Pandemi, çoğumuzun geçmişe özlem duymasına yol açtı. Zihin sağlığı uzmanları bunun insan sağlığı üstünde iyi veya kötü etkileri olabileceğini söylüyor. Aylar süren bir pandemide yaşamak, insanların canlı müziği, büyük aile toplantılarını özlemesine sebep oldu. Virüsten önce bu faaliyetleri büyük ölçüde kanıksıyorduk, şimdi ise o rahatlığa özlem duyuyoruz.
Aile fotoğraflarını ve video koleksiyonlarını dijitalleştiren şirketler, son aylarda satışlarda büyük bir artış olduğunu bildirdi. Bu durum nostalji hissinden kaynaklanıyor olabilir. ScanMyPhotos.com CEO’su Mitch Goldstone: “İnsanlar seyahat edemedikleri ve yeni deneyimler yaşayamadıkları için nostalji trend oluyor.” dedi. ABD’de marttan beri sığınak durumu arttığı için, şirketine gelen taleplerde yaklaşık %625 oranında artış yaşandığını belirtti.
Çocukluk arkadaşlarından artık kullanılmayan şekerlemelere kadar her şey nostalji duygusu uyandırır. Bunların hepsi bu duygunun akıl sağlığımıza nasıl etki ettiği sorusunu doğuruyor. Uzmanlar, bu durumun iki ucu keskin bir kılıç olabileceğini söylüyor. Psikiyatrist ve yazar Carole Lieberman: “Nostalji, bize geçmişin en iyi kısımlarını hatırlatarak toplumun raydan çıkmasını engeller.” dedi. “Örneğin, Norman Rockwell’in resimlerinde yakaladığı günler için Amerikan toplumunun nostaljik hissetmesi önemlidir.”
Sevgiyle geriye bakmak…
Aynı zamanda ruh sağlığı hakkında da yazan bir danışman olan Tanya J. Peterson, nostaljinin insanları anlama yöneltebileceğini ama aynı zamanda bizi engelleyebileceğini söyledi. Peterson: “Sevgiyle geriye bakmak, mutlu olayları ve tutumları hatırlamanıza ve tekrarlamanıza yardımcı olarak şimdiki zamanda anlam oluşturmanıza yardımcı olur.” demişti. “Nostalji, geçmişe hasret ve şimdiki zamandan mutsuzluğa dönüştüğünde bizi geride tutar.” . Anılarımız her zaman doğru değildir. Bazen gerçekten var olmayan eski bir gerçekliğe yapıştığımızı da ekliyor.
Abigail Nathanson nostaljiyi “sürekli bağlar” kavramına benzetiyor. Bu fikir geçmişimizdeki insanların ve şeylerin bugünkü yaşamımıza taşıdığı etkiyi anlatıyor. Nathanson: “Bazı açılardan bu gerçekten yardımcı olan bir durum,” dedi. “Özellikle insanların onuruna hayır kurumları kurduğumuzda, çocuklara atalarının adını verdiğimizde ve bizim için önemli olan insanların değerlerine göre yaşadığımızda.”
Ancak Nathanson, geçmişte çok fazla zaman harcamanın bizi gelecekteki fırsatlarımız için körleşeceği konusunda da uyarıda bulunur. “Geçmişi hâlâ yaşanıyormuş gibi mi yaşıyoruz ve şimdiki zamanda anlamlı bağlantılar kurma şansımızı böylece kaçırıyor muyuz?” diye soruyor.
Editör: Aksel Deniz Günal