Şimdiye kadar, antik sanatı takip eden herkes, aynı desenlerin, sembollerin ve motiflerin dünya çapında göründüğünü fark eder.
Bunlar sadece bir tesadüf mü?
Ya da eski kültürler şu anda anladığımızdan çok daha birbirleriyle bağlantılı mıydı?
Antik eserlere bakmak ve soru sormak için akademisyen veya profesyonel bir arkeolog olmaya gerek yok.
Bunlardan biri, bir çok kişinin, “Hayvanların Efendisi” olarak adlandırdığı şeyin yinelenen motifidir. “Hayvanların Efendisi”ve “Hayvanların Kraliçesi” veya *Potnia Theron’a da referanslar vardır.Bu tasvirler M.Ö 4000 kadar uzanıyor.Onlara ne demek istersen de, bunlar her iki tarafta da iki hayvan ya da nesne tutan bir insan, tanrı ya da tanrıçanın tasviridir.
Araştırmacı ve yazar Richard Cassaro’ya göre, bunlar “Tanrı benliği” simgesidir ve evrensel bilgiyi temsil eder. Richard, benzer antik piramit yapılarıyla birlikte, gezegendeki yüzlerce örneği analiz etti.
Bu motifler dünyanın her yerinde tekrar tekrar görüldüğünden, bunun nasıl mümkün olduğunu merak etmemek ilginçtir.
izce dünyanın her yerinde bu sembollere ulaşmak tesadüf müydü? Ya da o zamanlar için imkansız olduğunu düşündüğümüz binlerce kilometrelik yollar arasında sıkı bir iletişim kanıtı mı görüyoruz?
Bu gizemin yanı sıra, bu sembolizm gerçekten ne anlama geliyor?
Bu tasvirlerin antik kahraman veya kahramanlar tarafından hayvan Krallığı üzerinde ustalık gösterebileceğini tahmin edebiliriz. Bu fikir gerçek gibi görünüyor mu? Ya da bazı antik astronot teorisyenlerinin önerdiği gibi, tarım veya teknoloji hakkında bilgi sahibi olan daha yüksek zekaya sahip eski varlıkları temsil eden tasvirlere bakıyor olabilir miyiz?
Burada herhangi bir belirleme yapamayız ama merak edip tadını çıkarmak bize kalmış. Ne kadar çok inceleme yaparsak o kadar çok soru ortaya çıkar ve o sorularla tarihin gerçekleri sorgulanır. Şimdi gelin hep beraber inceleyelim.
En eski örneklerden biri Türkiye ‘den Çatalhöyük ‘ün Oturmuş Tanrıçasıdır. Pişmiş neolitik kilden yapılmış seramik eser M.Ö. 6000’de yapılmıştır. Yaygın olarak “ana tanrıça” olarak bilinir ve 1961’de bulunmuştur.
Ana Tanrıça
“Tapınaklardan birinde bir tane tahıl kabı, her iki tarafında iki leopar olan bir tahtta oturan büyük bir kadının 12 cm ‘lik bir heykeli vardı. Heykel, bebeğin başı görünür olan doğum yapan kadını tasvir ediyor. Leoparlar ve akbabalar dışında, boğalar da ana tanrıçanın yanında bulunur. Duvar resimlerinde sadece boğaların başları tasvir edilmiştir.”

Antik Yakın Doğu ve Mezopotamya ‘nın yuvarlak mühürleri üzerinde motifin ilk tasvirlerinden bazılarını görüyoruz. Aşağıda Ahameniş imparatorluğunun mühürü ile Pers kralına boyun eğmiş iki *Lamassu¹ görüyoruz.

Aşağıdaki örnek yaklaşık 2600 M.Ö.Mezopotamya ‘da Ur antik kent-devlet, günümüz Irak. Mühürde sığır tanrısı *Enkidu² çıplak tasvirlenmiş. Enkidu, Gılgamış destanında eski Mezopotamya’nın merkeziydi.
Bu garip şekilli nesneyi M.Ö. 2500’den(İran) görüyoruz. Şekil, dünyanın dört bir yanından gelen oymalar üzerindeki eski varlıkların elinde sıkça görülen nesneye benzer görünüyor. Bazen eski çanta olarak anılır, ama gerçekten bu ne? Bu nesne antik çantayla hayvanların efendisinin karışımı gibi gözüküyor.
Şimdi Güney Asya’nın Indus Vadisi uygarlığına giderken, Sanskritçe “Pashupati” olan veya bildiğimiz tabiriyle Hayvanların Efendisi görüyoruz.Oturmuş biçimde resmedilen figürde yüzünün üç tarafının hayvanlarla çevrili olduğunu görüyoruz.
Şimdi, Abydos, Mısır’dan Gebel el-Arak bιçağı adında ünlü bir fildişi ve çakmaktaşı bıçağına bir göz atıyoruz. Nesne, kulaktan dolma bigilere göre M.Ö. yaklaşık 3300-3200 yıllarına kadar uzanır. Eski bir Mısır eserinde neden görünüşüyle Sümer kralına benzeyen bir olduğu araştırmacıları baya şaşırttı . Figür, “hayvanların Efendisi”, Tanrı El, Meskiagkasher (İncil *Cush), Uruk’un Sümer Kralı ya da sadece “bir savaşçı “yı temsil edebilir.”
Bir araştırmacı notu:
Uruk Kralı her zaman hayvanlarla çevrili gibi görünüyor. Uruk Krallarında açıklandığı gibi, ‘ Uruk kralının ikonografisinde hayvanların sürekli varlığı, halkın gözünde sürüsünü koruyup gözeten çoban olarak gözükmesi içindir.Uruk Kralı o olduğunu göstermek için yazılı kelime yerine resimleri kullanmak zorundaydı çünkü ‘’Sümer yazısı hala icat edilme sürecindeydi.”
Sıradaki eser Mısır ve antik Mezopotamya ’ya ait Hayvanların Efendisi motifli bir altın kolye.M.Ö. 1700-1500 ‘e kadar uzanan tarihiyle Minoan her ne kadar Mısırlı gibi görünsede şu an İngiltere British Müzesi ’nde yaşıyor.
Antik Yunanistan’a doğru yol alırken, genelde adak tekliflerinde kullanılan filidşinden yapılma eski bir’Hayvanların Kraliçesi’ veya *Potnia Theron olarak temsil edilen bir kadın tanrıça görüyoruz.
Neredeyse 2.000 mil uzakta, Danimarka’da, Avrupa Demir Çağı gümüş eserinin bilinen en büyük eseri olan Gundestrup Kazanı’nda başka bir hayvan efendisi bulduk. Kazan 1891’de bir turba bataklığında bulundu ve M.Ö 2. veya 1. yüzyıla kadar uzanıyordu. Bu sefer figürün elindeki ‘hayvanlar’, gerçek yılanlardan ziyade yanlış anlaşılan bir şeyi temsil ediyor gibi görünüyor.
Aşağıdaki örnekteki Luristan bronzları MÖ 1000 ile 650 arasında yapılmadır ve İran’ın batısındaki dağlık alandan gelmektedir. Karmaşık nesne bir “biraz at yanak parçası” idi.
- *Potnia Theron: vahşi hayvanların efendisi anlamına gelen, artemisin (ay tanrısı-yunan mitolojisi) isimlerinden biri
- *Lamassu: genellikle insan kafalı, boğa ya da aslan gövdeli ve kuş kanatlarına sahip Asur koruyucu tanrısıdır. Bazı yazılarda kadın bir ilahı temsil ettiği tasvir edilmiştir.
- *Enkidu: Sümer mitolojisinde bir karakter. Sümercede Kırların İnsanı anlamına gelir. Gılgamış destanında Gılgamış’ın arkadaşıdır. Hayvanlar tarafından büyütülmüş vahşi bir insanken tapınak rahibesi olan Tehiptilla tarafından canavarsı yönleri ehlileştirilmiştir.
- *Cush (veya Kush): İncil’e göre, Nuh’un oğlu Ham’un en büyük oğlu idi.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Anunnakiler, Görmezden Gelinen Tarih
- Sümer Metinlerinde İnsanlığın Yaratıcısı Olarak Gösterilen Enki’nin Sırları Ne?
- Arkeoloji Nedir? Arkeolojinin Diğer Bilimlerle İlişkisi
- Arkeolojinin Tarihi
Çeviren: Berk Keskin