John Hopkins Araştırma Hastanesinde yapılan araştırmalara göre neredeyse hiçbir vitamin, mineral ve diğer takviye besinler ya da diyetler uzun bir yaşamla ya da kalp hastalıklarından korunmayla ilişkilendirilemiyor.
Neredeyse hiçbir takviye gıdanın ya da diyetin zararı olmasa da, elde edilen analizler gösteriyor ki muhtemel faydalar yalnızca düşük sodyum içeren bir beslenme düzeninden ya da omega-3 yağlarından oluşan takviye gıdalardan elde edilebiliyor.

Bazı kişilerse folik asit içeren takviye gıdalardan da fayda sağlayabiliyor. Araştırmacılar ayrıca, kalsiyum ve D vitaminini birlikte içeren takviye gıdaların, çok düşük bir oranda da olsa, inme riskini azalttığını gözlemledi.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi ’nin yaptığı anketlere göre Amerikan halkının yüzde 52’si günde en az bir adet vitamin veya diğer takviye gıdalardan birini kullanmakta. Ayrıca Amerikan halkının reçetesiz ilaçlara her yıl 31 milyar dolar harcadığı da bilinmekte.
Sayısı sürekli artan araştırmalarsa bu tür ürünlerin çoğunun sağlık üzerindeki faydalarını kanıtlamakta başarısız oldu. John Hopkins Tıp Fakültesinde profesör olan ve araştırmanın da baş müelliflerinden olan
Eric D. Michos şöyle demiştir: “İnsanların araştırıp durduğu her derde deva olabilecek bir ilaç maalesef mevcut değil. İnsanlar ihtiyaç duydukları besinleri ve vitaminleri, kalp sağlığı için uygun bir beslenme düzeni izleyerek almaya odaklanmalılar. Çünkü elde edilen bilgiler gösteriyor ki, sağlıklı yetişkinlerin birçoğunun takviye gıda almasına gerek yok.”

Multivitamin, selenyum, A vitamini, B6 vitamini, D vitamini, kalsiyum ve demir içeren takviye gıdaların birçoğu ölüm riskini ve kalp sağlığını ne artırıcı ne de azaltıcı bir etkiye sahip.
Düşük tuz tüketimli beslenmenin etkilerinin incelendiği üç araştırmada normal tansiyon değerlerine sahip 3518 kişiden 79’u hayatını kaybetti. Bu insanların ölüm riski oranlarında yüzde 10 düşüş gözlemlendi.
Düşük tuz tüketimli beslenmenin etkilerinin araştırıldığı beş araştırmada yüksek tansiyon değerlerine sahip 3680 kişiden sadece 674 ’ü kalp hastalığından dolayı hayatını kaybetti. Bu insanların ölüm riski oranında ise yüzde 33 düşüş gözlemlendi.
Omega-3 yağı içeren takviye besinler
134.034 katılımcı ile yapılan 41 araştırmada, omega-3 yağı içeren takviye besinlerin muhtemel etkileri ölçüldü. Bu grupta 10.707 kişi, kalp krizi ve inme gibi kalp rahatsızlığı göstergesi olan olaylar yaşamıştı. Genel olarak bu çalışmalar gösterdi ki, takviye gıda tüketimi kalp krizi riskini yüzde 8 oranında; koroner kalp hastalığı riskini ise yüzde 7 oranında düşürmekte.
25.580 sağlıklı insan üzerinde yapılan 25 çalışmadan elde edilen bilgilere göre folik asit inme riskini yüzde 20 oranında düşürmekte. 877 katılımcı çalışmalar sırasında inme geçirdi. Araştırmacılar ise bu çalışmayı folik asit tüketmenin faydalarının düşük olduğuna dair bir delil olarak görüyor.
Araştırma sonuçlarına göre folikasitin en büyük etkisi inme riskin azaltması. ABD’de olduğu gibi Çin’de de kahvaltılık atıştırmaların içine katılan folik asit takviyesiyle folik asit alımının düşük olduğu bölgelerde bu etkiyi arttırabilir.
Kalsiyum ve D vitamininin ortaklaşa takviye edildiği 20 çalışmada bu takviyelerin inme riskini yüzde 17 azalttığı görüldü ancak bu iki maddenin tek başına kullanılmasının herhangi bir etkisi olmadığı görülmüştür.
Virginia Üniversitesi ’nden Dr. Khan çalışmanın sonucunda alınan bazı takviyelerin sağlık üzerine olumlu etkisi olsa dahi kalp damar sağlığına etkisinin ölçülebilir ve anlamlı bir etkisi olmadığını söylüyor. Çalışmaya katkısı bulunan araştırmacılardan hiçbiri herhangi bir kurumdan maddi destek almamıştır.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Genç Kalmak için 1 numaralı besin bulundu
Pancar Suyu İçin: Sebzelerin Şok Edici Faydalarının Arkasındaki Bilim
Çeviri: Handenur ŞAHİN