihlali demektir.

Çalışmaya tekillikle başlamak da bir sorun. Astrofizikçi Karen Masters şöyle açıklıyor: “gerçek Evrende tekilliği oluşturmanın tek yolu onun orda olduğuyla başlamaktır.

Bir şekilde evren hâlihazırda tekilliklerden oluşmuş olmalıdır.” “ Evrenin hâlihazırda tekilliklerle çalışmaya başlamış olmasını ileri sürmenin hiç bir manası yoktur. Öyle olsaydı gerçekten garip olurdu.”

Bir kaç dakikalık tüm bunları rafa kaldıralım ve beyaz deliklerin gerçekten hiçlikten oluştuğunu varsayalım.

Matematiğe göre, uzay zamanda kara delikleri içeren hiç bir cisim bulanamaz. Madde içine girer girmez ne kadar küçük olursa olsun, artık hiç bir şekilde bir beyaz delik oluşamaz.

beyaz delik
Beyaz delikleri hiç duydunuz mu?

Yani eğer bir beyaz delik oluşmuşsa bile varlığı çok uzun sürmemiş demektir. Eğer Evren başlangıçta beyaz deliklere sahiptiyse Dünyadaki ilk yaşam formları denizin dibinde oluşmaya başlamadan milyarca yıl önce yok olmuşlardır.

Fakat nasıl beyaz delikler şu anda saf teori aşamasındaysa bir zamanlar ve hatta çok yakın geçmişte kara delikler de öyleydi. Aslında bilim insanlarının beyaz delikler için önerdiği bir olay var; bu da gamma ışını yanması.

Bunlar evrende gerçekleşen muhtemelen en parlak ve enerji yüklü olaylar çünkü Güneş’in 10 milyar yılda salacağı enerjiyi sadece 10 saniyede salabilirler.

Bu olay, yıldızların patlamasından oluştuğunu gösteren görüntü tutulmasıyla devam eder. 2017’de gökbilimciler 2 nötron yıldızının çarpışması sonucu gerçekleşen bir örneğini gözlemleyebildiler.

Fakat 2011de 2 gökbilimci bilinmedik özelliklere sahip gamma ışını yanmasının beyaz delik olabileceğini söylediler.

NASA gökbilimcileri bunun kara deliğin oluşma sürecinin bir parçası olduğunu söylüyor. Beyaz delik olma olasılığı oldukça düşük. Ama yine de başka bir çılgın fikir var; o da BigBang’in kendisinin devasa bir beyaz delik olabileceği.

Bu fikir de daha önce matematiksel olarak hesaplanmış olsa da hepsi bir teoriden ibaret. Aslında, Big Bang kavramı bu doğrultuda biraz yanıltıcı olabilir. Şu an revaçta olan bir teoriye göre Evren tek bir noktadan var olmadı.

Varlığın içine doğru yavaşça sızdı ve karanlığın içinde 500 milyon yıl ya da daha fazla bekledi, herhangi bir genişleme göstermeden ta ki gökadalar arasındaki alan iyonlaşana ve ışıklar yanana kadar. Bu pek de tutarlı bir beyaz delik modeli değil tabi ki.

beyaz delik

Ama dahası var; beyaz deliğin, kara deliğin yaşam süresini doldurduktan sonra dönüştüğü hali olduğuna dair bir hipotez daha var. Kara delikler fazlasıyla uzun yaşam süresine sahip oldukları için Evrende daha önce hiç beyaz delik oluşmamış olabilir ya da oluşmuşsa bile biz onu göremeden yok olmuş olabilir.

Bir diğer olanak ise minik, ilkel bir kara deliğin küçük bir beyaz deliğe dönüşmüş olması ve şu anda karanlık maddenin bir parçası olması. Tabi ki bunların hepsi matematiksel olasılıklar ama gerçek, yaşadığımız Evrende hala bir tane bile beyaz delik göremedik.

Eğer bir gün gözlemlersek, bu Evren hakkındaki tüm fikirlerimizi baştan yazmamız mı demek olacak?

Öyleyse bu çok heyecanlı olmaz mıydı?

Editör / Yazar: Meltem ARSLANER

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bir yorum

Korsika’da Yeni Bir Kedi Tilki Türü Keşfedildi

İnsanlığın süpernova patlamalarında yok olmamasının sebebi ne?