14 yılı aşkın süredir çözülemeyen bilmece, görsel aramadaki teknolojik atılımlar ile birlikte sonunda çözüldü. 2008’den beri dünyanın öteki ucundaki Satoshi adında bir adamın izini sürmeye çalışıyorum. Bu tuhaf bir şey değil, yemin ederim. Ben sadece bir gazeteciyim.2000’lerin ilk 10 yılı boyunca benim işim bilgisayar oyunlarıydı. Bu süre boyunca oyunlar ev konsollarından değişik ve harika 3 boyutlu, interaktif deneyimlere dönüştü ve internet ile birlikte hayatımızın bir p∂rçası haline geldi.
En heyecan verici olanı ise; tasarımcıların kurdukları ya da dışarıda zaten var olan bilgiyi kullanarak oluşturdukları karmaşık dünyalar olan alternatif gerçeklik oyunlarıdır (ARG). Bu oyunlar televizyon programlarının sonunda yanıp sönen, dergilere yerleştirilen veya bir ankesörlü telefon hattından duyulan kodlarla iç içe geçmiştir. Tüm dünya bir oyun tahtası olabilirdi ve bu da her şeyi daha heyecanlı yapardı.
Bu alternatif gerçeklik oyunları (ARG) oyunculara, sonunda gizemi çözmelerini sağlayacak olan birbirini takip eden ipuçları gönderir. 2006’da ise İngiliz tasarım şirketi Mind Candy tarafından ‘Karmaşık Şehir’(Perplex City) adlı oyunda isimsiz bir adamı bulmaya gönderildik.
Elimizdeki tek şey bir kartın üzerinde adamın yüzü ve Japonca ‘Beni Bul’ yazan kısacık bir yazıydı. Tek bir ipucu bize bilgi verdi ‘Adım Sathoshi.’ Bilmecenin adı ‘Milyarda Bir’ yani dünyadaki bir milyar insan arasından bir tanesini bulmaktı.
Klasik Ayrımın Altı Derece Teorisi
Yazar ve bilmece tasarımcısı Laura E. Hall, 2006’da, dünya çapındaki oyunculardan Satoshi hakkında ipuçlarını ve teorileri toplamak için FindSatoshi.com adlı bir site kurdu. Laura bazen de haberlerde veya YouTube videolarında daha fazla insanı buna dâhil etmeye çalışıyordu. Bunu yapmanın başka bir yolu yoktu.
Satoshi geçen sene bulundu ve Laura’ya göre Satoshi’yi bulmak sadece teknolojideki yeni atılımlar sayesinde geçekleşebildi. The Digital Human’ın son ‘Bul’ bölümünde “İlk birkaç yıl tek yapabildiğimiz haberi olabildiğince fazla yaymaktı.” Şeklinde açıklıyor Laura.
2018’den sonra, yapay zekâların yüzleri hiç olmadığı kadar farklı şekillerde araması mümkün hale geldi. Bu yeni teknikler, aynı kişiyi farklı zamanlarda farklı fotoğraflarda tanımlayabilen yüz tanımaya dayanıyor. Önceden, bir görsel aratmak istediğinizde algoritma aradığınız görselin aynı zamanda web’de nerede olduğunu da bulurdu.
Laura en son 2020’de çözülmemiş gizemlerle ilgili bir YouTube videosunda göründüğünde, Almanya’dan Tom-Lucas Sager adında bir adam yemi yuttu. Tersine bir görüntü araması yaptı, Satoshi’ye benzeyen bir adamın resmini buldu, bir yıl kadar önce yüklenen bir Japon maratonunun bitiş çizgisindeki bir koşucunun fotoğrafıyla çapraz referans verdi ve şunu öğrendi: bu koşucunun Satoshi olduğuna dair basit bir arama ve işte, gizem çözüldü.
Laura, Satoshi Shimojima ile iletişime geçtiğinde, Satoshi bir zamanlar oyun yapan rastgele bir yabancıya fotoğrafını verdiğini çoktan unutmuştu. O sadece Japonya’da yaşayan sıradan bir adamdı. Fakat o zamandan beri on binlerce insan onu arıyordu. Gizemi çözmek için tek gereken teknolojinin gelişmesiydi.
Çeviren: Nisanaz Bingül