Para Artık Eskisinden Daha Çok Mutluluk Veriyor!

Mutluluğu tanımlayan pek çok etken vardır. Fakat bir tanesi var ki yıllardır büyük tartışmalara yol açıyor, para.

O eski atasözü paranın mutluluğu satın alamayacağını söyleyedursun, birtakım çalışmalar yıllık kazancınız arttıkça mutluluğunuzun da arttığını gözlemlemektedir. Yıllık 75.000$ (yaklaşık 1 milyon TL) ‘ye  gelindiğinde ise ekstra gelirin bir değişikliğe sebep olmadığı saptanmıştır.

30 yaş ve üzeri 40.000 civarında Amerikan vatandaşında yapılan çalışmalarda, para ve mutluluk arasında çok daha derin bir ilişki saptandığı görülmüştür.

Anket verileri 1972’den 2016’ya dek yaklaşık elli yıla yayılmış olduğu için, para ve mutluluk arasındaki ilişkinin aynı zamanda yıllar içinde değişip değişmediği de karşılaştırabilinmekte.

İşte burada işler garipleşmeye başlamaktadır. Zira bugün, para-mutluluk ilişkisi geçmişe göre çok daha güçlü gözükmektedir. Görünüşe bakılırsa para mutluluğu eskiye kıyasla daha fazla satın almakta (!) Peki bu nasıl olur?

Para Artık Eskisinden Daha Çok Mutluluk Veriyor!

Çarpıcı Bir Sınıf Bölünmesi

Özellikle gelir ve eğitim baz alınarak sınıflara göre mutluluk incelenmiştir. 1970’lerde beyaz Amerikalılar arasında, üniversite eğitimi almış ve almamış olanlar eşit olarak %40 oranla ‘gayet mutlu’ olduklarını belirtmişlerdir.

Fakat 2010’larda, mutlulukla eğitim daha paralel süregelmeye başlamıştır şayet diplomasız olanlar arasında yalnızca %29’luk kısım ‘gayet mutlu’ olduklarını belirtmişlerdir. Aynı şey gelir için de geçerlidir, 70’lerden 2010’a gelindiği süre içinde mutluluktaki değişim sürekli artmıştır.

Mutluluk Seviyesi Diploması Olmayan Beyaz Kesimde Düşüyor

Para Artık Eskisinden Daha Çok Mutluluk Veriyor!

30 yaş ve üzeri diplomalı beyaz kesimde ‘gayet mutluyum’ diyen kişi yüzdesi %29 ‘a azalmıştır.

Diplomalı siyahi Amerikalıların mutluluk oranı 1970 ‘lerden 2010’lara doğru yükselirken diplomasız olanlarda bu oran sabit kalmakta. Yani, 1970 ‘lerde az gelir sonucu oluşan mutsuzluk 2010’larda daha da çoğalmaktadır.

Dahası, eski çalışmalardan farklı olarak daha yüksek gelir düzeylerinde de doygunluk veya aşırı mutluluk görülmemiştir.

Az Ama Öz Değil!

Bu gidişatın çok fazla sebebi vardır. Biri, gelir farkının büyümüş olması: Zengin zenginleşirken, fakirse fakirleşmektedir.

Şu an ortalama bir şirketin CEO’su normal bir işçiden 271 kat çok kar yapmakta; bu sayı 1978’e kıyasla 30 kat fazla. O zamanlar bir ev alıp lise diplomasıyla aile geçindirmek mümkünken, bu şu anda çok daha zor.

Gelir eşitsizliklerinin çok daha fazla olduğu bir toplumda, orta durumdaki ailelerde mülk az, varlık ve yokluk arası uçurum ise besbelli ortada.Bunun sebebi biraz da barınma, eğitim ve sağlık gibi birçok kilit ihtiyacın maliyetinin enflasyonu geride bırakması ve çalışanlar daha üretken hale gelse bile maaşların aynı kalması.

Evlilik oranlarının da bu trendde bir payı vardır. 1970’lerde evlilik oranları sınıfa bağlı pek değişmezken, şu an geliri çok ve diploması olanların olmayanlara göre evlenme olasılıkları daha yüksek olmaktadır.

Ortalamalar kıyaslandığında evli çiftler bekarlara göre daha mutludur. Evlilik oranları kontrol edildiğinde, sınıflardaki bölünmelere göre mutluluk eğilimi azalmıştır.

Peki Ya Gelecek?

Para Artık Eskisinden Daha Çok Mutluluk Veriyor!

2015 yılında, bir makalede üniversite derecesi olmayan beyaz Amerikalıların ölüm oranının arttığı saptanmıştır. Bu ölümlerin bir çoğu, intihar ve aşırı dozda uyuşturucu da dahil olmak üzere araştırmacıların “umutsuzluk ölümleri” olarak adlandırdığı olaydır.

Bilinen bir şey var ki, Covid-19 pandemisinde geliri zaten az olan Amerikalılar işlerini kaybedince, sınıf bölünmesi iyice artmıştır. Tüm bunlar göze alınınca, Amerikalılardaki fiziksel ve zihinsel sağlık ve sınıf ayrımının da  büyüdüğü görülmüştür.

Zamanla politikacılar, tüm vatandaşların her ay hükümetten belirli bir miktar para aldığı ‘evrensel temel gelir’ fikrini kavramaya başlıyorlar. Andrew Yang, 2020 Demokratik cumhurbaşkanlığı ilkelerinde kısmen evrensel temel gelire verdiği destekleriyle belli başlı bir populerite kazamakta, sonucundaysa şu anda ve ülke genelinde daha fazla belediye başkanı garantili gelir denemeleri yapmakta.

Genel bir kural olarak, sınıflara göre keskin ayrışmalar toplumun refahı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olmaktadır. Bir çalışma, daha fazla gelir eşitsizliğine sahip ülkelerde yaşayan insanların daha az mutlu olduğunu belirlemiştir.

Zaten derinlemesine kutuplaşmış olan bir ülkede, büyüyen bu sınıfsal bölünmeler muhtemelen konuları daha da kötüleştirecektir. Hazır 2020 seçimleri de yaklaşmaktayken siyasi kampanyalar bu keskin sınıf ayrımlarının sonuçlarına da daha fazla alaka göstermelidirler.

Ülkenin mutluluğu ve refahı tehlikededir.

Jean Twenge, Psikoloji Profesörü, San Diego Eyalet Üniversitesi.

Cemre Zeynep GÜLTEKİN

evrenin şekli

Yeni Bir Araştırmadan Çarpıcı İddia: Evren Düz Değil Kapalı Bir Küre

Sığırlar da maske takıyor… Ancak, Kοrοnavirüse Karşı Değil