“Seni en çok ilgilendiren şey üzerinde çok çalış.”
Richard Feynman’ın çok farklı bir hayatı vardı ve hayata, aşka, bilime öğretmeye ve öğrenmeye karşı çok ilginç bakış açıları olmuştu. Ayrıca hiç kimseden korkmayan bir karakteri vardı.
Öğretme ve öğrenme söz konusu olduğunda Feynman örnek alınası bir kişilikti. 15 yaşında kendi kendine ileri kalkülüs öğrenmiş ve bu konuda ustalaşmış kusursuz bir öğrenciydi. Daha üniversiteye girmeden kendi matematiksel gösterimlerini ve sembollerini geliştirmeye başladı.

Fizikçi Steve Hsu’nun dediğine göre Feynman, dünyanın en zorlu matematik yarışmalarından biri olan Putnam Matematik Yarışması’nda ve fizik-matematik alanlarında en yüksek puanları aldığı Princeton giriş sınavlarında ABD’de en çok puan alan isimlerden biriydi. Yani tam bir dâhiydi!
Zeki bir öğrenci olduğu kadar, aynı zamanda da harika bir öğretmendi. Karmaşık fenomenleri basitleştirme, bunları genel halka basit ve anlaşılır bir şekilde açıklama yetenekleri genelde çoğu kimse tarafından bilinmez. Fizik dersleri, edebi yazıları ve kayıtları, açıklamalarında tasvir ettiği zekasının ve netliğinin mükemmel örnekleridir.
Bu makalede, dahi fizikçiden hepimizin öğrenebileceği beş parlak çalışma ipucundan bahsedeceğiz. Aşağıda belirtilen tüm alıntılar/dersler onun kitaplarından ve röportajlarından alınmıştır.
Bu dersler sadece akademisyenler için değil, genel olarak öğrenmenin sonsuz bir süreç olduğuna inanan herkes için geçerlidir.
“Eski şeyler üzerinde çok fazla pratik yapmadan yeni bir şey keşfetmeniz pek mümkün değil, ama komik ilişkiler kurup ilginç şeyler üzerinde çalışırken aynı zamanda da çok eğlenmelisiniz.”

Bu öğreti, bilimsel ve bilimsel olmayan disiplinlerin birçok alanında geçerlidir. Yeni bir şey yaratmak, yeni bir şey keşfetmek istiyorsanız, önceden var olan ve önceden kurulmuş tüm şeyler üzerinde öncelikle kendiniz çalışmalısınız. Örneğin matematikte, öncekiler üzerinde çalışmadan herhangi bir matematik disiplininde yeni bir teoremi formüle edemezsiniz.
“Şüphe etmek önemlidir ve şüphe korkulu bir şey değil, çok değerli bir şeydir.”
Akademik bir geçmişe sahipseniz elbet bilirsiniz ki genelde sadece öğretmenin bize öğrettiklerini dinler ve onlar üzerinden yapılan sınavlara girerdik. Yaratıcılık ve sorgulama bu durumlarda çok eksik olan bir şeydi ve bugün hala çok az okulda öğrencilere nasıl düşünmeleri, sorgulamaları ve kendilerine öğretilenlerden şüphe duymaları öğretiliyor.
Akademik hayatlarının çoğunu sadece dinleyerek ve öğretmenin verdiği bilgileri not alarak geçirmeyi tercih ediyorlar. Şüphe, yaratıcılık için çok önemli bir unsurdur.
“Bir durum hakkında gerçekten bir şeyler yapabilirsek, hiçbir sorun çok küçük veya önemsiz değildir.”
Hiçbir sorun çözülemez değildir. Akademik ya da akademik olmayan her sorunun bir çözümü mutlaka vardır. Bildirildiğine göre, Feynman’ın Caltech’teki son karatahtasında “Çözülmüş her sorunu nasıl çözeceğinizi bilin” yazıyordu. Sorunları çözmeye çalıştığımızda ve hiçbir çözüm bulamadığımızda genellikle moralimiz bozulur, hüsrana uğrarız ve bir şekilde artık bunu yapmak istemiyoruzdur. Buradaki fikir, daha iyi deneyip işleri halledebilmemiz için daha iyi başarısız olmaktır.
“Öğrendiğin şeyi birinci sınıf öğrencisine açıklayamıyorsan, o zaman o şeyi gerçekten anlamamışsın demektir.”
Adını Prof. Feynman’dan alan popüler bir öğrenme tekniği var ve bu tekniğin ana fikri, konuya aşina olmayan insanlara bir şeyler açıklayabilme ve kişinin hatalarını bulmayla birlikte kaynak materyale geri dönerek bu hataları düzeltme yeteneğinden bahseder. Bir şeyi açıkça anlıyorsanız, bunu herkese anlayacağı şekilde açıklayabilmelisiniz. Feynman, öğretebilmenin bir şeyleri öğrenmek için çok güçlü bir araç olduğuna inanıyordu.

“Derin mutluluğa ulaşmanın tek yolu, sevdiğiniz bir şey konusunda elinizden gelenin en iyisini yapmaktır.”
Bu sadece öğrenciler için değil, herkes için geçerlidir. Yapmaktan hoşlanmadığınız bir şeyi yapmak istemezsiniz. Çalışmaktan hoşlanmadığınız bir şeyi çalışmak istemezsiniz. Üzerinde vakit harcamaktan hoşlanmadığınız bir şey üzerinde saatlerce vakit öldürmek istemezsiniz. Nihai mutluluk, sevdiğin bir şeyi yapmakta yatar. Bu, inanıyorum ki, pek çok insanın anlamadığı bir şey. Sevdiğiniz şeyi yapmazsanız, kendinizi başarısızlığa ve belki de depresyona mahkûm hissedersiniz.
Feynman, hayata bakış açısı, anlardan zevk alma, öğretme, öğrenme ve mutluluk söz konusu olduğunda nihai bir karakterdi. İnsanın her zaman ders kitaplarına güvenmemesi gerektiğine ve dünyanın kendisinin büyük bir öğrenme merkezi olduğuna inanıyordu.
Sadece dışarı çıkıp kendinizi bulmanız gerekiyor. Eğer bir şeyi tam olarak öğrenmezseniz, içine kendinizi dahil etmezseniz ve iyi uygulayamazsanız eğitimin de hiçbir anlamı kalmaz.
Sezin Aliye Bozdoğan