Tüberküloz (TBC) diğer adıyla verem hastalığı, çoğunlukla akciğerde görülen bakteriyel bir enfeksiyondur. Ve tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Esasen tüm dünyada ilk 10 ölüm nedeni arasında yer alır. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) TBC için giderek artan ilaca dirençli prevalansı (görülme sıklığı) nedeniyle “toplumsal sağlığı tehdit eden bir krizdir” açıklaması yapmıştır.
Bilinen en eski hastalıklardan biri olan tüberküloz, ABD ve Avrupa’da son yüzyılda önde gelen ölüm nedenlerinden biriydi. Ancak özellikle gelişmiş ülkelerde gelişen yaşam koşulları veantibiyotikler sayesinde vaka sayısı giderek azaldı.
Buna rağmen Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) 2018’de 9,025 TBC vakası bildirmiştir ve kurumun verdiği bilgiye göre hala yaklaşık 13 milyon Amerikalı asemptomatik (belirti göstermeyen) tüberküloz hastası olarak yaşamını sürdürmektedir.
CD, dünya nüfusunun dörtte biri tüberküloz bakterisi ile karşılaşmış ve enfekte olmuş diyor. Ancak bakteriyle karşılaşan herkes hasta olmuyor. Buna literatürde latent yani belirti göstermeyen enfeksiyon denir, kişi latent tüberküloz olabilir ancak hastalanmaz ve hastalığı başkalarına bulaştırmaz.

Tüberküloz belirtileri nelerdir?
CDC’ye göre kişi tüberküloz bakterisi ile karşılaştıktan sonra hastalığın enkübasyon (Kuluçka) süresi ve ya hastalık belirtilerinin ortaya çıkması birkaç hafta hatta yıllar alabilir.
Aktif tüberküloz enfeksiyonunun en yaygın tüberküloz belirtileri öksürük- kanlı ve balgamlı öksürük- göğüs ağrısı, halsizlik, güçsüzlük ve gece terlemesidir. tüberküloz aktif enfeksiyon sırasında akciğerlere zarar verir,akciğerde gelişen iltahap solunum güçlüğüne neden olur.
Bu yüzden aktif tüberküloz enfeksiyonu olan bir hastada akciğer röntgeni anormallik gösterir.
New York WeillCornel Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı profesörlerinde Sabine Ehrt;
“tüberküloz , zatürre ve KOAH ( Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ile karıştırılsa da spesifik belirtileri ve tanılama testleri ile kolayca teşhis edilebilir” diyor.
Ehrt şöyle ekliyor “Öte yandan sağlıklı görünen bir insanda latent tüberküloz enfeksiyonu varsa belirti vermeyecektir. Ve sadece tanısal testlerle ortaya çıkartılabilir.
Latentenfeksiyonun hastalığa dönüşmesi yıllar alabilir, hatta bazı latent tüberküloz ‘lu kişiler hiç aktif tüberküloz geçirmezler.
Latent TBC enfeksiyonunu neyin aktive ettiğini ve dolayısı ile bazı latent tüberküloz ‘lu kişilerin neden hiç hastalık formunu yaşamadığını hala bilmiyoruz “.

Yine Harvard T.H. Boston’daki Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan Doç. Dr. Nicolas Menzies
“tüberküloz , vücudun bağışıklık sistemi ile uzun süren bir savaşla karakteri oluyor diyebiliriz. Baktığımızda latentenfeksiyon, bağışıklık sisteminin tüberküloz bakterilerini belirli sayıda ve kontrol altında tuttuğunun en belirgin işareti” diyor.
Tüberküloz Teşhisi Nasıl Konur?
Tanılama için yaygın olarak kullanılan iki yöntem vardır: Cilt testi ve Kan tahlili.
Cilt Testi (Mantouxtuberkulin veya PPD testi olarak da bilinir) şu şekilde uygulanır: Hastanın ön kol iç kısmına TBC (tüberküloz) bakterisinden üretilmiş az bir miktar steril protein özütü olan tüberkülin enjekte edilir.
İki ya da üç gün sonunda kişi yeniden sağlık kurumuna giderek test uygulanan bölgede gelişen reaksiyonun (sertlik şişkinlik ve kızarıklık) ölçümünü yaptırmalıdır.
Pozitif reaksiyon kişi TBC bakterisiyle enfekte olmuş demektir. Ancak bu tam tanı koyabilmek için yeterli değildir, o nedenle kişide görülen formun latent mi yoksa aktif mi olduğunu belirlemede akciğer röntgeni, fizik muayene gibi ileri tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulur.

Tam bu noktada Sabine Ehrt cilt testinin Amerika Birleşik Devletlerinde TBC tanılamada en sık kullanılan araç olduğunu ekliyor. Hindistan, Çin ve Endonezya gibi TBC ‘nin endemik olduğu ülkelerde ise, tanılama için kan testleri daha çok tercih ediliyor.
Çünkü BCG aşısı olmuş bir kişinin cilt testinin yanıltıcı pozitif sonuç verme olasılığı yüksek. Bu aşı, Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne (NIH) göre ABD’de çok kullanılan bir aşı değil, sadece TBC’nin sık görüldüğü yerlerde yapılmakta.Kan testi, laboratuvar ortamında kan örneklerinin, TBC bakterisine maruz bırakılmasıyla yapılıyor.
Beyaz kan hücreleri, daha önce TBC ile karşılaşmışlarsa, belirli bir kimyasal üretimine geçiyor. Yine de belirtelim, deri testi gibi, kan testleri de tek başına bir enfeksiyonun aktif mi yoksa gizli mi olduğunu belirlemekte yeterli olmuyor. Doğru bir tanı için ileri tanı yöntemlerine başvurmak şart.
Tüberküloz Nasıl Tedavi Edilmelidir?
CDC nin verdiği bilgiye göre Aktif TBC enfeksiyonu(içinde farklı etken maddeli ilaçların yeraldığı) multi ilaç kokteylleri ile tedavi edilir. İlk aşama tedavide hastaya tüberküloz ilaçları olarak; izoniazid, rifampin, etambutol ve pirazinamid verilir. Bu tedavi 6 ila 9 ay sürer.
Haturlatalım, tedaviyi tamamlamayan hastalarda, multiilaca dirençli (MDR) veya yaygın şekilde ilaca dirençli (XDR) TBC enfeksiyonu gelişebilir. MDR-TBC, en azından rifampin ve izoniazid’e dirençli olarak tanımlanırken, XDR-TBC, hem ilk aşama ilaçlara hem de ikinci aşama ilaca dirençlidir.
Dünya Sağlık Örgütü 2016 yılında yaptığı açıklamada;
Yeni TBC vakalarının% 4.1’inin ve daha önce tedavi edilmiş TBC vakalarının ise % 19’unun MDR veya rifampine dirençli olduğunu, bugüne kadar 123 ülkenin en az bir XDR-TBC vakası bildirdiğini tahmin ettiklerini belirtiyor.
MDR veya XDR, Klinik Enfeksiyon Hastalıkları dergisinde yayınlanan bir incelemeye göre, antibiyotiklerin tüm TBC bakterilerini yok etmemesinin sonuçları. Tedaviden sonra vücutta bakteri kaldıysa (Genelde tedavinin yarım bırakılması bunun en belirgin sebebi) , bu bakterilerin ilaçlara direnç geliştirme olasılığı daha fazla.
Sabine Ehrt bu konuda şunları söylüyor “ mevcut TBC araştırmalarının hedeflerinden biri, yeni ilaçların geliştirilmesi ve tedavi süreçlerinin kısaltılması olmalı. Tedavi süresini iki aya kadar kısaltmak bile ileriye dönük büyük bir adımdır”
CDC’ye göre tedavi tamamlandığında bakteri vücuttan tamamen atılmış olur. Yeni bir enfeksiyon olasılığı her zaman olsa da sağlıklı insanların çoğu yeniden tedaviye ihtiyaç duymaz.
Tüberkülozdan Korunma Yöntemleri

Bundan bir asır önce, her ikisi de Fransa’daki Pasteur Enstitüsünde araştırmacı olan Albert Calmette ve Camille Guérin, zayıflatılmış bakteri suşundan tüberküloz aşısı geliştirdi. BCG adı verilen aşı, bugün dünyadaki farklı üreticiler tarafından üretilmektedir. Ancak bu aşıların etkinlikleri hala tartışılıyor.
İngiltere Ulusal Sağlık Servisi’ne göre, BCG aşısı çocuklarda TBC menenjit de dahil olmak üzere en şiddetli TBC formlarına karşı% 70 ila % 80 oranında etkili, fakat ne yazıkki yetişkin TBC’sinin önlenmesinde yetersiz kalıyor.
CDC’y göre, BCG aşısı ABD’de yaygın olarak kullanılmıyor. Daha doğrusu Amerikalılar çocuklara, eğer aileleriningeldiği bölgelerde TBC oranı yüksekse veya yaşadıkları mahallelerde TBC bildirildiyse ya da TBC vaka sayısı yüksek olan ülkelere seyahat edeceklerse bu aşıyı yaptırıyorlar.
WHO’nun TBC’ye yaklaşımlarından biri, gizli TBC enfeksiyonunun aktif hastalığa dönüşmesini engellemeye yönelik. CDC 2018 yılında, gizli TBC tedavisi için önerilerini güncelledi.
Gizli TBC vakası teşhisi konduktan sonra, izoniazid, rifampinveya izoniazid ve rifapentinkombinasyonu ile tedavi edilebiliyor. CDC’nin bu tedavi için önerdiği süre, üç ila dokuz ay tabi bu dakullanılan ilaca ve hastanın yetişkin mi yoksa çocuk mu olduğuna bağlı olarak değişiyor.
Menzies “TBC, bir yoksulluk hastalığı olarak bilinir. Çünkü yetersiz ve dengesiz beslendiği için düşük kilolu birine TBC bulaşmışsa, aktif hastalığa ilerleme olasılığı çok daha yüksektir ” diyor.
Yaşlılık, zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olmak diğer risk faktörleri arasında. Ulusal Sağlık Enstitüsünün verdiği bilgiye göre; TBC, en çokda bağışıklık sistemini devre dışı bırakan HIV pozitif hastalar arasında ölüme neden oluyor.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Tüberküloz (Verem) un En Ölümcül Tipi için Artık Yeni Bir Tedavi Var
- Bakteriler, hayatta kalmak için Darvin’in evrim teorisinin tam tersine, işbirliği yapıyor
- D vitamini eksikliği Nedir? D vitamini eksikliği belirtileri ve sebebi
- Penisilin Nedir? Mucidi, İcadı, Yararları ve Direnci Hakkında Bilgiler
Çeviri: Belkıs ÖZTÜRK