Eğer en sevdiğiniz çay markası plastik poşet çay kullanıyorsa midenizi mikroplastiklerle dolduruyorsunuz demektir.
Son zamanlarda yapılan çalışmalar, 95 Celcius derecede demlenen bir adet plastik poşet çayın, bardağın içerisine 11.6 milyar mikroplastik ve 3.1 milyar nanoplastik salınmasına sebep olduğunu gösteriyor.

Bu değer normalde bir insanın bir yılda vücuduna girdiği tahmin edilen 74.000 mikroplastik parçacığı sayısının 200 katı ve hepsi sadece bir bardak çayda mevcut.
Mikroplastikler aslında her yerde. Mesela plastikler kullanılarak sarılan, dürüm yapılan yiyeceklerimize bir süre sonra plastik karışmaktadır. Ayrıca plastikler doğaya da karışmaktadır. Her ne kadar -çok yavaş olsa da- plastik tüketimini azaltıyor olsak bile doğaya çoktan büyük bir zarar verdik. Doğaya salınan plastikler dönüp dolaşıp tekrar bal, ton balık, deniz tuzu vb. birçok yiyeceğimize karışmaktadır.
Poşet çaylar yıllardır kağıt kullanılarak üretiliyor ama son zamanlarda bazı firmalar plastik poşet çay üretmeye başladı.
Plastiğin zararları ise sadece doğaya karşı değil. Kanada’daki McGill Üniversitesi’ndeki araştırmacılara göre 40 Celcius derecenin üzerindeki sıcaklıklar plastikleri anında eritebiliyor. Buna yemek sektöründe kullanılan plastikler de dahil.
Araştırmacılar bu konu hakkında çalışmaya başladı.
Öncelikle dört farklı markanın poşet çayını aldılar, içlerindeki çayı boşaltıp güzelce temizlediler. Bunu suyun içinde bulacakları maddelerin çaydan geçmediğinden emin olmak için yaptılar. Ayrıca poşetler kesilip çay boşaltılırken suya geçecek parçacık sayısında bir değişiklik olmadığından emin olmak için kesilmemiş poşetleri de deneye dahil ettiler.
Markaların poşetlerinin test edilmesi için; 3 boş çay poşeti birer tane temiz küçük cam şişenin içine yerleştiriliyor ve 5 dakika boyunca 95 santigrat derecelik 10 mililitre suyun içinde bekletiliyor. Sonrasında çay poşetleri çıkartılıyor ve su başka temiz bir kabın içine aktarılıyor.
Poşetlerin suda bekletilmeden önceki ve sonraki görüntüleri elektronik mikroskopta inceleniyor. Ardından poşetlerin kimyasal bileşimleri Fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopisi aracılığıyla analiz ediliyor.
Çay poşetlerinin içinde demlendiği sular silikon tabakaya sabitlendi ve kurutuldu. Parçacıkları saymak için de Nanoparçacık İzleme Analizi kullanıldı. Fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopisi da poşetlerin kimyasal bileşimlerini saptamak için kullanıldı.
Yapılan tüm bu deneyler sonucunda çay poşetlerinin demlendikten sonra kayda değer bir bozulmaya uğradığı anlaşıyor. Bu bozulma neticesinde suyun içerisinde haddinden fazla mikro ve makro parçacıklar oluşuyor.
Bu parçacıkların kimyasal bileşimleri çay poşetleri ile uyuşuyor ve parçacıkların sayısı bir çay içicinin bir bardakta ne kadar parçacık yuttuğunu kestirmeye yarıyor-2.3 milyon Mikro ölçekli, ve 14.7 milyar mikron altı parçacık.

Lakin bu durum gittikçe kötüleşiyor. İnsan sağlığının aksine bir etkisi var mı bilmiyoruz. Ama araştırmacılar suya %50, %5 ve %0,5 oranında su piresi koyduğunda sonuçlar pek hayra alamet değildi.
Araştırmacılar raporlarında şunu yazmışlardı: Bir miktar mikro ölçekli yabancı parçacık sızıntıya maruz kalan yüzde 5 ve 50’lik D magna içerisinde gözlenmiştir ama kontrollerde tam aksine gözlenmemiştir.
Ayrıca bu parçacıkların şekil ve boyutları ham sızıntı suyunun içindekilerin şekil ve boyutları ile benzerdi.
Etrafı plastikle kaplı çay içmenin insanlar üzerindeki etkilerini belirlemek için daha fazla araştırma yapmak gerekir ama bir şey kesin ki, o da şudur: Sen çayını içsen de içmesen de o parçacıklar neticede daha büyük bi’ dünyada bitecekler (dünyayı boylayacaklar).
Eğer bunu önlemek istiyorsan yapabileceğin en iyi şey kağıt poşet çay ya da gevşek yaprak çay tercih etmek olur.
Araştırma Environmental Science & Technology’de yayımlandı.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Yeni Araştırma, Çay İçmenin Beyin Sağlığını Geliştirdiğini Gösteriyor
- Uyumadan önce çay ya da kahve içmek uykuyu etkilemiyor
- Papatya Çayı Faydaları, Papatya çayı neye iyi gelir?
- Avusturya’da yapılan araştırmada deneklerin dışkısında mikroplastikler tespit edildi
Çeviri: Ali İhsan ŞENTÜRK & Fatih Erdem GENÇOL