Dördüncü sınıf bilim fuarı projemde, hangi sabunların ellerimi temiz tutmada en etkili olduğunu görmek için farklı sabunları test ettim. Şimdi, mikrobiyoloji doktora adayı olarak yaklaşık 20 yıl sonra, ” dördüncü sınıfta ne kadar amatör bir bilim insanıydım!” diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Denemem belirgin kontrol gruplarından yoksundu ve nihayetinde yanlış soruyu sordum.

En etkili sabun markasının hangisi olduğunu sormak ve tüm bakterileri mikrop olarak sınıflandırmak yerine, hastalığa neden olan belirli bakterilerin veya patojenlerin büyümesini ve yayılmasını nasıl önleyeceğimi araştırmalıydım. Bu soruya cevap vermek zor.
Bir petri kabında büyüyen bakterilerin hastalığa neden olanlara karşı “iyiler” olduğunu ve virüsler gibi bazı patojenik mikropların agar petri kaplarında tespit edilemediğini gözle göremezsiniz. Bununla birlikte, hastalığa neden olan patojenlerin yayılmasının nasıl önleneceğini sormak sadece hevesli mikrobiyologlar için değil, herkes için harika bir soru. Ellerimizi mikroplardan temiz tutma şansımız var mı?
Saldırgan Yaklaşım
2 temel strateji vardır.
Birincisi, mikropların genel biyokütlesini azaltmak, yani bakteri, virüs ve diğer mikroorganizma türlerini azaltmaktır. Bunu sabunla köpürtüp suyla durulayarak yapıyoruz. Sabun kimyası,cildimizin kaygan özelliklerini ortaya çıkararak mikroorganizmaları elimizden kaldırmaya yardımcı olur. Araştırmalar sabun ve suyu etkili bir şekilde kullanmanın ishale sebep olan bakteri miktarını büyük ölçüde azalttığını gösterdi.
İkinci strateji bakterileri öldürmektir. Bunu alkoller, klor, peroksitler, klorheksidin veya triklosan gibi antibakteriyel maddeye sahip ürünler kullanarak yaparız. Ancak, bir sorun var. Elimizdeki bazı bakteri hücreleri, belirli bir antibakteriyel maddeye karşı dirençli olmalarını sağlayan genlere sahip olabilir.
Ayrıca, bakterilerin dirençli olmasına izin veren genler, diğer bakterilere geçerek daha dirençli suşlara neden olabilir. Ayrıca, bazı antibakteriyel ürünlerin uzun süreli kullanımı sağlığınıza zarar verebilir. Bunu akılda tutarak, sabun ve su ile devam edebilirsiniz.
Ellerimizi Temiz Yıkamak İçin Şunları Yapmalısınız
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, ellerimizi temizlemek için şunları yapmanızı önerir:
- Ellerinizi temiz suyla ıslatın.
- Sabun ve köpürtücü uygulayın / ellerinizin her köşesini ve kıvrımını 20-30 saniye ovalayın.-temiz su ile iyice durulayın.
- Ellerinizi temiz kağıt havluyla kurutun.
Sabun ve su yoksa HKM, en az yüzde 60 etanol içeren alkol bazlı el dezenfektanı kullanılmasını önerir. Bununla birlikte, alkol bazlı el dezenfektanları tüm mikrop sınıflarında işe yaramayabilir.
Tüm Mikroplar Bakteri Değildir

Bazı bakterilerin varlığı kötü bir şey değildir. Mikrobiyal bir dünyada yaşıyoruz: Trilyonlarca farklı bakteri derimizi, bağırsaklarımızı ve orifislerimizi (açıklıklarımızı) kolonileştirmektedir. Mayalar ve virüslerle birlikte mikrobiyota olarak adlandırılırlar. Mikrobiyota, bağışıklık sistemimizi eğiterek ve kolonileşme direnci ile bizi mikroplardan koruyabilir.
Tutarlı bir çalışma, çeşitli mikrop popülasyonunun ve bu topluluğun uyumunun sağlığımız için önemli olduğunu göstermektedir. Kötü beslenme, uyku eksikliği, stres ve antibiyotik kullanımı mikrobiyota topluluklarımızı olumsuz yönde etkileyebilir ve bu da bizi hastalıklar için risk altına sokabilir.
Peki verilmek istenen mesaj nedir?
Elimizi sıvı sabun ve su ile yıkamanın, antimikrobiyal ajanlara dirençli olanlar da dahil olmak üzere bulaşıcı mikroorganizmaların yayılmasını azaltmada etkili olduğuna şüphe yoktur. Ellerinizi yıkama fırsatınız yoksa, alkol bazlı el dezenfektanı kullanın.
Ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize fazla dokunmayın. Ayrıca, stresi sınırlandırarak, yeterli uykuyu alarak ve bitki bazlı gıdaların çeşitliliği ile sağlıklı bir mikrobiyota sağlayın. Bu sadece küçük bir dünya değil, aynı zamanda kirli bir dünya.
Kaynak: ScienceAlert / Çeviri: Ayhan Mete GÜNAY