Mısır topraklarındaki antik mezarlar ile ilgili hepimiz benzer hikâyeler duymuşuzdur. Yüksek rütbeli devlet adamları ya da asilzadeler değerli eşyaları ile birlikte mumyalanarak gömülürler.
İtina ile hazırlanmış tabutların üstünde kabartma yazıyla merhumun adı yazılır. Ve biz bu şekilde merhumun kim olduğunu biliriz. Ama yeni bir keşif oldukça farklı bir tablo çiziyor.

Arkeologlar, Sakkara nekropolisi yakınlarında 2000 yıl öncesine ait çok sayıda mezar buldu. Bu mezarlar alışılmışın tersine oldukça mütevazi ve hatta acemice hazırlanmış.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Varşova Üniversitesinden Mısırbilimci Kamil Kuraszkiewicz, Polonya Basın Ajansı’na “Geçen sezon keşfettiğimiz mumyaların çoğu oldukça gösterişsiz.” dedi.
“Sadece bandajla sarılıp kuma gömülmek gibi temel mumyalama işlemlerinden geçmişler.”
Yıllardır Polonyalı arkeologlar, Mısır’da Sakkara nekropolisinde kazılar yapıyor. Devasa büyüklükteki bu ölüler şehri, Memphis’in ve birçok kraliyet hanedanlığının binlerce yıl başkentliğini yapmıştır.
Çölün ortasında zarar görmemiş muazzam mezarlara sahip olan ve Antik Mısır ’ın defin işlemleri hakkında birçok şeyi açığa vuran Sakkara, bölgenin tarihi açısından muhteşem bir hazine.
Kuraszkiewcz ve ekibi, dünyanın en eski piramidi olan 4600 yıllık Zoser Piramidi ile onu çevreleyen Kuru Hendek arasındaki alanda kazı yaptı.
Sefil mumyaları
Bu alanda piramidin dışında kalan sefil mumyaları buldular. Kuru Hendeğin içinde yer alan mumyaların tahta tabutları çürümüş ve mezarların içine yerleştirilmek yerine kumun içine yerleştirilmişlerdi. Dahası, bazı tabutlar yamalanmış ve içi boştu.
Ama bütün çürüklere rağmen, tabutların birinin üzerinde anlam yüklenebilecek dekorasyonlar vardı.

Normalde mumyanın boynunda bir kolye olması gerekirken tabutun üzerine kolye figürü çizilmiş ve ayrıca aşağı tarafına da taklidi hiyeroglifler yazılmıştı.
Kuraszkiewicz: “Görünüşe göre bunu yapan zanaatkârın okuma yazması yoktu ve belki de daha önceden gördüğü bir şeyi taklit etmeye çalıştı. Her durumda çizilmiş bazı figürler aslında hiyerogliflik işaretler değil. Ve bütüne bakıldığında anlaşılır bir metin ortaya çıkmıyor.”
Buna ek olarak, yer altı dünyasının çakal-başlı muhafızı olarak bilinen Anubis (Ölüm Tanrısı) figürü tabutun alt tarafına mavinin değişik bir tonuyla tasvir edilmiş. Kuraszkiewicz bunu “güzel acemilik” olarak tanımlıyor. Normalde Anubis siyah ile çizilir.
Tam olarak Anubis’in neden mavi ile tasvir edildiği belirsiz; bekli de sanatçı, sanatsal geleneklere aşina değil ya da belki de bununla tanrıların değerli lapis lazuli (otantik mavi bir taş türü) saçlarına atıfta bulunuyor.

Tabutun kendisi yağmalanmış ve mumyanın suratında olması gereken ölüm maskesi kaybolmuş. Yani elimizde mumyanın kimliği ile ilgili bize bilgi verebilecek bir şey yok.
Bu mezarların mücevherlerine kropolisin diğer tarafında bulunan üst sınıfa ait mezarların mücevherlerinden daha basit ve değersiz olabilir. Fakat mumyalar, sıradan insanların da zenginlerin cenaze törenine benzer cenaze töreni düzenlediklerini hatta anlamasalar bile zenginlere bakıp onları taklit ettiklerini gösteriyor.
Belki de bu son bulgular, bize Mısır’ın 2000 ve 2500 yıl öncesine ait toplumsal sınıfı hakkında daha fazla bilgi verebilir.
Şimdiye kadar Polonyalı arkeologlar, Sakkara’nın aynı bölgesinden 500’e yakın ‘acemi’ mezar buldu. Bu bölgenin sıradan insanların mezarları için olduğunu düşünüyorlar.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Eski Mısır Şehrindeki Mezarlarda Keşfedilen Mumyaların Fotoğrafları
Mısır Firavunu Tutankamon’un mezarı, 9 yıllık çalışmanın ardından ziyarete açıldı
Mısır’da hamile bir kadına ait 3 bin 700 yıllık mezar bulundu
Çeviri: Zehra Aydın
Yorumlar 1