Pembe El Balığı, şişkin gözlere sahip, kızılderili saçına (mohawk) benzer bir yüzgeci olan ve deniz tabanında yürüyebilen bu garip görünüşlü balık acı bir sonla karşılaştı. Pembe El Balığı (Sympterichthys unipennis), yok oluşu kayda geçmiş olan ilk modern deniz balığı, Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik (IUCN) tarafından neslinin tükendiği açıklandı.
Sadece 200 yıl önce Pembe El Balığı Avustralya’da, Tazmanya’nın sıcak körfezlerinin tadını çıkarırken, o kadar çok bulunuyordu ki orada kaydedilen ilk balık türüydü. 1802’de doğacı François Péronbu garip görünüşlü yaratığın ilk örneğini güneydoğu Tazmanya’da daldırma ağı ile yakaladı.

Şimdi, Péron’un örneği bilim insanlarının inceleyebileceği son Pembe El Balığı. Tabi bu araştırmacıların farklı bir örnek aramadığı anlamına gelmiyor. Avustralya kıyılarında yapılan kapsamlı incelemelere rağmen, “Biological Conservation” dergisinin 2017’de yaptığı bir açıklamaya göre pembe el balığı “200 yıldan beri görülmedi”, yani Péron kayda geçmiş olan tek örneğe sahip.
Pembe El Balığının nesli tükenmesiyle artık sadece 13 tane El Balığı türü hayatta. Bu balıklar deniz tabanında yaşıyor ve el gibi yüzgeçlerini “yürümek” için kullanıyorlar.
Fauna & Flora International’a göre“yürüyen” bu balıkların parlayan bir ışığı olmasa da bilim insanlarını hayrete düşüren başka bir özellikleri var, oda bebeklerinin larva sürecinin olmaması. Bunun yerine gelişmiş olarak doğan yavrular doğuruyorlar.
(Fauna & Flora International, gezegenin tehdit altındaki vahşi yaşamını ve habitatlarını korumaya adanmış uluslararası bir koruma kurumu ve sivil toplum kuruluşudur.)
Dahası El Balıkları gezmeyi seven kimseler değildir. Geniş yaşam ortamlarına sahip değiller. Yani yaşam ortamlarına müdahale edilirse kaçacak başka yerleri olamaz.
El Balığı nüfusu sınırlı ve tehditlere açık

Tazmanya Üniversitesinde deniz ekoloğu olan Graham Edgar’ın sözleriyle “Vakitlerinin çoğunu deniz yataklarında oturarak geçirirler. Rahatsız edildiklerinde bazen yüzgeçlerini çιrparlar.”
“Larva süreçleri olmadığı için yeni bölgelere yayılamıyorlar ve sonuç olarak, El Balığı nüfusu sınırlı ve tehditlere açık.”
IUCN’e göre, El Balıklarını tehdit etkenleri tüm deniz hayatını tehdit eden etkenlerle aynı; balıkçılık, çevre kirliliği, işgalci Pasifik Deniz Yıldızı (Asterias Amurensis) ve yaşam alanlarının yok edilmesi.
Özellikle o bölgelerde 1967’e deniz tarağı balıkçılığının hedef dışı avlarla çoğu El Balığının öIümüne yol açması (istenilmeden yakalanan balıklarının yeniden denize atılması, buda aynı balıkların öIümüne yol açıyor).
El Balığı Koruma Projesi Vakfı’nın 19 Mart’ta yaptıkları tweet’le balığın neslinin tükendiğini açıkladı.
@IUCNRedList has updated listings of all #handfish (Family Brachionichthyidae). Includes the first ever marine bony fish to be listed as #extinct (Smooth Handfish, Sympterichthys unipennis). https://t.co/iUH33SyBKJ#conservation #extinction
(📷Red handfish, J. Stuart-Smith) pic.twitter.com/iuGZMXTwQr— Handfish Conservation Project (@HandfishProject) March 19, 2020
Aynı zamanda El Balığı Koruma Projesi yaklaşık on yıldır kimsenin Ziebell’in El Balığını gördüğünü bildirmediğini açıkladı. (Ziebell’in el balığı, Brachiopsilus ailesinden nadir bir Avustralya el balığıdır.)
Yine de Kırmızı El Balığı gibi başka balık türleri için umut var. Bu tür güneydoğu Tazmanya kıyılarında bulunuyor. The Wonder Weekly gazetesine göre Tazmanya Üniversitesi ve Tazmanyalı hükümeti bu balığın Tazmanya ’da yetiştirildiğini açıkladı.
Eren Cem Tezcan