Abartılı bir şekilde “ Ehh işte“ hissettiğinizi hayal edin. Ne zaman kendini kötü hissetsen, iki seçeneğin var. Ya yaptığın şeyi yapmaya devam edebilirsin, bu da büyük ihtimalle daha kötü hissetmeye devam etmene neden olacaktır ya da bir değişiklik yapıp kendini iyileştirmeye çalışabilirsin.
İkincisi kolay değil. Kendinizi kötü hissediyorsanız, muhtemelen motivasyonunuz sıfırdır; Üstüne üstlük üzgün ve streslisinizdir, bunların hepsi bulunduğunuz duygu durumun içinde kalmak istemenize neden olabilir.
Oysa tam da bu duygu durumda kalmak size hiçbir şekilde fayda sağlamaz. Kendinizi böyle mutsuz hissettiğinizde ruh halinizi iyileştirmenin birkaç yolu var.
Havasında olmasanız bile sevdiğiniz şeyi yapın
Berbat ruh halinizin geçmesini beklemeyin. Bunun yerine, canınız istemese bile gerçekten sevdiğiniz bir şeyi yapın.
Bu, başlangıçta zor gelecek çünkü tutkularınıza veya hobilerinize karşı isteksiz hissedebilirsiniz. En sevdiğiniz yemeğe bakıp “Yemek istemiyorum” diye düşünebilirsiniz ya da en sevdiğiniz hobinize bakıp “umurumda değil” diye düşünebilirsiniz.
Ancak, kendinizi kötü hissederken bile sevdiğiniz şeyi yaparak kendinize, vücudunuza ve beyninize sizi mutlu eden bir şeye ve iyi hissettiren bir şeye sahip olduğunuzu hatırlatıyorsunuz.
Küçük şeylerden başlayın, sizi rahatlatan bir şarkı dinlemek veya size ilham veren bir podcast dinlemek, hatta en sevdiğiniz kolay bir yemeği yapmak gibi. Benim vazgeçilmezlerim muzlu ekmek pişirmek ve bir korkuya kapıldığımda güzel bir gerilim romanı okumaktır.
Ne yapmayı seçerseniz seçin, zor ve büyük olmak zorunda değil. Dünyayı farklı kılan küçük şeylerdir. Buradaki amaç, ruh halinizi iyileştirmek için keyif aldığınız şeyleri bilerek kasıtlı olarak yapmaktır.
Psikologlar buna davranışsal aktivasyon diyorlar ve kulağa biraz “yapana kadar taklit et” sözü gibi geliyor. Bu yöntem işe yarıyor çünkü beyniniz davranışınızı etkiler, ancak davranışınız da beyninizi etkileme gücüne sahiptir, bu nedenle gerçekten zevk aldığınız şeyleri yaparak, beyninizin, normalde yaptığınız etkinliklerle bağlantılı bu haz alma, mutlu olma durumunu beslersiniz.
Günlük hayatın küçük zevklerinin keyfini çıkarın
Hayatınızda size küçük mutluluklar veren zevklere hiç bakmıyorsunuz.
Şunu bir düşünün, berbat bir ruh halindeyken, genellikle küçük mutlulukları hiç önemsemezsiniz. Onları “küçük şeyler” olarak düşünürsünüz ya da “Eh, bu beni daha iyi hissettirmedi, bu yüzden sadece zaman kaybıydı” dersiniz. Bunun yerine, küçük zevklerin tadını çıkarmayı öğrenin. Sabah kahvenizi hazırladıktan sonra evinizin nasıl koktuğuna, ekmeğinizin kokusuna dikkat edin, en sevdiğiniz şarkının sözlerini dikkatle dinleyin, kahvaltınızın ilk lokmasının tadını çıkarın.
Tüm duyularınıza odaklanın ve sosyal medya, telefonunuz, haberler veya düşüncelerinizle dikkatinizi dağıtmak yerine günlük hayatın zevklerinin tadını çıkarın.
Güvendiğiniz birini arayın ve nasıl hissettiğiniz hakkında konuşun
Sizi bilmem ama kendimi berbat ve kötü hissettiğimde, genellikle küçük kaplumbağa kabuğuma çekilir ve hiç kimseyle konuşmak istemem. Ancak, annemle telefonda konuştuğum da veya eşime olumsuz duygularım hakkında açıldığım zaman, neredeyse anında bir değişiklik hissederim.
Eskiden duygularım hakkında biriyle konuşmanın büyük bir zayıflık işareti olduğuna inanırdım. Ailemin veya partnerimin beni olumsuz duygularıyla mücadele etmekte zorlanan biri olarak görmelerini istemezdim ama gerçekte, kendinizi kötü hissettiğinizde sevdiklerinizle konuşmak, paylaşmak duygusal sağlığınızın sorumluluğunu almaktır.
İnsanları sorunlarınıza dahil edip paylaşmak , zayıflığın değil, gücün bir işaretidir
Konuşmak, bir sorunla başa çıkmanın harika bir yolu olabilir ve sevdikleriniz tarafından sadece dinlenmek bile daha az yalnız ve daha fazla desteklenmiş hissetmenize yardımcı olabilir.
Kendini evden dışarı at
Kendini evden çıkarmaya çalış. Manzara veya ortamdaki bir değişiklik ruh halinizde ve moralinizde o kadar büyük bir değişiklik yaratabilir ki. Kendinizi öğle yemeğine çıkarın ya da bir kafeye gidin ve kendinize bir çörek alın çünkü kendinizi şımartmak her zaman iyi bir fikirdir.
Bir çok araştırma, doğanın zihinsel sağlığınız üzerinde sayısız olumlu etkisini kanıtladı ve araştırmalar, doğaya gitme ile stresin azalması arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
Açık havada özellikle yeşil alanlarda geçirilen zaman, bir stres hormonu olan kortizolünüzü önemli ölçüde azaltır ve doğa aynı zamanda endorfin seviyenizi yükseltir ve nihayetinde mutluluğunuzu artıran dopamin üretiminizi de arttırır.
Gününüzü iki saatlik bir yürüyüşle bölmenize gerek yok, ancak öğle yemeği saatinde yürüyüşe çıkmak, hatta dışarıda oturup öğle yemeğinizi yemek veya kahvenizi içmenin bile güçlü etkileri olabilir.
Ruh halinizi iyileştrirmek istiyorsanız aşağıdakileri yapın:
1-Sevdiğiniz şeyi, canınız çekmeden önce yapın. Çok önemli görülmese bile, sonunda kendinizi daha iyi hissettiğinizi göreceksiniz.
2-Günlük hayatın küçük zevklerinin keyfini çıkarmayı seçin. Kahvenizin tadı nasıl? Güneşin yüzünüze gelmesi nasıl bir duygu?
3-Güvendiğiniz biriyle konuşun. Duygularınızla mücadele ederken sevdiklerinizin içinize duygularınıza girmesine izin vermek, zayıflık değildir. Sevdiklerimizin bağlanmasına izin vermenin bir yoludur.
4-Dışarı çıkın. Çevrenizi değiştirin. Bir kafeye yürüyün. Bir köpeğe merhaba deyin. Kendinizi evden dışarı atın.
Çeviren: Ayşegül Eryürekli