Mutluluk Hormonunun, Aşırı Yeme ve Obezite ile Bağlantısı Bulundu.

Mutluluk Hormonu Dopaminin, Aşırı Yeme ve Obezite ile Bağlantısı Bulundu. Obezite ve Biyolojik saat bağlantısı.. 1976-1980’ lı yıllarda ABD’li yetişkinlerin %15’i obezdir. Bugün, yetişkinlerin yaklaşık %40’ı obezdir. %30’lü da fazla kilodudur.

Kiloda bu artışa rastlamak, kalp hastalığı, diyabet, kanser ve hipertansiyon gibi obezitenin neden olduğu sağlık sorunları giderek artıyor. Alzheimer hastalığı bile kısmen obezite ve fiziksel hareketsizliklere atfedilebiliyor. Virginia Üniversitesi’nden Biyoloji profesörü olan Ali Güler, “Son 50 yılda ABD ve diğer ülkelerde diyet dramatik bir şekilde değişti.

*Mutluluk Hormonunun, Aşırı Yeme ve Obezite ile Bağlantısı Bulundu.*

Dopaminin, günlük fizyoloji ritimleri

İnsanlar, günün her zamanı gece ve gündüz fark etmeksizin hemen ve ucuz bir şekilde yüksek işlenmiş gıdalara ulaşabiliyor. Bu gıdaların büyük bir kısmı yüksek şeker, yağ ve kalifiye sahip, bu gıdaların uzun yıllar ve düzenli tüketimi sağlıksız bir yaşama neden olabilir diyor.”

Current Biyoloji dergisinde yayınlanan bir çalışmasında Güler ve arkadaşları, kimyasal dopaminin, günlük fizyoloji ritimleri düzenleyen beynin biyolojik saatini (sirkadiyen ritim) etkileyerek aşırı kalorili yiyecekler (zevk veren) tüketmemize neden olduğu sonucuna ulaştı.

İlgili: Dopamin Nedir? Dopamin Seviyenizi Arttırmanın 11 İlaçsız Yolu

Farelerle yapılan çalışmada, normal beslenme programı ile beslenen ve düzenli egzersiz yapan farelerin uygun kiloya sahip oldukları, ancak kalorisi yüksek beslenen farelerin her saatte atıştırma yapmaya başladığı ve obez hale geldiği gözlendi.

“Beyindeki dopamin sinyalinin sirkadiyen biyoloyi yönettiğini bu nedenle öğünler arasında ve garip saatlerde enerji yayan gıdaların tüketilmesine yol açtığını gösterdik.” Diyor Ali Güler. Fareler gözlendiğinde , öğün aralarında veya dinlenme zamanlarında tüketilen(öğün dışı) yüksek yağlı yiyecekler normal zamanlarda (öğün vakitlerinde) tüketilen aynı kolariye sahip yiyeceklerden daha fazla yağın vücutta depolanmasına neden oluyor.

Bu da eninde sonunda obeziteye veya diyabet gibi obeziteye ilgili hastalıklara neden oluyor.

Modern insan diyetinden bahseden Güler , tam öğün kalorisi artık küçük bir hacme paketlenebiliyor.-küçük boy bir kek gibi.- Bu nedenle insanların kaloriyi aşırı tüketmesi ve kilo alması çok kolay ve beraberinde gelen obezite ve ömür boyu sağlık sorunları. Obezite, sağlık sorunlarının yarısının daha da kötüleşmesine neden olabilir ve bu da birey ve toplun için daha fazla sağlık maaliyeti demektir.

Vücudumuz uzun bir evrim sürecinden geçmiştir

Güler “Vücudumuz uzun bir evrim sürecinden geçmiştir. Atalarınız avcıydı, gündüzleri yiyecek aramak için avlanır geceleri dinlenirlerdi. Avlandıkları zaman kısa sürekli bolluk daha sonra uzun süreli açlık yaşayabilirlerdi. Bu yüzden vücudumuzun aşırı tüketmek istemesi ve yağı depolaması normaldir. Çünkü vücut yemeğin ne zaman geleceğini bilemez.”

“Ama şuanda yiyeceklere çaba göstermeden, hızlı ve istediğimiz zaman ulaşabiliyoruz. Genellikle bu yiyeceklerde yüksek kalorili ve şekerli yiyecekler oluyor.”

Ek olarak, elektrikten önce, starımız güne günün ilk ışıkları ile başlar ve bütün gün çalışırlardı. Geceleri ise dinlenirlerdi. Bu nedenle insan aktivitesi gece-gündüz senkronize edildi. “ Bugün ise gece ve gündüz farketmeksizin yiyor, içiyor ve çalışıyoruz. Bu da vücut saatimizi etkiliyor.” diyor Güler.
“Her zaman ışık altında olmak ve herzaman yiyin tarzı yeme alışkanlıklarımızı ve vücudumuzun enerjiyi nasıl kullanacağını etkiler.

Çalışmamızın gösterdiği gibi metabolizmayı değiştiriyor ve hastalığa neden oluyor.Yediğimiz zamanına ne kadar yediğimiz kadar dikkat etmeliyiz. Yemekler arasında veya garip saatlerde tüketilen kaloriler yağ olarak depolanır ve kötü sağlık için reçetedir.”