Laikliğin Yükseldiği Toplumlarda Ekonomik Büyümenin Arttığı Ortaya Çıktı

Tarihsel olarak yapılan incelemelerde toplumda refah seviyesinin yükselmesiyle, dindarlığın azalması arasında zıt bir ilişki olduğu anlaşıldı. Günümüzde dünyanın en fakir ülkeleri dindarlığın üst seviyede yaşandığı ülkelerdir.

Bu araştırma servet sahibi olmanın dindarlığı azalttığı fikrinden yola çıkmıştır. Bununla beraber çalışma bu durumu sorgularken, dinsizliğin artmasının ekonomik büyümeyle alakası ve sonrasını da takip etti.

Ülke verilerinin geçmişe dönük taramasıyla gerçekleştirilen araştırmada Trobriand Adalıları üzerinde de bir çalışma yapıldı.

Bu topluluk açık okyanusta avlanan ve toplumdan uzak bir yapıya sahip. Aynı zamanda birçok batıl inanç toplulukta yer alıyor. Sosyologlar Trobriand Adalıları’ nın dine benzer uygulamalarının olduğunu gördü.

Yoksul olan insanlar bu durumdan kurtulmak için Tanrı’nın onlara yardım edeceği fikrine tutunuyorlar. Bu nedenle statülerini arttırma çabası yerine, dış bir müdahaleyle durumlarının düzelmesini bekleme eğilimindeler.

Kendi eliyle durumunu düzelten ve bunun için çaba sarf eden toplumlarda ise yaratıcıdan başarı ve maddi zenginlik bekleme hali azalmaktadır.

Kiliseye katılım ve dini kimlik oranlarının diğer zengin uluslardan oldukça yüksek olduğu ABD’de de bile bu durum ateizm arttıkça değişmektedir.

Araştırmacılar ilkelere göre ekonomik kalkınma ve sekülerleşme (dini olmayan değerler) önlemlerinin güçlü ama mükemmel olmayan bir korelasyon gösterdiğini söylüyor.  Ancak Bristol Üniversitesi’nden doktora öğrencisi DamianRuck, hikayenin yanlış bir şekilde ele alındığını iddia ediyor.

1910-2014 yılları arasında 109 ülkede dini inançta düşüş durumunu belirlemek için Ruck, zaman-gecikmeli regresyonların istatistiksel tekniğini kullandı. Beklenenin aksine sekülerleşme ekonomik büyümeden sonra değil önce geliyordu.

Seküler değerlerin nicelleştirilmesindeki her standart sapma artışı, sonraki 10 yıl boyunca kişi başına 1.000 ABD Doları gelir artışı (1990’daki Amerikan dolarına ayarlandı) fazladan 1.000 ABD Doları artış ve sonraki 30 yıllık bir sürede 5,000 dolar artış ile ilişkilendirildi.

Bu örüntü hangi dine düştüğüne bakılmaksızın, birçok farklı kültürde aynı şekilde işliyor. Ruck’in çalıştığı bazı milletlerde bazı dönem verileri eksikti.

Ancak Nijerya, Büyük Birtanya, Filipinler, Şili gibi aynı değerleri gösteren ülkeler için geçerli değil. Sekülerleşmede artış meydana gelmesi uluslararası ekonomik gelişmedeki farklılıkların yüzde 40’ ını açıklıyor.

Bu ilişkinin gücü zamanla daha da yükseldi. Çalışmada bir ülkeye laiklik geldiği zaman kadın hakları başta olmak üzere bireysel haklarda artış meydana geldiğini, bununda ekonomiye katılımı arttırdığını gösteriyor.

Kaynak ve İleri Okuma:

  1. Damian J. Ruck, R. Alexander Bentley, Daniel J. Lawson. 20. yüzyılda dini değişim ekonomik değişimden önce geldi . Bilimsel Gelişmeler , 2018; 4 (7): eaar8680 DOI: 10.1126/sciadv.aar8680

Bir cevap yazın

Avatar photo

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bir yorum

    El Biruni kimdir, hayatı, icadı ve bilim dünyasındaki yeri

    Bunlar Geleceğin Hayvanları Olabilir Mi?