İşte eğlenceli bir “varsayım” sorusu. “Ya aniden dünya üzerindeki tüm mikroplar ortadan kaybolsaydı?”
Bir grup biyolojist bu soruyu düşündü ve bir cevap ortaya attı. Hayatta kalabilirdik ama yalnızca kısa bir süre için. Ve bu esnada hayat “anlaşılmaz bir şekilde kötü olurdu.
Grup cevabı bakteri ve arkeler ortadan kaldırıldığında ve tüm mikroplar (virüs, bakteri, arke, protista alg. vb.) aniden ortadan kaybolduğunda ne olur şeklinde ayırdı.
Bakteri ve arkeler ortadan kaybolsaydı?

Günlük yaşamda bakteriler açısından, Strep’den Klamidya ve idrar yolu enfeksiyonuna yalnızca kötü varsayımlar duyarsınız. Ama bakteri elbette boğazınızı ve genital bölgenizi iltihaplandırmaktan çok daha fazlasını yapar.
2014 yıl tarihli makaleye göre: Tüm bakteri ve arkal yaşam sihirli bir şekilde ortadan kaldırılsaydı, insanlar bizim bildiğimiz yaşamın sona ereceğini ve toplumun çökeceğini iddia ediyor.
Biyolojistlerden oluşan grup ise, başlangıçta, en azından birkaç hafta insanların
işaretleri görmekte başarısız olacağına ve “tamami toplumsal çöküşün” bir yıl ya da daha fazla zaman içerisinde, temel olarak besin tedarikinin çökmesinden dolayı olacağına inanıyor.
Pek çok ana problemden ilki, gezegenimizin bitkileri için gerekli olan Azot olurdu. Daha ayrıntılı ifade etmek gerekirse; Azot, bakteriler tarafından bitkilerin fotosentez için ihtiyaç duyduğu amonyağa dönüştürülür. İnsanlar tarafından seri üretilen gübre gibi gerçekten devasa bir müdahalesiz, küresel olarak çoğu fotosentez muhtemelen bir yıl içinde sona erecektir.
Kendini beğenmiş şekilde “Sadece et yerim.” diye düşünen insanlar bunu düşünmekte zorluk çekiyorlar; elbette ineklerin ot yediğini ve ayrıca geviş getiren hayvanların yiyeceklerini sindirimden önce mikrobiyal hareketle sindirdiklerini unutuyor demektir.

Hiç bakteri, hiç inek, hiç koyun ve hiç keçi anlamına gelir.
Bir diğer problem ise ayrıştırma olurdu.
Ekibin lideri: “Biyokütle, özellikle moleküler seviyede birikmeye başlayabilir ve bu da
hiçbir biyolojik varlığın dönüştüremeyeceği biyojeokimyasal atık rezervleri yaratır. ”
dedi ve ekledi “En azından başlangıç olarak.”
Daha küçük hayvanlar için durum daha kötü. Tüm fitoplanktonların(okyanus, deniz ile tatlı su ekosistemlerinin anahtar faktörlerinden biridir) yarısından fazlası bakterilerden B12 vitamini alır ve bu olmadan hayatta kalamazlar. Besin zincirinin çökmesi muhtemeldir.
“İnsanlar, diyet ve bağırsak mikroorganizmalarımız yoluyla elde edilen mikrobiyal vitamin ve amino asitlere bağlı olmasına rağmen, besin bileşiklerini kimyasal ustalıkla veya maya ile rekombinant biyoteknoloji yoluyla başarılı bir şekilde sentezleyebiliriz.” diyerek bakterilere olan bağımız hakkında yazıyorlar.
Biz tüm bunlarla uğraşırken, hayvanlar olarak gazı soluma konusundakı ısrarımızı sürdürdükçe ve bitkiler gazı tekrardan oksijene dönüştürme pazarlığının kendilerine düşen kısmını yerine getirmeyi reddettikçe atmosferik CO2’de büyük bir artışla da yüzleşmek zorunda kalacağız.
“Gezegendeki çoğu insanın ve mikroskobik olmayan yaşamın yok edilmesi, uzun bir açlık, hastalık, huzursuzluk, iç savaş, anarşi ve küresel biyojeokimyasal boğulma dönemini takip edecektir diye sözlerini neşeyle sonlandırıyorlar, ancak türlerin küçük popülasyonlarının (eğer yukarıdaki problemlerin üstesinden gelebilirlerse) dayanabileceğini de ekliyorlar.
Peki ya tüm mikroplar ortadan kaybolursa?
Araştırma, tüm mikroplar ortadan kalkarsa Ebola ve kızamık gibi mikrobiyal hastalıkların bir gecede ortadan kaybolmasıyla, sevinip kutlayabileceğimizi söylüyor. Ancak etkileri bakterilerin ortadan kaldırıldığı zamana benzer hatta daha şiddetli olacağından, kutlamalar da pek uzun sürmeyecektir.
Acil bir sorun, insan ve hayvan atıklarının parçalanmayı bırakması, “hızlı bir şekilde birikmesi” ve hiçbir şeyin geri dönüştürülememesi nedeniyle mevcut makro besinler ve mikro besinlerin kısa sürede tükenmesi olacaktır.
“Canlı besin kaynakları bulmak giderek zorlaşacak” diye yazıyorlar. “Çoğu geviş getiren hayvan, mikrobiyal ortak yaşamlar olmadan açlıktan ölür ve bitkiler hızla nitrojeni tüketir, fotosentezi durdurur ve sonra ölür.”
Muhtemelen karşı karşıya olduğumuz sorunlardan bunalmış durumdayken, yalnızca bir avuç insan hayatta kalabilirdi. Dünyamızı büyük ölçüde böceklerle paylaşırdık.
“Kısacası, insanların mikroplar olmadan gayet iyi yaşayabileceğini savunuyoruz” diye bitiriyorlar. ” Yalnızca bir kaç gün için.”
“Bu gezegendeki yaşam kalitesi akıl almaz derecede kötü olsa da, bir varlık olarak yaşam devam edecek.”
Makale PLOS Biology’de yayınlandı.
Çeviren: Zeynep Kırca