Anne ve babanızın (Ebeveynlerinizin) cüzdanlarına bakarsanız, birbirinden farklı renkte paralar ve küçük plastik kartlar (kredi kartı) görürsünüz. Bu plastik kartlar, ailenizin yiyecek, giysi ve güzel oyuncaklar almak için kullandığı “para”dır.
Çocukken Pinokyo’nun Maceraları’nda (Pinokyo, çocuk olan bir kukladır) Pinokyo paranın ağaçta büyüdüğüne inanıyordu. Bunun doğru olmadığını anlaması biraz zaman aldı.
Para ağaçta yetişmez. Anne babanız bunu alabilmek için bir işte çalışmak zorundalar.
Kağıt paralar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası adlı bir yerden geliyor. Buna kısaca “TCMB” diyebilirsiniz. (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, ülkemizde para ve kur politikalarının yönetilmesinden sorumlu kurumdur.)
TCMB’de çalışan kişiler, anne babanızın cüzdanlarında gördüğünüz renkli paraları basan ve kesen bir makine kullanıyor.
TCMB’deki iyi insanlar, bu paraların çoğunu istedikleri kadar basabilir. Ancak bu paralardan çok fazla basarlarsa o kadar da hoş olmayan bir şeyin olacağını biliyorlar. Bu pek hoş olmayan şeye “enflasyon” deniyor. Bunun ne anlama geldiğini açıklayayım.

Etrafta çok fazla para olduğunda, insanlar daha fazla para harcamaya başlar. Etrafta dolaşan çok fazla para olduğu için, dükkanlardaki insanlar yiyecek, giysi ve güzel oyuncaklar gibi şeyler için daha fazla ücret almaya başlar. Her şey daha pahalı olmaya başlar. Bu duruma enflasyon diyoruz.
Bu yüzden anne babanızın “hayat çok pahalı” dediğini duyduğunuzda, suçu enflasyona atabilirsiniz.
Her zaman günümüzde gördüğünüz gibi paramız olmadı. Çok eski zamanlarda, birkaç bin yıl önce insanlar bir şeyler satın almaz, takas (değiş-tokuş) ederdi. Örneğin, siz de bir şeyler almak için bahçenizdeki bazı sebzeleri arkadaşınızla değiş tokuş edebilirsiniz.

Eskiden yapılan bu sistem bir süre işe yaradı, ancak insanlar sonunda ticaret yapmak için kabuklar, sebzeler veya tuz bulmaktansa küçük banknotlar ve madeni paralar yapmanın daha kolay olduğuna karar verdiler ve para sistemi böyle doğdu.
Anne babanızın cüzdanındaki plastik kartlar da paradır. Renkli güzel ama onları kaybedebiliriz ve bir sürü şey satın almak için çok fazlasına ihtiyacın olduğunda hepsini cüzdanında tutmak zor olur.
Bu nedenle, insanlar bir sürü parayı cüzdanında bulundurmak yerine, paralarını “banka” denilen bir yere koyarlar. Banka, paraları sizin için güvende tutar ve karşılığında size bir plastik kart verir.

Anne babanız bankadan para almak istediklerinde bu plastik kartı kullanırlar. Kartı bir makineye koyarlar, makine kartı okur ve o kartın sahibinin bankada paraları olduğunu bilir. Sonra ebeveynleriniz makineye paralarından ne kadarını geri istediklerini söyler ve makine onlara istediği miktarda parayı verir.
Ancak sürpriz bir durum daha var: Bu plastik kartlar bugün bir şeyler satın almak ve gelecek ay ödeme yapmak için de kullanılabilir!
Ailenizin kağıt parayla markete gitmesine bile gerek yok. Plastik kartlarıyla mağazaya gidip mağaza sahibine gösterebilirler. Dükkan sahibi bankaya bazı şeyler satın aldıklarını söyleyecektir. Gelecek ay, banka ebeveynlerinizden kağıt paralarını kullanarak aldıkları şeyler için ödeme yapmalarını isteyecek.
Bu yüzden plastik kartlar temelde plastik para ile aynıdır.