Uzayı Keşfetmeye Ne Zaman Başladık?
Uzaya çıkan insan yapımı ilk araç 1942 yılında test uçuşunu başarıyla tamamlayan Alman V2 roketiydi.Bu insansız roket189 km (117 mil) yüksekliğe ulaşmıştı.
Eski Nazi roket bilimcileri Kıtalararası Balistik Füzelerin -gezegenin bir ucundan diğer ucuna nükleer silah taşıyabilen roketlerin(ICBM) geliştirilmesinde etkili olduklarından, Amerika ve Rusya tarafından (Rusya’da genellikle silah zoruyla) işe alındılar.

Her iki savaş sonrası süper gücün uzay programlarının temelini oluşturan bu süper füzelerdi. Sputnik 1, Ekim 1957’de insansız olarak uzaya fırlatıldığında Rusya Dünya’nın yörüngesine ulaşan ilk ülke olmuştu.
Bu olayı takriben 1 ay sonra Sputnik 2, uzaydaki ilk canlı hayvan Laika adlı köpekle uzaya fırlatıldı. Çok geçmeden ABD, insansız ilk uydusu olan Explorer 1’i Ocak 1958 yılında yörüngeye ulaştırdı.
Böylece, Atlantik’in bir ucundan diğerine çok sayıda robotik uzay uçuşlarının ardından, Rus kozmonot Yuri Gagarin12 Nisan 1961’de Vostok 1 ileyörüngeye girerek uzaydaki ilk insan oldu.
İşte tam bu noktadan sonra Neil Armstrong ve Buzz Aldrin ikilisinin NASA’nın Apollo programının bir parçası olarak Ay’da yürüyen ilk insanlar olmasıyla uzay yarışları gerçekten başlamış oldu.
Uzay Yolculuğu Neden Önemlidir?
Uzay keşifleri gelecektir. Bunlar, insanın yolculuk ve keşif dürtüleri tatmin eder ve gelecek yıllarda ve on yıllarda giderek kalabalıklaşan dünyada türümüze yuva diyebilecekleri yeni yerler bile sağlayabilir.
Uzaya erişimimizi genişletmek bilimin ilerlemesi için de gereklidir. Hubble uzay teleskobu gibi uzay teleskopları ve Güneş sisteminin uzak dünyalarına dair araştırmalar yapan insansız uzay roketleri devamlı olarak güncelleniyorlar ve zaman zaman astronomi ve fizik anlayışımızda devrimler yaratıyor.
Öte yandan Dünya üzerinde son derece nadir bulunan malzemeler için asteroit madenciliği yapmak gibi bazı çok pratik sebepler de var. Buna bir örnek, Ay’ın yüzeyindeki toprakta kilitli kaldığı düşünülen kimyasal izotop helyum-3’ün büyük rezervidir.
Bu izotop, gelecekteki nükleer füzyon reaktörleri -Güneş ile aynı enerji kaynağına ulaşabilen güç istasyonları için potansiyel birer yakıttır. Diğer füzyon yakıtlarının aksine helyum-3 kontrolü zor ve ölümcül nötron radyasyonu yaymaz.
Diğer taraftan, bunun gerçekleşmesi için aşılması gereken ilk zorluk Ay’da bir üssü nasıl inşa edeceğimizi bulmaktı.2019 yılı, NASA Artemis projesinin, astronotları Ay yüzeyine taşımak için bir platform sağlayan Lunar Orbital Platform-Gateway adlı bir uzay istasyonu inşasını planlamak iken, Çin’in kalıcı bir Ay üssü inşa etme niyetlerini işaret eden Chang’e 4 projesi Ay’ı fethetmek için yeni bir uzay yarışının başlangıcı oldu.
İnsanlar Yıldızlararası Uzaya Gidebilir Mi ve Oraya Nasıl Gidebiliriz?
Kâşiflerin Güneş sistemimizdeki en uzak noktalara ulaşabilmesi tamamen mümkün. Ancak yıldızlar başka bir konudur. Yıldızlararası uzay aslında o kadar geniştir ki, bir uçtan diğerine gidebilmek, evrendeki en hızlı şey olarak bildiğimiz ışık hızıyla bile yıllar, yüzyıllar ve hatta bin yıllar alabilir.
Kolay olmamasına rağmen insanların bir gün bu kozmik boşluğu geçebilmesi imkansız değildir, yalnızca günümüzün yanmalı roket motorlarının yakıtı verimli kullanamamalarından ötürü bu iş için uygun değildirler. Bunun yerine yıldızlararası uzay aracı elektrik ve manyetik alanları kullanan bir roket benzeri itici jet oluşturabilirler.

Bu sözde “iyon sürücü” teknolojisi Güneş sistemindeki insansız uzay keşif aygıtlarında halihazırda test edildiler. Başka bir ihtimal ise yüksek güçlü lazer kullanılarak uzay aracının yıldızlara doğru itilmesidir.
Kendilerine “Breakthrough Starshot” adını veren bilim insanlarından oluşan bir konsorsiyum, yalnızca bu metodu kullanarak şimdiden en yakınımızdaki Proxima Centauri adlı yıldıza küçük keşif robotları göndermeyi planlıyor.İnsan astronotların, böylesine cezalandırıcı bir hızdan mı yoksa uzayda on yıllarca sürecek yolculuğundan mı kurtulabildiğini göreceğiz.
Uzay Keşiflerinden Nasıl Faydalanabiliriz?
Bilimin sınırlarını ileriye taşımak, birçok uzay görevinin belirtilen amacıdır.Ancak uzay yolculuğu teknolojisinin gelişmesi bile, bazı pratik uygulamalarla kasıtsızca yapılan ancak faydalı “yan ürün” teknolojilerine sebep olabilir.
ABD uzay programı NASA’nın önemli yan ürünleri arasında hafızalı köpük şilteler, yapay kalpler ve yağlayıcı sprey WD-40 yer alıyor. Hiç şüphesiz ki bu ürünler zamanla daha artacaktır. Uzay keşifleri ayrıca bir merak duygusu aşılayarak bizlere tekdüze gezegenimizin küçük çekişmelerinin ötesinde de uğraşılacak meseleler olduğunu gösteriyor ki bu hiç şüphesiz, bu genç bilim insanlarının yeni nesilleri için eşsiz birer ilham kaynağı olacaktır.
Buna ek olarak bu keşifler aynı zamanda birer sigorta poliçesidir. Artık hepimiz dünyada, 65 milyon yıl önce dinozorların neslinin tükenmesine yol açan dev bir asteroidin çarpması ya da iklim değişikliği gibiçeşitli afetlerin olduğunun ve olabileceğinin farkındayız.
Yani, insanlar olarak tüm yumurtalarımızı tehlikede olan tek bir sepetin içinde tutuyoruz. Öte yandan, sağlıklı bir uzay programı ve diğer dünyalara seyahat etmenin yolları bize bir çıkış yolu sunuyor.
Uzay Yolculuğu Tehlikeli Midir?
Kısaca evet, hem de çok. Yörüngeye ulaşmak, yaklaşık 28.000 km / saate (17.000 mil veya ses hızının 22 katı) kadar hızlanmak anlamına gelir. Bu hızda, herhangi bir şeyin yolunda olmaması demek çok nadiren iyi bir haber olur.
Daha sonra Dünya’nın yörüngesinde halledilmesi gereken kullanılmayan uydular, atılan roket aşamaları ve diğer döküntüler gibi giderek büyüyen ve aynı hızla hareket eden bir uzay çöpü var. Yörünge hızına çarpan beş gramlık bir cıvata, 18 katlı bir binanın tepesinden düşen 200 kg’lık bir ağırlık kadar enerji sağlıyor.

Bunun yanında uzaya ulaşmak tehlikenin yalnızca başlangıcıdır. Oradaki ilk tehlike, kanser üreten radyasyondur. Uzayda 1 gün geçirdiğimizde maruz kaldığımızradyasyon miktarı, koruyucu manyetik alan ve gezegenin atmosferi sayesinde Dünya’da tam 1 yıl boyunca aldığımız radyasyona eşittir.
Şimdi buna bir de getirmek zorunda olduğumuz tüm su ve yiyecekleri, buz gibi soğuk olan vakumları ekleyelim, üstelik bu listeye uzun süreli ağırlıksızlığın kemik yoğunluğu üzerindeki etkilerini, kalp de dahil olmak üzere beyin ve kas kondisyonunu da dahil ederek uzaya gitmenin gerçekten de cesaret gerektiren bir iş olduğunu belirtelim.
Uzay Yolculuğu Ne Zaman Herkes İçin Ulaşılabilir Olacak?
Aslında bu şu anda oluyor, yani bütçenizin yeterince derin olduğunu varsayarsak bu mümkün. Masraflarını kendi karşılayan ilk uzay turisti 2001’de Uluslararası Uzay İstasyonunda (ISS) toplamda 20 milyon dolar (15 milyon sterlin) harcayarak 1 hafta geçiren Amerikalı iş insanı Dennis Tito oldu.
Virgin Galactic uzun süredir, müşterilerinin roket itme gücünü ve Dünya’ya geri dönen bir piste yönlendirilmelerinden önce birkaç dakikalığına sıfır yerçekimini deneyimleyebilecekleri kısa süreli yörünge-altı seyahatini toplamda 250.000 $ (190.000 £) karşılığında vadediyor.
Temmuz2020’nin sonlarında şirket, SpaceShipTwo aracında bitmiş kabini tanıtarak ticari uzay uçuşlarının kısa süre içinde başlayabileceğini öne sürdü.

Bu arada, Elon Musk’ın SpaceX’i Mayıs 2020’de Dünya yörüngesine Dragon adlı bir insan mürettebatı göndererek ISS’de gecelik 35.000 $ (27.000 £) fiyatına konaklama sunmayı planlayan ilk özel şirket oldu.
SpaceX şu anda, Dünya’dan 100 yolcuyu kişi başına yaklaşık 20.000 $ (15.000 £) karşılığında Mars’a kadar uzağa götürmek için tasarlanan devasa Starship aracının prototipini yapıyor.
Musk, Ocak ayında 2050 yılına kadar 1.000 Yıldız Gemisi çalıştırmayı umduğunu belirtti.
Hatice Kübra Nakir